Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Külliye'de kabine toplantısına başkanlık yaptı. 2.5 saat süren toplantının ardından millete seslenen Erdoğan, şu mesajları verdi:
Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi; eğitim, sağlık, gıda, ticaret gibi alanlar başta olmak üzere tüm hizmetlerin vatandaşların hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde icra edilmesi, önceliğimiz. Son günlerde kamuoyuna yansıyan birtakım hadiselerde denetim ve yaptırım zafiyeti olduğuna dair bir intiba oluştu. Bu algının önüne geçmekte kararlıyız.
Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değil. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi, halkımıza en iyi şekilde hizmettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 85 milyonun tamamının hizmetindedir, bütün vatandaşlarının emrindedir. Millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkânları suistimal etmenin hiçbir mazereti olamaz.
Hele hele bulunduğu konumu menfaat sağlama vasıtası olarak görenlere asla müsamahayla yaklaşamayız. Milletimizden çokça şikâyet aldığımız yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanımıyla ilgili cezaları artırdık. Ruhsatsız ateşli silahlar konusunda da kapsamlı bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Her iki hususta da bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.
Kamu kurum ve kuruluşlarının inceleme ve denetleme faaliyetlerinin daha etkin ve düzenli bir şekilde yürütülmesi amacıyla Devlet Denetleme Kurulumuzla ilgili bir genelgeyi yürürlüğe koyduk. Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz; teftiş, rehberlik ve denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, ihmali, yanlışı olan kim varsa, bunun gereğinin yapılmasını temin edecek.
Muhalefetten gelen her çeşit yapıcı eleştiriye, tenkite, teklife, fikre açık olduğumuzu defalarca vurguladık. Türkiye'nin ufkunu açan, yolunu aydınlatan, millete ve memlekete hayrı dokunacak her öneriye kapımızı ardına kadar açık tutuyoruz. Zorbalığa, kabadayılığa, komisyon basıp Gazi Meclis'in çatısı altında terör estirilmesine de hiçbir surette eyvallah etmeyiz.
Türkiye'nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş 14 aydır devam ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda, Gazze'de yaşanan vahşete dikkat çekiyoruz. İsrail'le ticareti tamamen keserek, yaklaşık 9.5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ettik.
Şahsımıza, partimize ve iktidarımıza işbirlikçi iftirası atanlar, önce gitsinler, Filistin direnişine terör yaftası vuranlarla kurdukları işbirliğini sorgulasınlar. Kimse kusura bakmasın, Filistin davasına sağladığımız desteğin zekâtı bile bunların tamamının yaptıklarından katbekat fazla. Türkiye; Filistin, Gazze ve Lübnan için görünenden, konuşulandan, basına yansıyandan çok daha fazlasını yapıyor.
Filistin meselesi konusunda Türkiye'yi haksızca eleştirmek, bir hassasiyetin değil, kötü niyetin göstergesi.
ENERJİDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE
Muhalefetin, keşfimizi açıkladığımızda akıllarınca dalga geçtiği Gabar'daki petrol kuyularımızda, günlük üretim miktarı 57 bin varile yükseldi. 2025'te 143 arama sondajı yapacağız. Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü, 4 kat artışla, 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan nükleer enerjiyi, Akkuyu Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu Santrali devreye girdiğinde, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu temin edecek.
NETANYAHU İÇİN ÇEMBER DARALIYOR
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, çok cesur bir adım. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralıyor. Bu kararın uygulanması, Roma Statüsü'ne taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil ediyor. Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini, bu bakımdan takdire şayan. Türkiye olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz.
Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar kardeşlerimizin yanında olacağız. İnşallah, Filistin halkı bu zor günlerin sonunda felaha, barışa, huzura kavuşacak, zalimler kaybedecek, kazanan Filistin davası olacaktır.