Dünyanın en önemli imparatorluklarına başkentlik yapmış olan ve coğrafi ve tarihi güzellikleriyle göz dolduran İstanbul'un, 1. Dünya savaşı sonrası düşman kuvvetleri tarafından işgalinden kurtuluşunun üzerinden 101 geçti.
HUKUKSUZCA ÇİĞNEDİLER
İşgal kuvvetleri, Haydarpaşa limanına o günün şartlarında büyük bir donanmayla girdi. Karaya ise 3 bin 500 asker çıkardı. Uluslararası hukuku her dönemde hiçe sayan haçlı zihniyeti, o süreçte de bütün hukuku ayaklar altına aldı. Özel mülkler işgal edildi. Hastanelere el konuldu. Tarihi mekanlar tahrip edildi. Harbiye nezareti işgal edildi. Telgrafhaneye el konuldu. Taksim kışlası ve meydanı işgal kuvvetlerinin gövde gösterisi yaptığı mekanlar haline getirildi. Binlerce yıllık ihtişamıyla Galata kulesi bile işgalden nasibini aldı. Gözetleme kulesi olarak kullanıldı.
YAKLAŞIK 5 YILLIK BİR ESARET
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından İngiltere ve Fransa öncülüğündeki itilaf devletlerinin, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'nı gerekçe göstererek 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine donanmalarını demirleyerek, Osmanlı'nın başkenti İstanbul'u işgal ettiler. İstanbul, yaklaşık 4 yıl 10 ay 23 gün süren esaretin ardından 6 Ekim 1923'te özgürlüğüne kavuşturuldu. Kurtuluş mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının akabinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordunun girdiği İstanbul, yeniden hür oldu. Türk ordusu şehre girdiğinde Sultanahmet Camisi'nin 6 minaresinin her birinden ayrı bir müezzin ezan ve naat okudu.
50 BİN KİŞİLİK İŞGAL ORDUSU
3 bin 500 askerle askerle karaya çıkan işgal ordusu, İstanbul'u kontrol altına alabilmek için bir sene gibi kısa bir süre zarfında asker sayısını 50 bin kişiye çıkarttı. Şehirin gökyüzünde halkı korkutmak için düşman uçakları aralıksız uçuyordu. Donanmanın topları ise şehre ateşlenmek üzere tarihi yarımadanın üzerine çevrilmişti. İngilizler ve Fransızlar, İstanbul sokaklarında tantanalı resmi geçitler yaparak halk ve yöneticiler üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyordu. Bütün bunlara rağmen, şehrin kontrolünü ele tam geçiremediler. Ve Türk milletinin şanlı zaferinin ardından şehri teslim etmek zorunda kaldılar.