AK Parti Sözcüsü Çelik, parti genel merkezinde açıklama yaptı. Çelik, Filistin davasının önemli liderlerinden Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'nin Siyonist suikast neticesinde hayatını kaybederek, şehit olduğunu belirterek "Bu aynı zamanda milletimizin acısıdır. Cumhurbaşkanımız, Filistin davasındaki mücadeleyi Kurtuluş Savaşı'mıza benzetmişti. İnsanlık değerlerinden yana olanların ve herkesin acı bir günü bugün. Milletimizin ve tüm insanlığın da başı sağ olsun. Bu siyonist suikastı gerçekleştiren katliamcı ve soykırımcı şebeke, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrasında da aynı katliam siyasetine ve soykırıma devam edeceğini ifade ediyor. Bu bir dönüm noktasıdır.
Dün Lübnan'a yapılan saldırı, bugün gerçekleştirilen bu saldırı net bir şeyi ortaya koyuyor ki, katliamcı ve soykırımcı şebeke bundan sonra zulümlerini artırarak devam edecektir. Amerikan Kongresinde Netanyahu ayakta alkışlanmıştı. Oradaki her alkışın bu zulme destek vermek anlamına geleceğini söylemiştik. Ve orada verilen her alkış, bugünkü bu suikasta verilen destek olarak ortaya çıkmıştır, dün Lübnan'a yapılan saldırı olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: "İsrail bölgede savaşın tetiğini çekti" | Video
'ULUSLARARASI TOPLUMUN KAYITSIZLIĞI BU NOKTAYA GETİRMİŞTİR'
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk andan itibaren Netanyahu'nun ve katliamcı-soykırımcı ekibinin saldırgan bir siyaset peşinde koştuğunu ve bunun Türkiye dahil, bölge ülkelerinin hepsinin milli güvenliğini tehdit eden sonuçlara ulaşacağını söylediğine dikkat çekti. Çelik, "7 Ekim'den bu yana görüldü ki; Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar teker teker gerçekleşmiş, ortaya çıkmıştır. Uluslararası toplumun kayıtsızlığı bu noktaya getirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına destek verenlerin Filistin Devleti'ni tanıdıklarını ve Filistin davasında daha pozitif bir rol aldıklarını hep beraber gördük. Fakat maalesef Batı toplumu barış için bir inisiyatif koymak yerine Filistin Devletini tanıyanlar ve destekleyenler hariç oraya savaş gemisi göndermeyi tercih ettiler.
Bugün bu suikasttan sonra İsrailli bakanların yaptığı açıklamalara baktığımızda bu suikastı daha da öteye taşıyacak bir takım organizasyonlar içerisinde olduklarını görüyoruz. Eğer ilk gelen bilgiler doğruysa, başka bir devletin topraklarından Tahran'a füze atılarak bu suikast, bu alçak eylem gerçekleştirilmişse, İsrail'in bütün bölgede suikastlar ve istikrarsızlaştırıcı eylemler yapacak bir organizasyon ağı içerisinde olduğu görülmektedir" diye konuştu.
'BÜTÜN ÜLKELERİN MİLLİ GÜVENLİĞİNİ TEHDİT ETMEKTEDİR'
Dünya barışının kilidinin Orta Doğu barışı olduğunu, Orta Doğu barışının kilidinin de Filistin barışı olduğunu vurgulayan Çelik, "Bu denklemi tersine çevirmektedir, Netanyahu'nun soykırımcı kabinesi. Ve Filistin barışını yok edecek şekilde oraya dair bütün umutları ve zeminleri yok edecek şekilde bir katliam ve soykırım siyaseti güderken, aynı zamanda Orta Doğu barışını sabote etmeye çalışmaktadırlar. Bu da dünya barışının sabote edilmesi anlamına gelecektir. Bugün artık yeni bir güne geçilmiştir. Şimdiye kadar 'bölge ülkelerinden yapılan açıklamalara karşılık veririz' diyen İsrail, bugün gerçekleştirdiği bu suikastla beraber bir 'bölge savaşı' istediğinin ilk tetiğini çekmiştir. Ve bu artık yeni bir aşamaya geçildiğini göstermektedir. İsrail hükümeti bütün bölgedeki ülkelerin milli güvenliğini tehdit etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız 7 Ekim olaylarının olduğu ilk günden itibaren bu uyarıyı yapmaktadır. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın onların Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini bizim Kurtuluş Savaşı'na benzeten açıklamaları ortaya çıktığı zaman bazıları bunu yadırgamıştı. Ama şimdi görülmektedir ki bütün bölge ülkeleri açısından ve ülkemizin de yer aldığı içinde yer aldığı bölge ve çanak açısından İsrail'in bütün bu eylemleri ağır, aşırı, net ve yakın bir tehdit oluşturmaktadır" diye konuştu.
'BU EYLEMİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE LANETLİYORUZ'
Bazı devletlerden ilk duyulması gereken açıklamanın; bu eylemin kınanması ve lanetlenmesi olması gerektiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi:
"Ama ABD adına yapılan ilk açıklama Savunma Bakanlığı'ndan yapıldı ve denildi ki; 'İsrail'e bir saldırı olursa İsrail'i korumaya hazırız. Bugün mesele İsrail'in korunması meselesi değildir. Bölge halklarının ve bölgedeki devletlerin İsrail'den nasıl korunacağı esas meseledir.' Tehdit oluşturan Netanyahu hükümetinin saldırganlığıdır. Bugüne kadar 'İsrail'in güvenlik hakkı vardır' diyerek, yapılan savunmaların altına ne koyuldu? Birileri 'İsrail'in güvenlik hakkı vardır, İsrail'in kendini savunma hakkı vardır' dedikçe İsrail hukukun dışına çıkarak, Netanyahu hükümeti hukukun dışına çıkarak çocukları öldürdü, kadınları öldürdü. Eğer soykırım yapmak için destek isteyeni, soykırım yapmak için, katliam yapmak için destek isteyeni, çocuk öldüreni ayakta alkışlarsanız o da başka eylemlere girişmeye kalkar. Bugün artık yeni bir faza geçilmiştir, yeni bir zemine geçilmiştir. Filistin ve Gazze'deki katliam ve soykırımlardan sonra bütün bölgeye dönük olarak bir saldırı silsilesi gerçekleştireceğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu eylemi en güçlü şekilde lanetliyoruz."
'BÜTÜN DÜNYA BARIŞI TEHDİT ALTINDA KALACAKTIR'
AK Parti'li Çelik, kendilerine gelen ilk bilgilere göre saldırının başka bir ülkeden atılan füzeyle gerçekleştiğini ifade ederek, "Tabii bunların hepsi teyit edilmeye muhtaç. Böyle bir şey gerçekleştiyse, bütün bölge ülkeleri içerisinde İsrail'in böyle bir ağ ve network kurduğu, böyle bir bağlantı şeması içerisinden bu politikayı yürütmeye çalıştığı görülüyor. İlk günden itibaren 'bölge ülkelerinin haritasını değiştireceğiz' diyen Netanyahu, 'David Koridorunu kuracağız' diyen Netanyahu, bir takım dini referansları istismar ederek siyasi proje peşinde koşan bu soykırımcı hükümet bugün gelinen noktada tamamen bölge barışını hedef aldığını göstermektedir. Peki, bunu Avrupa'daki parlamentolarından, ya da ABD kongresinden uzaktan ve konforlu bir alanda izlediğini zannedenler bunun, bölgeyle sınırlı kalacağını mı düşünüyorlar? Kesinlikle hayır. Dünya barışının kilidi Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışının kilidi Filistin barışıdır. Şimdi bu denklemi tersinden kurarak Netanyahu soykırımcı hükümeti, Filistin'de soykırım gerçekleştirerek bir bölge savaşı çıkarmaya çalışıyor. Bu olduğu takdirde de bütün dünya barışı tehdit altında kalacaktır. Sadece Orta Doğu'yla sınırlı kalmayacaktır. Akdeniz'e sıçrayacaktır, Avrupa barışını tehdit edecektir ve Atlantik'te birtakım sonuçlar doğuracaktır. Bugün yapılan eylem artık bütün bölge barışına ve insanlığın temel değerlerine karşı bir meydan okumadır. Bugünden itibaren durdurulmazsa bu çok daha vahim sonuçlara yol açacak neticeler ortaya çıkaracaktır. Bu savaş şebekesine karşı, bu soykırımcı şebekeye karşı, bu katliamcı şebekeye karşı temel değerler temelinde, uluslararası hukuk temelinde barışı desteklemeye, barışı güçlendirmeye ve Filistinli kardeşlerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.