MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında terörün sonlandırılmasına ilişkin dikkat çeken bir çağrıda bulundu. Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine değil, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere sesleniyorum; Türkiye'ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen teröristbaşı buyursun gelsin TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Her adımı atmaya kararlı, inançlıyız" dedi. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
3 YOL SIRALADI: Terörün belini kırmak her şart ve durumda görevimiz. Terör eylemlerine önşartsız derhal son verilmesi, bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim olması, Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri terör örgütü için tek çıkış. Ne ABD, ne AB, ne Irak, ne Suriye, ne de başka ülkeyle birlikte içimizdeki bazı mihrakların Kürt kardeşlerimizin sözcüsü ve vasisi olması asla, kata imkânsız.
TERÖRÜN BİTTİĞİNİ HAYKIRSIN: TBMM'de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün hatta mecburi. Eğer terörsüz siyaset, terörsüz ülke, terörsüz gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. "Türkiye'ye getirilirken, 'Her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin" çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıda. Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.
UMUT HAKKI İÇİN DÜZENLEME: Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, "umut hakkı"nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.
BAGAJLARI BOŞALTALIM: Ne Kandil, ne de Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız. Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya yeminliyiz. 'Yeni Yüzyıl, Yeni Hayat, Yeni Türkiye' temelinde bagajları boşaltalım, milli ülküleri hep birlikte yakalayalım.
YENİ YÜZYILIN DESTANINI EL ELE YAZALIM: Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim. Türkiye Cumhuriyeti'nin 101'inci yıldönümünde milli kucaklaşmayla yeni yüzyılın destanını el ele yazalım. Ayrılmamızı, bölünmemizi, parçalanmamızı bekleyenleri mahvı perişan edelim. CHP Genel Başkanı istediği kadar sağa sola gitsin, orayı burayı ziyaret etsin, gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemesinden, bastığı ve baktığı siyasi zemin kırık olduğundan dolayı yanlışa düşmesi ve hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmaz.
TÜRKİYE NASIL BİR DÜZENLEME YAPABİLİR?
AİHM, teröristbaşı Öcalan ile ilgili verdiği "umut hakkı" kararında, cezaevinde ölünceye kadar kalmasına yol açacak düzenlemeyi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bulmuştu. Türkiye, AİHM'nin ihlal kararının gereğini yerine getirmek isterse Ceza İnfaz Kanunu'nun (CİK), "devlete, anayasal sisteme ve milli savunmaya karşı işlenen örgütlü suçlardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz" hükmünü içeren 107'nci maddesinin 16'ncı fıkrasını kaldırması gerekecek. AİHM'nin Vinter kararını değerlendirme süresi 25 yıl olarak öngörülüyor. CİK değişikliği gerçekleşirse teröristbaşı 25 yıldır cezaevinde olduğundan şartlı salıverme koşulları değerlendirilebilecek.