İzmir'de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin 13'ü tutuklu, 42 kişinin 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına önceki gün (Perşembe) başlandı. Mahkemenin ilk günü 11 saat sürdü. Dün (Cuma) ise duruşmaya ikinci günde devam edildi.
NECATİ KAYAKÖZÜ SAVCILIK MAKAMINI TEMSİL EDİYOR
Duruşmada savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü temsil ediyor. Sanıkların savunmaları alınmaya devam ederken, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necati Kayaközü savcılık makamı adına mütalaa verdi. Sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. Başsavcı Vekili Necati Kayaközü, "Müzakere cevaplarının beklenilmesi, suçtan zarar görme ihtimaline binaen müştekilerin katılma taleplerinin kabulü, İzmir Barosu'nun suçtan zarar görmediği anlaşıldığı için davaya katılma talebinin reddi, olayla ilgili bilgi ve görgüsü olduğu anlaşılan tanıkların tespiti, dosyaya sunulan kamera kayıtlarının incelenerek rapor tazmininin istenmesi, sanık savunmaları tamamlandıktan sonra olay yerinde keşif yapılarak dosyaya yeni gelen delillerde yeni bilirkişi raporunun alınması, suçun sadece kamu görevlileri tarafından işlenen özgü suçlardan olmaması nedeniyle bir kısım sanık müdafinin katılma talebinim reddine, tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve maiyeti, delil durumu, henüz diğer sanıkların savunmalarının alınmamış oluşu, dosyada mevcut beyan ve belgeleri ile kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların mevcudiyeti ve delilleri karatma şüphesiyle tutukluluk hallerinin devamına, adli kontrol kararı olan sanıkların adli kontrollerinin devam etmesi talep olunur" dedi.
HAMİLEYİM, HASTAYIM DİYENLER SÜRÜNSÜN
Özge Ceren Deniz'in annesi Filiz Abi Osmaniye'den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Anne Abi, "Kızımın ölümüne sebep olan olayda ihmali, sorumluluğu kusuru olanların hepsinin en üst seviyeden ceza almasını istiyorum. Bütün sanıklardan şikayetçiyim. 'Hamileyim', 'Hastayım' diyenlerin sürünmesini istiyorum. 'Kanser tedavisi görüyorum', 'Hamileyim' diyenler içeride çürüsün. Biz nasıl acı çekiyorsak onlar da çeksin. Benim çocuğum tıp okumak için yıllardır ders çalışıyor. Siz 42 kişi torpille işe girdiniz. Erciyes Üniversitesi'ni kazanmıştı. 5'inci sınıfta İzmir'e geçti. Benim kızım 42 katil yüzünden öldü. İzmir düzgün bir şehir diye gönderdim. Sizi de elektrik çarpsın. 42 kişi de müebbet görsün. Benim kızım torpille işe girenlere çok karşıydı ama bu 42 kişi torpille girmiş. Neden 5 yıldır yapmadınız? Yazıklar olsun size. Hepiniz suçu birbirinize atıyorsunuz. Hamile kadın da içeride kalacak, hasta olan da. Müebbet istiyorum. Hepsinin içeride çürümesini istiyorum. Benim kızım tek başıma Avrupa'ya gidip geliyordu. Avrupa'da bir şey olmadı orada oldu. Ben belediye başkanlarının da ceza almasını istiyorum. '55 gün hapiste yattım' diyorsunuz ama benim çocuğum geri gelmiyor" dedi.
'OĞLUMU GERİ GETİRSİNLER'
Öktemay'ın annesi Nevin Öktemay, "Keşke oradan ben geçseydim de ben ölseydim. Evladım ölmeseydi. Geri getirsinler oğlumu. Getirsinler. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" derken babası Yalçın Öktemay ise "Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" ifadelerini kullandı. Ağabeyi Gökhan Öktemay da "Kardeşimin ölümüyle ilgili sorumluluğu olan herkesten şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" diye konuştu.
BİLGİM YOKTU
Tutuksuz sanıklardan ilk olarak dinlenen Gediz Elektrik'te Metropol Bölge Operasyon yöneticisi tutuksuz sanık Abdülkadir Satuk, "Olay öncesinde bilgim yoktu. Elim olaydan sonra öğrendim. Bana atfedilen suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Tutuksuz sanık İZSU Yapı Denetim Koordinatörü Alara Ekli, "Görev tanımım gözlemci tarafından sunulan raporları sahaya gidip denetlemektir. Olayla ilgili şubat ayının ilk haftası imalat asfaltlandıktan sonra kaç adet mazgal yapıldığını ve ızgaranın kaç metrede bağlı olduğunu görüp sonrasında da hak edişleri başlattık. Tek başına imza yetkim yoktur" dedi. Ekli, İZSU'nun bölgede beton kırıldığı iddialarıyla ilgili soruya ise "Kendi görev alanımla ilgili hiçbir aykırılık görmedim. Olayın üzerinden çok zaman geçti. Kırıldıysa da bildirme yetkim yok" yanıtını verdi.
'İMZA YETKİM YOK'
Gediz Elektrik'te Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı tutuksuz sanık Alper Doğan, "Hak ediş evraklarını hazırlanması ve ön kontrolünün yapılması için görevlendirildim. Söz konusu proje ile ilgili uygun imzalı hiçbir belgem olmamasına rağmen yaptığım incelemede uygun olduğunu size belirtebilirim. İmza yetkim yok. Sadece evrakları hazırladım. TEDAŞ enerji kablolarının montajı ile ilgili usul, esas belirlemiştir. Bunun ikinci maddesi kanal derinliği ile ilgilidir. Kanal önce 10 santimetre kum, sonra kablo sonra tekrar kum ve geri kalanlar olarak devam eder. Burada bilirkişi heyeti inceleme yaptı. Kanal açıldığında sarı doğal gaz bandını görüyoruz. Doğal gaz ve elektrik, ateşle barut gibi yan yana gelemez. Doğal gaz hattı elektrik hattına en fazla 20 santimetre yaklaşabilir. Çünkü elektrik kablosunda yaşanan ısınma da doğal gazı etkileyebilir. Bilirkişi inceleme yapıyor. Kanal derinliği 57 santimetre. Bu TEDAŞ'ın yayınladığı standartları karşılamaktadır" ifadelerini kullandı.
'BU MAZGALLARLA HİÇ İLGİM YOK'
Tutuksuz sanık İZSU inşaat mühendisi Deniz Sunal, "Sanık kürsüsünde olduğum için çok üzgünüm. 2023'te İZSU'da ilk işime başladım. İş yerinde amirlerimin yönlendirmesiyle çalışıyorum. Bu mazgallarla hiç ilgim yok. Kontrol heyetindeki arkadaşlarla birlikte yüklenici firmanın hak edişiyle ilgi sadece mazgalların yapılıp yapılmadığına baktım. Sorumluluğum yok" dedi. Avukatların, 'Hayati önem taşıyan bir işte kontrol yapılırken sadece buraya 2 mazgal şu ölçülerde yapılacaktı, yapılmış' tarzında gözleme dayalı mı çalışıyorsunuz?' soruna Sunal, "Evet, görevim orada kaç ebatta ve kaç mazgalın yapılıp yapılmadığını kontrol etmek" yanıtını verdi. Müdafi avukatların Sunal'ın görev ve yetkilerini ısrarlı sormaları üzerine, imalatı yapılan mazgalların imalatında kullanılan kum ve beton gibi malzemelerin teknik şartnameye uygun olup olmadığının denetlenip denetlenmemesi noktasına dikkat çekildi. Sanık Sunal ise "Yapılan mazgalların teknik şartnameye uygun olup olmadığını, doğru malzemenin kullanılıp kullanılmadığını nasıl anlıyorsunuz?" sorusuna da "Benim görev tanımım, çalışma yapılan bölgeye gidip raporda yer alan bilgilerin doğruluğunu denetlemek. Orada 3 tane mazgal yapılıp yapılmadığına baktım" yanıtını verdi.