Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, balık ölümlerinin yaşandığı İzmir Körfezi'ndeki çevre felaketi ile ilgili incelemelerde bulundu. İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'na katılan Kurum TÜBİTAK Gemisi ile Körfez'i inceledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kentteki belediyelerin sorumsuzluğu yüzünden yaşanan kirliliğin boyutlarını anlatan Kurum şunları söyledi:
CAN ÇEKİŞİYOR: İzmir Körfezinin dünyanın göz bebeği olan bir tabiat harikası. Maalesef bugün, tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Şu anda İç Körfez'de toplam fosfor, Klorofil-a ve Amonyum azotu gibi zararlı maddeler sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef İç Körfezimizde denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Altını çizerek ifade etmek gerekirse şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür.
DEFALARCA UYARDIK: Körfeze dökülen 7 derenin durumuna bakıldığında sorunun içler acısı olduğunu gördük. Bugün derelerdeki su, "organik kirlilik" açısından tarihin en kötü durumundadır. Bakanlık olarak Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni defalarca uyardık. Son 5 senede 6 milyon liradan fazla tutarda, 13 ayrı ceza uyguladık. Bu cezaların sebebi, tesisin düzgün çalıştırılmaması, İzmir Körfezi'ni her gün önceki günden daha fazla kirletmesidir.
ATIKSU ARITMA TESİSİ YETMİYOR: Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'ndeki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 katına çıkmıştır. Tesisin kurulu kapasitesi, günde yaklaşık 605 bin metreküptür. Ama tesise gelen atıksu miktarı günlük 700 bin metreküpü aşmaktadır. Tesise gelen fazla atıksu tesiste arıtılmıyor, çok yüksek miktarda katı atık orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir Körfezimizin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.
FELAKETİN SORUMLULARI: Bugün Körfez'de yaşanan, tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi'nin ekosistemi artık tamamen çökme noktasına gelmiştir. İzmir Körfezi ölmektedir. Bu güzelim denizin bu hale gelmesinin sorumluları seçim meydanlarında "İzmir Körfezi'nde yüzeceğiz" diyen ama görevdeyken körfez için tek bir adım atmayanlardır. Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için, "bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi" diyerek kendini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu yağmursuyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir.
ATIKSU KAYNAKLI AMONYAK MİKTARI NORMALDEN 50 KAT FAZLA
Bakan Kurum, "Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır. Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde, bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfezin farklı noktalarında deniz suyu numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum. Denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezi'ndeki oksijen seviyesi litrede 6 miligram olması gerekirken, bu seviye 1,8'e, yer yer 0'a kadar düşmüştür" dedi.
KADERİNE TERK EDEMEYİZ
Bakan Kurum, "İzmir için, sorumluları izleme ve denetim görevimizi yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Bilim kurulumuzu oluşturduk. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. İzmir Körfezi, kaderine terk edilemez, görmezden gelinemez, yok sayılamaz! Buna asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. İzmir Körfezi'nde yapılan her şeyin an be an, 7/24 takipçisi olacağız" dedi.
DAVET ETTİK YURTDIŞINA GİTTİ
İzmir Körfezi için oluşturulan Bilim Kurulu toplantısına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ı davet ettiklerini söyleyen Bakan Murat Kurum, "Ancak kendisi yurtdışında olmayı tercih etmiş. Anlaşılan o ki İzmir'den daha önemli meseleleri var" dedi.