15 Temmuz gecesi hain darbe girişiminde bulunan Fetöcü darbecilerin kendilerini Yurtta Sulh Konseyi şeklinde adlandırdıkları ve bu adla darbe bildirisi yayınladıklarını dahi görmezden gelen bazı hesapların sahipleri, yargı kararlarını da gizleyerek çirkin bir algı operasyonuna giriştiler. Oysa ki Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Genelkurmay Çatı Davasında verdiği kararın gerekçesinde yurtta sulh konseyine ilişkin birçok net tespit yapmıştı.
Gerekçeli kararda darbeye yönelik talimatın bizzat örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından verildiği belirtilirken, örgüt elebaşının konuşmasında sık sık "ıslahçılar" ve "ıslah hareketi" tabirlerini kullandığının altı çizildi. Kararda, "ıslah" kelimesinin Arapça olduğu ve "sulh" kelimesiyle aynı kökten türediği ifade edildi. Mahkeme, Islah ve sulh kelimelerinin aynı anlama geldiğinin vurgulandığı belirterek örgüt liderinin ezoterik bir dil kullanarak yaptığı bu konuşmadan gerekli mesajı alan örgüt üyelerinin kendilerini 'yurtta sulh konseyi' olarak adlandırdıkları ve 15 Temmuz 2016'da bu isim altında darbe bildirisi yayımlayarak silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları tespitine yer verdi.
YARGITAY KARARLARINDA DA VAR
Aynı şekilde Yargıtay kararında da bu konudaki değerlendirmeler açıkça yer buldu. Yargıtay'ın kararında, "Ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki 'yurtta sulh konseyi' adı kullanılarak gerçekleştirildiği noktasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır." denilmişti. Yine Yargıtay kararında örgüt üyelerinin kendilerini 'yurtta sulh konseyi' olarak adlandırdıkları ve 15 Temmuz 2016 tarihinde bu isim altında darbe bildirisi yayımlayarak silahlı darbe teşebbüsünde bulunduklarının anlaşıldığı açık bir şekilde ifade edildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de FETÖ'nün propaganda hesapları tarafından dolaşıma sokulan çirkin iddiaların gerçek dışı olduğunu belirtti.