Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi sonrası düzenlenen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Tüm insanlığın vicdanını sızlatan savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bu kuruluşların en başında, temel görevi küresel istikrarı ve barışı korumak olan BM Güvenlik Konseyi geliyor. Güvenlik Konseyi, BM üyesi 193 ülkenin hak, hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist bir yapıya dönüşmüştür. Dünya beşten büyüktür.
İsrail'in Gazze'deki zulüm ve vahşetine dünya beklediğimiz tavrı koymuş değil. Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre felaket düzeyine ulaştı. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. İsrail hükümeti açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye insani yardım girişlerini engelleyerek insanlığa karşı suç işliyor. Ağır bombardıman altında bir kap yemek, bir yudum suya ulaşmak için canını tehlikeye atan çocukların dramını 14 aydır yüreğimiz parçalanarak takip ediyoruz. Batılı güçlerin desteğiyle İsrail'in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun bu zulme, dozu giderek artan bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir.
SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ
Girişimlerimiz neticesinde G-20 bildirgesinde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Lübnan'daki tehlikeli tırmanış hakkında derin endişenin yanı sıra Gazze'ye insani yardımların önündeki engellerin kaldırılması çağrısı liderler düzeyinde kayda geçirildi. Bizim hiçbir ülkeyle, hiçbir halkla, hiçbir inançla sorunumuz yoktur. Bizim sorunumuz katliamla ve katliamcılarla, ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini daha fazla masum kanı dökmekte arayanlarla, işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir. İsrail'e silah ve mühimmat sevkinin durdurulmasını talep eden mektubumuz 52 ülke ve 2 uluslararası kuruluşun imzasıyla bir BM belgesi olarak yayımlandı. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması çok önemlidir.
İsrail saldırıları karşısında hayatta kalma mücadelesi veren Gazze ve Lübnan'daki kardeşlerimize el uzatıyoruz. 86 bin tonluk yardım miktarıyla Filistin'e en fazla destek olan ülkelerden biriyiz. Lübnan'daki kardeşlerimize ulaştırdığımız yardım miktarı da bin 300 tonu geçti. Filistin meselesinde bizimle aynı hissiyata sahip Brezilya'nın açlığa karşı mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
(Rusya Ukrayna Savaşı) Çatışmaların ilk aylarında İstanbul süreciyle tarihi bir fırsat yakalandı ancak bu imkân değerlendirilemedi. Faturasını her iki komşumuz, enerji ve gıda kriziyle tüm insanlık ödedi. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz. Türkiye, taraflar arasında her türlü kolaylaştırıcı rolü üstlenmeye hazır.
MAZLUMLARIN YANINDAYIZ
Başkan Erdoğan toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı.
İsrail'in zulmü Lübnan'a da yansıdı. Bu zulme karşı Türkiye olarak tek başımıza da kalsak mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.
BRICS konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Belli noktaya geldikten sonra gerekli cevabı vereceğiz.
Nükleer silahların kullanıldığı bir savaşın olumlu yanı vardır diyemeyiz. Ukrayna'nın kullandığı füzeler durumun nerelere varacağını gösteriyor. Temenni ediyorum ki bir an önce kesin ateşkesi Ukrayna ve Rusya arasında da sağlarız.
İsrail'le ticari ilişkileri kestik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un COP zirvesi için Azerbaycan'a gitmek için bizim hava hattımızı kullanmasına müsaade etmedik.