Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur." dedi.
Başkan Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 6 yıldan daha az ceza alanların hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürmesinin toplumda infiale neden olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Bu durumun önüne geçmek için yine belirli suçlarda infaz hükümlerinin ancak mesela alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Örneğin 3 yıl ceza almış bir kişi yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır. Böylece suç işlemeye teşebbüs edecek kişilerin her halükarda cezaevine gireceğini bilerek kendini kontrol etmesi sağlanacak ve pervasızca etrafa saldırmasının önüne geçilecektir." diye konuştu.
Erdoğan, Adalet Bakanlığı ve Meclis Grubundan bu düzenlemelerin teknik çalışmalarını Cumhur İttifakı'yla beraber istişare ederek süratle tamamlamalarını istedi.
Başkan Erdoğan, iyice kontrolden çıkan bir riske de dikkat çekmek istediğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Son dönemde medya organlarımız özellikle reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı. İfade tutanaklarından polis kayıtlarına, kaynağı belirsiz iddialardan önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi, belge ekranlarda çarşaf çarşaf yayınlanıyor, haber ve tartışma programlarının saatlerce konusu oluyor. Habercilik adına, üzülerek söylüyorum, mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Bu tür olaylarda meselenin sosyal öğrenme boyutu ne yazık ki göz ardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz, buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır ama bu bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani değildir. Radyo Televizyon Üst Kurulumuz bu konuları daha hassas takip etmelidir."
"CEZASIZLIK ALGISINI ORTADAN KALDIRMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR"
Erdoğan, organlarının bağımsız, tarafsız ve objektif faaliyet yürütmesinin yanı sıra toplumda adalet duygusunun güçlendirilmesi için bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçmadıklarını, hatta her türlü desteği sağladıklarının altını çizdi.
Teknolojiyle beraber ortaya çıkan yeni sınamalar karşısında mülkün temeli olan adaletin tesisinin en öncelikli mesele olduğunu belirten Başkan Erdoğan, "Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Aksi takdirde hep birlikte milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemiş oluruz. Böyle bir vebalin altına da giremeyiz. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yılda yaptığımız onca reforma, onca başarımıza, onca emeğimize kendini bilmezlerin gölge düşürmesine eyvallah etmeyeceğiz. Yapacağımız bu düzenlemelere muhalefetin de destek vereceğini ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.
"KADININ STATÜSÜNÜN GÜÇLENDİRİLMESİNDE ELİMİZE SU DÖKECEK KİMSE YOKTUR"
Erdoğan, kendilerinin uzlaşı ve Türkiye'nin meselelerini beraberce çözmek için el uzattıkça muhalefetin eski kutuplaştırma siyasetinde ısrarcı davrandığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Muhalefetin kodlarına kadar işlemiş bu çarpık bakış açısının değişmesi en büyük temennimizdir. Kadına şiddet meselesi bunun en çarpıcı örneğidir. Biz kadınlara haklarının teslim edilmesi konusuna siyaset üstü baktık. Kadın politikalarında her zaman en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlarımız için en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Destek mekanizmalarından reform paketlerine ve yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Burada şunu öncelikle açık ve net söylemek durumundayım, kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro yine biziz. Ülkemizdeki imtiyazlı azınlık bilmese de başörtüsünden dolayı üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımız bizim mücadelemizi gayet iyi biliyor. Aynı şekilde kılık kıyafetinden dolayı işinden atılan, çok sevdiği mesleği ile inancı arasında tercih yapmaya zorlanan kadın doktorlar, hakimler, öğretmenler, bürokratlar, akademisyenler ve daha nicesi bizim kadınlar konusundaki hassasiyetimizi gayet iyi biliyor. Evlatlarını askeri lojmanlarda ziyaret edemeyen analar, kardeşlerinin yemin törenine katılamayan ablalar, bizim hak ve özgürlükler hususunda neler yaptığımızı gayet iyi biliyor. Bu Meclis çatısı altında sırf başındaki örtüden dolayı siyasi parti genel başkanları tarafından, altını çiziyorum, 'had bildirilen' kadın siyasetçiler Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi gayet iyi biliyor."
"ÖZEL, KADINLAR ARASINDA AYRIMCILIK GÖRMEK İSTİYORSA ÖNCE KENDİ TARİHİNİ OKUSUN"
"AK Parti'ye, 'kadınları eşit görmüyor' iftirası atmak CHP Genel Başkanı'nın hakkı da haddi de değildir" ifadesini kullanan Erdoğan, kendilerinin kadınların eğitim ve çalışma haklarının önündeki engelleri kaldırırken CHP'nin yasakların devamı için tam kadro Anayasa Mahkemesine koştuğunu kaydetti.
Erdoğan, CHP'lilerin, kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için mahkeme kapısında nöbet tuttuğunu; başörtüsüne, "1 metrekarelik bez parçası" diyerek tahkir edenlerin de yine CHP yönetiminde olduğunu belirtti.
CHP eski yönetiminin bir dönem ayyuka çıkan, taciz ve tecavüz iddialarını nasıl örtbas ettiğini gayet net hatırladıklarını söyleyen Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Sayın Özel şayet kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun, kendi tarihiyle bir yüzleşsin, sonra da yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti'yi eleştirmeye kalksın." diye konuştu.
Başkan Erdoğan: "Kriminal tipler serbestçe dolaşamayacak" | Video
Erdoğan, "Sayın Özel bir taraftan kadına şiddetin engellenmesinden bahsederken, diğer taraftan da alkol ve içki tüketimini teşvik edecek vaatlerde bulunuyor. Ne demişler, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sayın Özel belki bilmiyor olabilir, fakat bir aşağılama ifadesi olarak kullandığı kahvedeki vatandaşlarımız şu hakikati çok iyi bilir: Tüm dünyada kadına ve çocuğa şiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır." diye konuştu.
Türkiye'de geçen sene kadına şiddet uygulayan müptezellerin üçte birinin ya alkol ya da madde bağımlısı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Kadını, çocuğu, aileyi mahveden evdeki şiddetin sebeplerinin en başında yine alkol geliyor. Yani alkol kullanımıyla mücadele, kadına yönelik şiddetle mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. CHP Genel Başkanı Sayın Özel'e şunu tavsiye ediyorum: Şayet kadına yönelik şiddetle mücadeleye kendi tabirinle gerçekten iki eli havada katkı sunmak istiyorsan öncelikle rakı reklamı yapmaktan vazgeç, sonra da gel hükümetimizin münkeratla mücadelesine destek ol." ifadesini kullandı.
Ülkenin tüm kurumlarında özgürce çalışan, sosyal ve ekonomik hayata özgürce katılan tüm kadınların, çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, kadına şiddet konusunda birkaç başlıkta yaptıklarını paylaştı.
Erdoğan, 2004'te anayasa değişikliğiyle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ilk defa anayasa metnine AK Parti iktidarının koyduğunu belirterek, 2005'te yapılan köklü ceza kanunu değişikliğiyle aile içi ve kadına yönelik şiddetin ilk defa suç olarak tanımlandığını hatırlattı.
Yine bu dönemde töre, ve namus saikiyle işlenen cinayetlerin, ağırlaştırılmış suç kapsamına alındığına işaret eden Erdoğan, cinsel saldırı fiilinin de ilk defa 2005'teki düzenlemede suç olarak tarif edildiğini söyledi.
Çocuğa yönelik şiddeti, şahsa bağlı suçlar kapsamına dahil ettiklerini anlatan Erdoğan, "2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihi bir kazanımdır." değerlendirmesinde bulundu.
ŞÖNİM Kadın Konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm illerimizde 82 şiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi şiddeti şikayete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası tıpkı nikahlı eşe karşı işlenen şiddet seviyesinde artırıldı. Dikkatinizi çekiyorum, bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.
Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı Kanun'dur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Şunun bilinmesinde de fayda görüyorum; şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz."
Kadınların gönüllerini ferah tutmalarını isteyen Erdoğan, "Muhalefete rağmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz." dedi.