Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişildiğini belirterek, "Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına izin vermiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan 3 saatlik Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Başkan Erdoğan iç ve dış konularda önemli mesajlar verdi.
İç cephemizi tahkim ve takviye etmemiz önemli. Bunun yolu da evvel emirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten, farklı siyasi parti ve toplum kesimleri arasındaki müşterek paydayı olabildiğince büyütmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken, siyaset kurumunun eski alışkanlıklara yoluna devam etmesi mümkün değildir.
Türkiye'nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin ve onların içimizdeki lejyonerlerinin gerilimi körüklemesine, 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmeyiz. Türkiye'yi kendi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz. Her kim siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirme çabalarını hedef alıyorsa milletin zihnini bulandırıyorsa acı hatıraları tekrar deşiyorsa apaçık ihanet içindedir.
ZEHİRLEME GİRİŞİMLERİ OLDU
Türkiye son dönemde siyasette yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Siyaset kurumunu üst üste yaşanan 3 seçimin yüksek gerilim hattından çekip çıkarma iradesi siyasi partilerle toplumumuzda makes buldu. Terörün ve şiddetin Türk siyasetini esir almasının diye bir kapı aralandı. Hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Tüm bunlarla eşzamanlı olarak bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye yönelik girişimler de yoğunlaştı.
Partisi tarafından dışlanmış hatta istenmeyen adam ilan edilmiş kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşmasını özellikle siyasette yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını iyi niyetli bulmuyoruz. Karşımızda girdiği tüm seçimleri kaybeden, son olarak parti içi yarışı da kaybederek rekor kıran bir zatın, bizimle ittifak ortaklarımızla, daha vahimi Türkiye'yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelerine cevap vermeyi kendimize zül addediyoruz.
HERKES AKLINI BAŞINA ALMALI
Bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kötü, kışkırtıcı terörü ve şiddeti öven sahneleri de tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işareti. Milletimizin farklı kökenden fertleri arasında değil bölgemizin tamamında herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz.
Kimse kusura bakmasın. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına izin vermiyoruz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken ve bu ateş her geçen gün biraz daha ülkemiz sınırlarına yaklaşırken herkes aklını başına almalı sorumlu davranmalı. Yumuşama iklimi ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz provokasyonlara göz yumacağımız anlamına gelmiyor. Bölücü terör dâhil Türkiye'ye Türk demokrasisine yönelik her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tam. Milletimizin hafızasında yer edinmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz.
MESELE GAZZE VE HAMAS DEĞİL!
İsrail'in Gazze'ye saldırısıyla yaktığı ateş tüm bölgeye yayılıyor. 7 Ekim'den itibaren meselenin ne Gazze ne de Hamas olmadığını, asıl niyetin işgal politikasını devam ettirmek olduğunu çok sık dile getirdik. İsrail'in Gazze'de durmayacağını gözünü bölgedeki diğer ülkelere dikeceğini ilk günden beri her fırsatta ifade ettik. İkazlarımızdan dolayı bazı dostlarımızın ve ülkemiz içindeki malum kesimlerin haksız eleştirilerine maruz kaldık. İsrail'in Lübnan'a yönelik başlattığı son saldırılar endişelerimizin ne kadar yerinde olduğunu gösterdi. Netanyahu Kabinesinden yapılan açıklamalar İsrail'in Lübnan'ı işgalle de yetinmeyeceğini çok net biçimde işaret ediyor.
İsrail'in Lübnan'daki BM geçici barış gücüne saldıracak barış gücünü tehdit edecek kadar küstahlaşması idrak kapıları hala açık olanlar için konunun ciddiyetini ispati kâfidir. Kendi personellerini dahi koruyamayan bir BM görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i durdurmak için daha neyi beklediğini biz de merak ediyoruz. İsrail tankları barış gücü askerlerine saldırıyor bir kısmını yaralıyor BMGK tüm bu haydutlukları tribünden seyrediyor. Bunun adı acizlik, İsrail saldırganlığına teslim olmaktır. Bunun için yıllardır dünya beşten büyüktür diyoruz.
TÜRKİYE BU KRİZDEN SUHULETLE ÇIKACAK
Siyonist emeller peşinde koşan İsrail hükümeti Amerika ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini aldığı müddetçe saldırılarını durdurmayacak. Dışişleri ve savunma bakanlarımız meclisin kapalı oturumunda amacın niyetin asıl planın ne olduğunu izah etti. İsrail'in gönüllü sözcülüğünü üstlenenlerin geçmişte bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı için de aynı cümleleri kurduklarını unutmadık. Türkiye olarak gereken tedbirleri alıyoruz ve alacağız. Bölgemizi kasıp kavuran bu kriz fırtınasından Türkiye'yi suhuletle çıkartmakta kararlıyız. Artan hava ve kara saldırıları ardından Lübnan'daki vatandaşlarımızın tahliyesini de gerçekleştiriyoruz. Böylesi insani bir meselede dahi ırkçı atak geçiren yalan ve iftiralarla tahliye operasyonumuza kara çalan gazeteci ve siyasetçi kılıklı insanlık müsveddelerini de milletimizin vicdanına havale ediyorum.
İLK 4 MADDE İLE İLGİLİ SORUN YOK
Son dönemde milletimizde serzenişlere sebep olan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması için gereken kanuni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Kabine üyelerimize gerekli talimatları verdik. 12 Eylül rejiminin millete dayattığı mevcut anayasamızın yapılan onca revizyona rağmen Türkiye'ye ve demokrasisine dar geldiğini, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu net şekilde görüyoruz. Tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile ilgili partimizin ve Cumhur İttifakı'nın herhangi bir sorunun olmadığını tekrarlamak istiyorum.
PUTİN'E VAZO HEDİYE ETTİ
Başkan Erdoğan, 7 Ekim'de 72 yaşına giren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i arayarak doğum günü tebriklerini iletmişti. Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, Rossiya 1 televizyonuna verdiği demeçte Erdoğan'ın Putin'e doğum günü için güzel bir vazo hediye ettiğini açıkladı. İki liderin 22-24 Ekim'de Kazan'da yapılacak BRICS Zirvesi'nde görüşme yapması bekleniyor. Zirvede, Türkiye'nin BRICS üyeliği için yaptığı başvurunun da ele alınacağı öngörülüyor. DIŞ HABERLER