1960'lı yılların sonundan itibaren devletin bütün anayasal kurumlarını ele geçirme doğrultusunda mahrem yapılanmasını tesis eden eli kanlı terör örgütü FETÖ, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ordudaki ve emniyetteki örgütlenmesini yoğunlaştırdı.
Gülen, başından beri siyaset ve orduyla ters düşmeme prensibini temel ilke edinmişti ama 12 Eylül darbesinde kelimenin tam anlamıyla cunta yanlısı oldu. Öyle ki 80 darbesinden bir yıl önce 1979 yılı Haziran ayında, Sızıntı isimli örgüt dergisinde 'Asker' isimli bir başyazı kaleme aldı. Yazıda, "Tuğa selam, sancağa selam ve onu tutan sancağa binlerce selam" diyerek içinde bulunduğu güç dengesine ve şartlara göre tutum aldı. Darbe girişiminden sonra bile "Ümidimizin tükendiği yerde Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bin kere selam duruyoruz" yazısıyla 2000'li yıllarda kendisini "cennetlik" gördüğü darbeci Kenan Evren'e bile selam çaktı.
KADROLAŞMA
70'li yıllardan itibaren örgüt üyelerine verdiği, "Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın. Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin" vaazlarında şifrelerini verdiği, "Mülkiye, Adliye, Emniyet, Milli Eğitim ve TSK" içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya gidildi.
Bu yıllarda kurulan mahrem yapılanmayla, harp okulları, polis koleji ve polis akademisine öğrenci yetiştirilmeye başlandı. Her iki kurum için de hazırlanan sınav soruları ele geçirilerek yüz binlerce insanın kul hakkına girildi.
Mahrem imamlar tarafından Işık Evleri'nde yetiştirilen askeri öğrenci ve polisler büyük bir gizlilik esasına dayanarak devlet içine monte edildi.
ÖRGÜT İFŞA OLUYOR
2000'li yılların başından itibaren FETÖ'deki Omerta Yasası, yani suskunluk prensibi bozulmaya başladı. Bu anlamda ilk örnek Nurettin Veren'di. Derken 2000'li yılların başında örgütün Emniyet imamlığından ayrılan Kemalettin Özdemir de 2013'ten sonra devlete önemli bilgiler verdi.
Ve Latif Erdoğan'ın özellikle 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi girişimi sonrası yaptığı açıklamalar, örgütün karanlık ve derin yüzünün anlaşılmasına katkı sağladı.
40 YIL SONRASINI HESAP ETTİLER
Özellikle tayinlerin belirlendiği kura komisyonlarına bile 1990'lı yıllarda sızan örgüt, örgüt üyesi polis memurlarının kritik yerlerde görevlendirilmesini sağlıyordu. 40 yıl sonrasını hesap eden üst aklın belirlediği strateji sonucunda örgüt EGM içerisinde büyük bir güç haline geldi. Bu emareler 2000'li yıllardan sonra daha net bir şekilde görüldü. Öyle ki EGM'ye yerleştirilen bu kadrolar 2000 sonrası örgütün kendilerinden olmayan örgüt mensuplarını hem TSK hem emniyet hem de bürokrasiden tasfiyesi noktasında hazırlayacağı kumpaslarda başrol oynayacaktı.
CUNTANIN SEVGİLİSİ OLDU
Cuntaya 1980 darbesi sırasında Sızıntı dergisinden selam çakan Gülen, 28 Şubat sürecinde ise kontrol ettiği Zaman gazetesinde manşetten, "Hayırlı Olsun" manşeti ile selam gönderdi.