1974 yılında Kıbrıslı Türkleri korumak, Rumların saldırılarını önlemek ve adada barışı tesis etmek için gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Netflix'te yayınlanan Famagusta isimli dizi ile 'işgal' olarak gösterildi. Türkleri, saklandıkları küvette bile kurşuna dizen, sadece Kanlı Noel'de 5 gün içinde 85 Türk'ü katleden Rumların, asıl mağdur kendileriymiş gibi yaptıkları propagandaya Türkiye'den ve KKTC'den tepki üstüne tepki geldi. Sabah.com.tr, adadaki zulmü bizzat gören, Kıbrıs Barış Harekatı'na da paraşütle atlayarak katılan Emekli Tümgeneral Cumhur Evcil ile konuştu. Kıbrıs'ta Kod Adı Zafer olarak tanınan Emekli Tümgeneral Cumhur Evcil, sistematik bir şekilde Türklerin soykırıma uğradığını vurguladı, "11 yıl boyunca Kıbrıs ile yattık, Kıbrıs ile kalktık." dedi.
KIBRIS'TA ASLINDA NELER YAŞANDI?
Netflix, her ne kadar kara propaganda ile asıl mağdurun Rumlar olduğunu anlatmaya çalışsa da gerçek öyle değil. Bizzat harekata katılan ve adada uzun yıllar askerlik yapan Emekli Tümgeneral Cumhur Evcil, o gün yaşananları şöyle anlatıyor:
2.Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan galip devletler masasına oturdu ve gözünü hemen Kıbrıs'a dikti. Kıbrıs'ı alabilmek için de Kıbrıs Mücadelesi Milli Örgütü anlamına gelen EOKA terör örgütünü kurdu. Türk soydaşlarımız da haklarını korumak için Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu.
"RUMLAR, NÜFUSLARI KALABALIK OLDUĞU İÇİN KURULAN CUMHURİYETİ ELE GEÇİRMİŞTİ"
Evcil, EOKA'nın kuruluş sürecinin ardından yaşananları ise şöyle özetliyor:
Rumlar, 1955'te EOKA ile adada terörü başlattı. İngiltere, bu saldırıları önleyemedi, bu terörü durduramadı. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye ile anlaşarak Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kurdu. Bu iyi oldu diyebilirdik ama, Rumlar ağırlıkta olduğu için, nüfus olarak kalabalık oldukları için Cumhuriyeti ele geçirdiler. Hatta bizim paralarımız ile, ödediğimiz vergiler ile silah aldılar, aldıkları silahlar ile Türkleri katlettiler.
"SADECE 5 GÜN İÇİNDE BİLE 85 TÜRK'Ü KATLETTİLER"
"Rumlar, Kanlı Noel diye bildiğimiz 21 Aralık'ta Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve çocuklarını küvet içinde şehit ettiler. Biz bunu unutmadık." diyen Evcil, sözlerine şöyle devam etti:
Olaylar devam etti, 5 gün içinde 85 vatandaşımız Rumlar tarafından katledildi. Yerlerinden edildiler. Sürgüne gitmek zorunda kaldılar. Adanın yüzde 32'sine sahip olan soydaşlarımız, adanın yüzde 2'sine sıkıştırıldı.
"BİR EVDE 3'ER, 4'ER ÇOCUKLU 3,4 AİLE YAŞARDI, SIRAYLA YEMEK YER, SIRAYLA UYURLARDI"
"Soydaşlarımız, samanlıklarda, ahırlarda yaşamak zorunda kaldılar." diyerek Rum zulmünün ne boyutlarda olduğunu gözler önüne seren Evcil, "Ben o tarihte oradaydım. Kaldıkları yerleri gezdim. 3'er, 4'er çocuklu 3 aile 2+1, 3+1 evlerde birlikte kalırdı. Sırayla yemek yer, sırayla uyuyabilirlerdi. Biz 1963'ten 1974'e kadar 11 yıl Kıbrıs ile yattık Kıbrıs ile kalktık." ifadelerini kullandı.
"BEKLEDİM DE GELMEDİN ŞARKISINI SÖYLEYEREK BİZİMLE DALGA GEÇERLERDİ, BİZ İSE GÜNÜNÜ BEKLER TATBİKAT YAPARDIK"
Evcil, Rumların sürekli kendilerini tahrik ettiğini de vurguladı ve şunları söyledi:
Kıbrıs'ta zafer beklentimiz için kod adım Zafer oldu. Zafer Bey derlerdi. Biz 1965'te adadayken, tatbikatlar yaparken, atışlar yaparken, Yunanlar bize mevzilerinden 'Bekledim de gelmedin' şarkısını söylerlerdi. Mohaç Akıncıları Komando Birliği'ni kurduk. Onlar, bizle, "Bekledim gelmedin" şarkısı ile dalga geçerlerdi. Çok zorumuza giderdi. 1965 yılında adadan Türkiye'ye dönerken, bana Mohaç Akıcıları Sancağı'nı hediye ettiler. 'Türkiye neden gelmiyor' diye sitem ettiler soydaşlarımız. Bir gün mutlaka geleceğiz, o gün ben de paraşüt ile atlayacağım. Bu sancağı da size teslim edeceğim dedim. Allah nasip etti, 9 yıl sonra paraşüt ile atladım. Kucaklaştık, sancağı teslim ettim. Kaburga kemiklerimiz kırılacaktı sarılmaktan.