İstanbul Pendik Orhangazi Mahallesi Vatan Caddesi üzerinde 7 Ağustos'ta meydana gelen kazada İETT otobüsü 4 katlı bir binanın kolonlarına çarptı. 6 kişinin yaralandığı kazada İETT otobüsü, binanın kolonlarına zarar verdiği için otobüsün çekilmesi sonrasında bina İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yıkıldı.
Binadaki 14 dairede yaşayan 54 kişi önce farklı farklı otellere yerleştirildi. Sonrasında ise tüm aileler bir otelde toplandı. Mağdur ailelere İstanbul Valiliği, 100 Bin TL destek verirken geçen hafta da yıkılan binadaki daire sahiplerine İBB 150 Bin TL ödeme yaptı. İBB yetkilileri, otelde kalan mağdur aileleri arayarak Pazartesi günü otelden ayrılmalarını ve kendilerine yapılan 150 Bin TL para ile eşya alarak geçici süreyle Pendik'te bulunan İBB mesken konutlarındaki dairelere geçmesini istedi. Ayrıca İBB, yıkılan binanın yerine yapılacak binanın masraflarının yüzde 60'ının mağdur ailelerden alınacağını söylemesiyle evleri yıkılan ailelere şok üstüne şok yaşattı. Aileler, bir çok sorunu bulunan duvarlarında su sızıntısı izi bulunan eşyasız dairelere kendilerine verilen 150 Bin TL ile nasıl eşya alacaklarını kara kara düşünmeye başladı. Yıkılan binadaki eşyalarının yeni olduğunu ve İBB'nin bu eşyaları almaya izin vermediğini ifade eden aileler, kendilerine 150 Bin TL ödeme yaparak bununla eşya alın diyen İBB'ye tepki gösterdi. Pazartesi günü okulların da açılacağını hatırlatan aileler, 150 Bin TL'ye ne eşyası alalım da gösterilen dairelere geçelim diyerek yaşadıkları mağduriyeti anlattı.
İBB DAİRE SAHİPLERİNE 150 BİN TL KİRACI ESNAFA 10 BİN TL ÖDEDİ
Yıkılan binanın zemin katında 7 yıldır berberlik yapan Tufan Mutlu, "İETT otobüsünün binaya çarptığı gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun vekili Nuri bey geldi. Herkesi topladı. 'Devletin eli her zaman sizin üstünüzde; bütün sıkıntılarınız, zararınız giderilecek' dedi. Binayı ve dükkanları içindeki eşyalarla birlikte yıktılar. İçindeki malzemelerimizi tutanak altına aldılar. Paraları ödenecek dediler. Sonra bir hafta sonra toplantı düzenlendi sonuç olmadı. Sonra yine toplandı yine sonuç yok. Bu sırada yardım amaçlı daire sahiplerine İBB, 150 Bin TL para yatırdı. Esnaf olarak bana ise 10 Bin TL yatırdı. Ben 150 Bin TL almadım, 10 Bin TL aldım. Zaten dükkan yıkıldığında 10 Bin TL oradaki kasamda vardı. Bir sonraki toplantıda bunun devamının geleceği söylendi. En son 2 gün önce toplantı yaptık. İETT'nin genel müdürü, genel müdür yardımcısı, kentsel dönüşüm müdürü ve İBB'nin sosyal yardımlaşma müdürü geldi. Daire sakinlerine daireleri yapılıp teslim edilecek denildi. Kentsel dönüşüm müdürü, yüzde 60 oranında sizi borçlandıracağız daireyi öyle yapabiliriz yoksa yapamayız dedi. Ben sosyal yardımlaşma müdürüne herkes 150 Bin TL yatırıldı bana ise 10 Bin TL yatırıldı dediğimde kesinlikle başka yardım yapılmayacak denildi. Şuan kendi dükkânımı açtım. 400 Bin TL borcum var. Hepsini faturalandırdım. İBB'yi mahkemeye vereceğiz. Bizi bu zamana kadar oyaladılar. Üstelik İstanbul Valiliği'nin verdiği 100 Bin TL'lik desteği de kendileri yapmış gibi bize karşı kullanmaya çalışıyorlar. Valilikten gelen 100 Bin TL'yi dükkânım için depozito, kira ve emlakçı bedeli olarak kullandım. Devlet büyüklerimizin esnafın yanında olmasını istiyoruz" dedi.
"150 BİN TL'YE NASIL EŞYA ALALIM"
Binalarına İETT otobüsünün çarpması sonrasında güvenlik gerekçesiyle hiçbir eşyalarını almalarına müsaade edilmediğini ve kendilerine verilen 150 Bin TL ile nasıl eşya alacaklarını dile getiren 2 çocuk annesi Hacer Çatak, "Otobüs, binamıza çarptıktan sonra hiçbir eşyamızı almamıza güvenlik gerekçesiyle müsaade edilmedi. Bize her şeyimizin karşılanacağı güvencesi verildi. Biz de o gün kimseye bir problem çıkartmadık. O günden bu güne oteldeyiz. İstanbul Valiliği o anlarda 100 Bin TL yardım yaptı. Hiçbir şeyimiz kalmamıştı. İhtiyaçlarımızı karşıladık. İETT Mesken Konutlarında bize daire verdiler. Daireyi bile görmeden anahtarları verdiler. Dairelerin bir sürü problemleri vardı. Onları söyledik. Bize İBB'den 150 Bin TL ihtiyaç için para verildi. Aradan zaman geçince bu 150 Bin TL'nin eşya parası olduğu söylendi. Pazartesi günü de otelden ayrılmamız istendi. 150 Bin TL'ye eşyalarınızı alın gidip o dairede oturun denildi. Bize gösterdikleri daireler eşyasız. 150 Bin TL'ye eşya nasıl alalım. Pazartesi günü hem de okullar açılıyor. Benim de iki çocuğum var. Ben de ne yapacağımı bilmiyorum. Ayrıca yıkılan binayı bizi yüzde 60 borçlandırarak yapacaklarını söylediler" açıklamasında bulundu.
"KOSKOCA İBB 14 AİLEYE BAKAMIYORSA İSTANBUL'U YÖNETEMEZ."
Maruz kaldıkları durum sebebiyle İBB'ye sitem eden ve İBB'den kendi hakları olan şeyleri istediklerini aktaran Mediha Çatak, "Olay günü evde oturuyordum. Bomba sesi gibi bir ses duyunca pencereye çıktım. İETT otobüsünün binanın altındaki berber dükkanına girmiş vaziyetteydi. Hemen gelip daireleri mühürlediler. Sonra evlere girilmeyecek, sizleri bir otele yerleştireceğiz denildi. Bu kaldığımız otel bizim dördüncü otelimizdir. Sonra 14 aileyi buraya topladılar. Sürekli yetkililer gelmeye başladı. Sürekli not aldılar. En sonunda Pendik'te İBB'nin Mesken konutları denilen yerde bir daire verildi. Biz daireyi görmedik. Anahtarları poşetle getirdiler. Kura çekip anahtarları aldık ve dairelere gittik. Bina iyi görünüyordu ama duvarları su almıştı. Bize evleri, kendilerinin temizleyeceğini söylediler. Evleri temizledik dediklerinde her taraf boya içindeydi ve su dökmeleri sebebiyle parkeler şişmiş durumdaydı. Bunları da dile getirdik. Bizi hiçbir şekilde mağdur olmayacağımızı söylemişlerdi. Olay günü bize eşya tutanağı tutturdular. Sonra da yazdırdığımız eşyalarımızın ikinci el fiyatını söyleyin dediler. İlk gün valilik hesaplarımıza 100 Bin TL yatırmıştı. Geçen hafta da İBB ihtiyaç parası olarak 150 Bin TL yatırdı. Bu parayla neye ihtiyacınız varsa onu alın dediler. Yaklaşık 1 aydır otelde kalıyoruz. Ben duşa kabin içinde çocuğumun kıyafetlerini yıkıyorum. Çocuğum artık evimize gidelim diyerek ağlıyor. 14 ailenin tamamına Pazartesi günü otelden çıkın denildi. Ben onlara tertemiz bir ev verdim. Bir gün boyunca İETT aracını çıkartmak için direk dikildi. Aracı çeker çekmez yıkım başladı. Bugün koskoca İBB 14 aileye bakamıyorsa sen İstanbul'u yönetemezsin. Her şey güzel olacaktı. Sloganlarının arkasında dursunlar. Bir deprem olsa bizim sonumuz ne olacak. Biz binanın altına direk koyulduktan sonra asansör sistemiyle eşyalarımızı alalım dedik. Kabul etmediler. Şimdi ben hangi eşyamı alayım. 2 tane çocuğum var. 150 Bin TL ile onlara baza mı alayım, kendime yatak mı alayım, beyaz eşya mı alayım. Biz, bizden aldıklarınızı istiyoruz. Evlerimizi, eşyalarımız aldılar. Bize pazartesi otelden çıkın ne yaparsanız yapın diyorlar. Ayrıca biz medyaya konuşmaya başlayınca bize kızıp otelden çıkışımızı yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ SÖZLERİNDEN CAYIYORLAR"
Kazadan sonra kendilerine söz verildiğini şimdilerde ise verilen sözlerden cayıldığını ifade eden Büşra Çatak, "Biz eşyalarımızı almak istediğimizde vermediler ve daha iyisini alacaklarını söylediler. Eşyaların parasını vereceğiz dediler. Liste oluşturup evimizde neler var diye yazmamızı istediler. Biz de evimizdeki eşyaları yazınca eşyaların değeri 1 Milyon TL'yi geçti. Kayıt işlemlerini yapanlar bile mümkün değil bu kadar ödeme yapmazlar dediler. 1 Milyon, 1 Milyon 14 aileye veremezler diye görevliler kendi arasında konuştu. Evlerimiz yıkıldı. Sonra da sözlerinden cayıyorlar. Pazartesi Günü okul başlıyor. Okul yok, ev yok, eşya yok. Ne okul kıyafeti ne de okul defteri var. Ben evimde otururken çocuğumu kendim okula götürüp getiriyordum. Şimdi bunların hepsini parası benim cebimden çıkacak. Tüm bunlar İBB'nin yüzünden" açıklamasında bulundu.
KİRA VERMEMEK İÇİN ANNESİNİN EVİNE TAŞINMIŞTI
Normalde başka yerden yaşadığını ancak kaza olmadan kısa süre önce yıkılan binadaki annesine ait daireye taşındığını anlatan Betül Yılmaz, "Yıkılan binada annemin dairesi vardı. Bizde 1 hafta önce kirada uğraşmamak için oraya taşınmıştık. Bu olay oldu. Daha eşyalarımın etiketi üzerindeydi. Bina yıkılırken eşyalarımızın hala daha sağlam olduğunu gördük. O sağlam ve yeni eşyaları zaten yenisini vereceğiz diyerek kırıp geçtiler" dedi.
"KOSKOCA İBB'NİN BÖYLE GELMESİ HAK MIDIR"
İBB'nin kendilerine reva gördüğü şeyleri eleştiren Mevlüt Özer, "Olay olduktan sonra buraya gelenler bize sakin kalmamızı binamızın bize teslim edileceğini söylediler. Herhangi bir mağduriyet yaşanmayacağını söylediler. Biz de sakin kalıp yetkilileri dinledik. Binamız yıkıldı. Bugün muhatap bulamıyoruz. Bize verilen sözler vardı. Bize 150 Bin TL verdiler. 150 Bin TL'ye ne alalım. Her şey konuşuluyor ama hiç icraat yok. İBB bize bir eşya konsepti sundu. Bugünün değeriyle ben o konseptteki eşyaların hepsini eskiciden 50 Bin TL'ye alırım. Bu eşyalar kurulurken yıkılabilir. Koskoca İBB'nin bizim karşımıza böyle bir şeyle gelmesi hak mıdır ben bilmiyorum. Bu eşyaların fotoğrafını çekmek istedik. Kabul etmediler. Biz bir avukat tutmaya karar verdik. " diye konuştu.