Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasabetiyle yayımladığı mesajda gündemdeki konulara dair önemli mesajlar verdi:
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin aziz ve tarihi varlığının kesintisiz devam edegelen hürriyet ve istiklal davasıyla eklemlenmesinin mümtaz bir eseri, milli kahramanlık ve kader ortaklığının marifetiyle husule gelen muazzez bir egemenlik beratıdır. Hiçbir yokluğa ve yılgınlığa boyun eğmeyen milletimiz dişiyle tırnağıyla, imanıyla iradesiyle, canıyla kanıyla vatana yığılan akur düşmanı önüne kattığı gibi kovalamayı, bunun ardından da hâkimiyetine dayanan yeni Türk devletini kurmayı başarmıştır. Aziz Atatürk'ün veciz sözlerle açıkladığı üzere, Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye layık olduğunu eserleriyle ispat etmek için ebediyet güzergâhında harekete geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, soylu bir milletin "varım ve payidarım" mesajının şehit kanlarıyla ibra ve izharıdır.
Milli birlik ve beraberlik şuurunun perçinlenmesi gereken bugünlerde, herkesin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne önşartsız bağlılığı samimi dileğim. Bin yıllık kardeşliği yaşayıp yaşatarak Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın sütunlarını da elbirliğiyle, vicdan ve irade birliğiyle inşa edeceğimize inancım tam. Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Milli Mücadele kahramanlarını, TUSAŞ saldırısında şehit olan kardeşlerimizi ve diğer bütün şehitlerimizi rahmet, minnet, şükranla anıyorum. Büyük Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor, en kalbi selam, sevgi ve saygılarımı paylaşıyorum.
TERÖRÜ SÖKÜP ATMA HEDEFİNDEN SAPMA VE SAVRULMA OLMAZ
Terör ve bölücülüğü sadece hayatımızdan değil, milli hafızadan da söküp atma hedefinden cayma, sapma ve savrulma söz konusu değildir. Şayet buna direnç gösterilirse, eski usul mücadele stratejilerinden çok daha sert, seri ve şiddetli yöntemlerin devreye alınması mukadder hale gelmeli, hiç kimsenin de gözünün yaşına bakılmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti lütufla, bağışla, ihsanla, ikramla veya piyangodan çekilişle kazanılmamıştır. İç ve dış müstevli cephesinin mütecaviz tahakkümleriyle de sarsılmayacak, sonsuzluk istikametindeki bağımsız ilerleyişinden kesinlikle vazgeçmeyecektir.
UZATTIĞIMIZ HOŞGÖRÜ ELİNİ HÂLÂ İDRAK EDEMEYENLER BİZİM İÇİN HÜKÜMSÜZDÜR
Haksızlığa, hayâsızlığa, en şedit saldırılara karşı cephe cephe kazanılmış zaferlerle çatısı örülen Türkiye Cumhuriyeti'nin nefsine ve yabancı telkinlere esir düşenlerin elinde oyuncak olmasına rızamız olmayacaktır. Tarihin hiçbir etabında, dış düşmanlardan merhamet dilenmeyen Türk milleti, içimize sızmış ve sirayet etmiş azgın işbirlikçilere, onların sonu gelmez tahrik ve tahribatlarına, hain emel ve hedeflerine elbette taviz vermeyecek, teslim olmayacaktır. Türk milletinin uzanan müşfik ve hoşgörülü elini hâlâ idrak edememiş, manasını ve maksadını anlayamamış siyasi güruhun provokatif açıklamaları, hiçbir değer hükmüyle izah edilemeyen sakat pozisyonları sorumsuz ve yıkıcı mahiyetlidir.
KÜRT SORUNU YOK BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ SORUNU VAR
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Kürt sorunu yoktur, asla da olmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin etnik veya mezhebi bir ağırlığı ve açmazı da yoktur. Var olan sorun bölücü terör sorunudur, kaldı ki bu ihanetin kökü muhakkak surette kazınacaktır. TUSAŞ tesislerine kadar gelip beş kardeşimizi şehit eden teröristlerle, bölücü terör örgütüyle, terörizm patentini kontrolünde tutan bölgesel ve küresel odaklarla yollarını ayırmayan kim ya da kimler varsa demokrasi ve insanlık düşmanlığı ortak paydasında buluşmaları mutlak bir akıbettir.
KARDEŞLİK TEBLİĞİMİZE DİRENENLER SABIR EŞİĞİMİZİ ZORLUYOR
Güney Kürdistan tanımıyla kuzeyini tescilleme arayış ve çabasına girenlerin son şanslarını kullanmaktan özenle imtina etmeleri, ısrarla ayrıştırıcı ve bölücü üsluba sarılmaları hezeyan olmakla birlikte; sahte demokrat, sanal özgürlük ve temelsiz halklar ezberlerini hurdaya çıkarmaktadır. Ülkemizin komşu coğrafyaları kaynayıp kaosa sürüklenmişken, milli birlik ve kardeşlik tebliğimize direnenler, hâlâ ve inatla terör diline saplanıp kalanlar doğru yolda değildir, sabır ve sebat eşiklerini zorladıklarını görmek mecburiyetindedir.