Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin dün Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği "Özümüzden Geleceğe Türkiye Buluşmaları" programına katıldı. Erdoğan, konuşmasında Gazze'deki soykırım ve İsrail'in saldırganlığına ilişkin önemli mesajlar verdi:
Son bir yıldır bölgemizde çok kanlı çatışmalar yaşanıyor. İsrail'in Gazze halkına yönelik soykırımı birinci yılını tamamlamak üzere. Geride bıraktığımız 364 günde 17 binden fazla çocuğu, binlerce kadını, yaşlıyı, sivili, doktoru, gazeteciyi alçakça şehit ettiler. Tüm dünyanın gözleri önünde 50 bine yakın masum insan katledildi. Uluslararası hukuk, temel insan hak ve hürriyetleri, savaş hukuku, insana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsi ayaklar altına alındı. 360 kilometrekare içerisinde işlenmedik suç, işlenmedik barbarlık kalmadı. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Gazze halkının direniş zeminini kıramadılar. Gazzeli kardeşlerimiz tüm imkânsızlıklara rağmen ümmetin ve insanlığın yüz akı olarak 364 gündür siyonist işgalcilere karşı kahramanca direniyor.
Kendilerini buradan bir kez daha saygıyla selamlıyoruz. Filistin'in kahraman evlatlarına, Filistin'in mazlum ve mağrur gençlerine buradan en kalbi muhabbetlerimizi gönderiyoruz. Türkiye olarak tüm imkânlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Bunu da öyle hamaset olsun diye söylemiyorum.
Bakınız, İsrail'e karşı ekonomik tedbir uygulayan yegâne devlet biziz. Gazze'ye miktar olarak en fazla yardım gönderen Müslüman ülke biziz. Uluslararası tüm platformlarda Filistin halkının haykıran sesi, nefesi, savunucusu olan hükümet biziz. İlk gün nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. İlk gün neyi savunuyorsak bugün de aynı değerleri savunuyoruz. Türkiye'de ne diyorsak, Birleşmiş Milletler kürsüsünde de aynı cümleleri kurmaktan asla çekinmiyoruz. Yalpalamadan, savrulmadan, kimseden korkmadan, kimsenin baskısına, tehdidine boyun eğmeden mazlumun yanında, zalimlerin karşısındayız.
İsrail'in Lübnan'a başlattığı saldırılar sonrasında en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri biz olduk. İsrail hükümetinin tüm bölgeyi kan gölüne çevirmeyi amaçlayan kirli planlarını gören, deşifre eden, sonuçlarıyla ilgili tüm insanlığı uyaran yine Türkiye'dir. Artık akıl ve basiret sahibi herkes şu gerçeği görüyor. Dini fanatizmle hareket eden mevcut İsrail yönetiminin niyeti bellidir. Hedefi bellidir. Neyi gerçekleştirmek istediği çok net bellidir. Batılı güçler ise bunların asıl niyetlerini çok iyi bildikleri halde Holokost utancından dolayı Netanyahu ve katliam çetesine seslerini çıkaramamaktadırlar.
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına müsamaha gösteremeyiz. İsrail hükümetini şımartanları, İsrail hükümetine koşulsuz destek vererek pervasız hale getirenleri aklıselimle hareket etmeye davet ediyorum. İşler daha fazla kontrolden çıkmadan, daha çok kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan, yularını elinizde tuttuğunuz bu zalimleri durdurun.
İslam âlemini de İsrail saldırganlığının önüne geçmek için ekonomik ve ticari tedbirleri devreye almaya çağırıyorum. İslam dünyası olarak İsrail'e yönelik önlem almadığımız her gün bu kan deryası daha da büyüyecek. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yapmak tercihten öte mecburiyettir.
SİNSİ PLANA KARŞI TEDBİRLERİMİZİ ALIYORUZ
Tıpkı geçen yüzyılın başında olduğu gibi coğrafyamızda sınırların kanla çizilmesine yönelik sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. HAMAS, Hizbullah sadece bir bahanedir. Yemen, Suriye, İran sadece birer bahanedir. Netanyahu ve çetesine 'dur' denilmezse bu yayılmacı politikacının nereye varacağını tahmin edebiliyoruz. İsrail vasıtasıyla yeni bir paylaşım savaşının, kirli bir savaşın yürütüldüğünü görüyor ve tüm tedbirlerimizi buna göre alıyoruz. Bugüne kadar nasıl devletimizin ve milletimizin güvenliğinde hiçbir zafiyete izin vermediysek, şimdi de aynı hassasiyetle, aynı soğukkanlılıkla, aynı kararlılıkla ve elbette aynı stratejik akılla hamlelerimizi planlıyoruz.
VATANDAŞLARIMIZ BİZE GÜVENİYOR
Vatandaşlarımız muhalefet aktörlerine güvenmiyor, muhalefetin söylemlerine prim vermiyor. Onlardan hayır geleceğine asla ve kata inanmıyor. Zaman zaman serzenişte bulunsa da insanımız son kertede AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na güveniyor, itimat ediyor.
AK Parti'ye oy veren, gönül veren kardeşlerimizin, başta 85 milyon olmak üzere bizden beklentilerinin gayet farkındayız. Bu beklentileri karşılamak noktasında son 23 yılda en ufak bir zafiyet göstermedik, yine göstermeyeceğiz.
Kongre sürecimizi, tazelenmenin, yenilenmenin, bununla birlikte büyük bir kucaklaşmanın vesilesine dönüştürmek arzusundayız. Davamızın çilesini çekmiş emektarlarımızın tecrübelerini dışlamadan, AK Parti ruhunu içselleştirmiş, değerlerimizi benimsemiş, AK Parti'nin ufkuna, vizyonuna sahip dürüst, çalışkan, donanımlı, millet ve memleket sevdalısı yeni isimlerle inşallah kadrolarımızı tahkim ve takviye edeceğiz.
Biz iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog zeminini genişletmek için uğraştıkça, sıkılı yumrukları gevşetmek için samimi adımlar attıkça, yıllarca gerilimden beslenenler buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyor.