MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti milletvekillerinin elini sıkması hakkında, "DEM'e uzattığım el 'Türkiye partisi olun' teklifi, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajı. Uzattığım el 'Gelin teröre cephe alın' temenni ve teklifi" dedi. Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:
KARDEŞLİĞİMİZİN MESAJI
(DEM Parti ile tokalaşma) MHP Genel Başkanı olarak, Cumhur İttifakı'nın bu duruş ve engin duyuşuna müzahir şekilde DEM sıralarına giderek elimi uzattım. Doğaçlama olmayan iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçareler. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajı.
Biz durduk yere el vermeyiz, öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmanın merakına tevessül ve teşebbüs etmeyiz. DEM'e evvela düşen sorumluluk, uzanan samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesi.
Bugün gizli gündem Türk vatanı. Aziz milletimiz kardeşliğine, birliğine, güvenliğine ve varlığına musallat olan, tarihsel ve dini temelleri bulunan siyonist ve emperyalist tehlikeyi elinin tersiyle iter ve muhataplarının yüzüne çarpar.
Karşımızda, yeni bir Sevr dayatması olduğunu mutlaka göreceksiniz. Bugün mesele Beyrut değil, Ankara.
KUVVET KULLANMAK GEREK
İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye var. Tam bir yıldır Gazze'de taş üstünde taş bırakmadılar.
Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersiz. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail'i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmekte. Birleşmiş Milletler bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek ve katiller sürüsünü cezalandırmak zorunda.
BÜYÜK RESME ODAKLANMALIYIZ
Büyük resme odaklanmalıyız. Gizli senaryoların yavaş yavaş nasıl tezahür ettiğine kafa yormalıyız. Hiç kimseyle tarla davamız yok. Türkiye'miz sınırların haricinden aşırı ve anormal tehdit sarmalında. Ne yapalım günlük siyasi kaygılara teslim olduk mu diyeceğiz? İşimize öyle gelmişti ve konforumuzu düşünmüştük, buna da dünden hazırdık mı diyeceğiz?