Milli Saraylar Başkanlığı'nda 6 yıllık titiz bir restorasyon ve tefriş çalışmalarının neticesinde ihya edilen Yıldız Sarayı Müzesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
-
ECDAT YADİGÂRI: İLK KEZ HALKLA BULUŞUYOR
Beşiktaş'ta yaklaşık 500 bin metrekarelik bir alanda kurulu bulunan Yıldız Sarayı'nda "Büyük Mabeyn Köşkü", "Çit Kasrı", "Küçük Mabeyn Köşkü" ve "Harem Dairesi" başta olmak üzere birçok yapı, tarihinde ilk kez ziyaretçiyle buluşacak. Sultan II. Abdülhamid'in hayatına, kişiliğine ve liderliğine ışık tutan eserler de ilk defa tarih ve sanat meraklılarının ilgisine sunulacak. Kütüphane kısmında ise binlerce nadir eser gün yüzüne çıkarıldı. Yıldız Sarayı kompleksi, pazartesi dışında her gün ziyarete açık olacak.
- AĞUSTOS SONUNA KADAR ÜCRETSİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaklaşık 6 yıllık çalışmalarımız neticesinde Yıldız Sarayı milletimizin her bir ferdinin gururla gezebileceği, gençlerimizin tarihimizin çok önemli bir bölümünü bizzat teneffüs edebileceği muhteşem bir müze olarak hizmet vermeye hazır hale geldi. Bugünden itibaren halkımıza açtığımız bu mekânı önümüzdeki ayın sonuna kadar ücretsiz olarak ziyarete açmış olacağız" ifadelerini kullandı.illi Saraylar Başkanlığı'mızca yürütülen 6 yıllık titiz bir restorasyon ve tefriş çalışmalarının neticesinde ecdat yadigârı Yıldız Sarayı'nı ihya ettik. Şehrimizin simgelerinden olan Yıldız Sarayı, bugünden itibaren kapılarını halkımıza ve dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçilerine açıyor. Tekrar eski görkemine ve güzelliğine kavuşturarak milletimizin istifadesine sunduğumuz Yıldız Sarayı'mızın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Yıldız Sarayı'nın yeniden ihyasıyla birlikte İstanbul'umuzun tarihi, kültürel ve turistik cazibesinin daha da artacağına inanıyorum.
Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yıldız Sarayı'nda sergilenen vazonun replikasını hediye etti.
-
DİRENİŞİN SEMBOLÜ OLDU: Burası asla sıradan bir eser, sıradan bir yapı değildir. 200 yıllık tarihiyle Yıldız Sarayı, Osmanlı'nın en sancılı yıllarına bizzat şahitlik etmiştir. Biliyorsunuz Yıldız Sarayı Sultan 2'nci Abdülhamid'le özdeş hâle gelmiştir. Üstat Necip Fazıl'ın, 36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü olarak tarif ettiği Sultan 2'nci Abdülhamid, 33 yıl boyunca 1909 darbesine kadar devleti buradan yönetti. Osmanlı'nın en muhataralı 33 yılına tanıklık eden Yıldız Sarayı, Devleti Âliyye'ye yönelen yıkma girişimleri karşısında direnişin de sembolü oldu. Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe'den sonra Payitaht'ın idari merkezi olarak kullanılan İstanbul'daki üçüncü merkez burasıdır. Yıldız Sarayı'nın milli mücadele tarihimizde de özel bir yeri bulunuyor. Gazi Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla yola çıkmadan bir gün önce buraya gelmiş ve Sultan Vahideddin'le görüşmüştür.
-
ÖZGÜN BİR MİMARİ: Mimari açıdan Yıldız Sarayı, çağdaşı olan yapılardan ayrı özellikleri taşır. Sahil saraylarından farklı olarak burası şehir içinde şehir diyebileceğimiz özgün bir mimariye sahiptir. Marangozhaneleri, mutfakları, ahırları, eczanesi, fabrikaları, savunma birimleri, resmi daireleri, sebze ve meyve bahçeleri, kütüphanesi, müzesi, silahhanesi ve tiyatrosuyla Yıldız Sarayı, alışılagelmiş saraylardan ziyade kendi kendine yeter bir şehri andırır.
-
REDDİ MİRAS ANLAYIŞI BEDEL ÖDETTİ: Kimi ülkeler 100-150 yıllık tarihi varlıklarına büyük özen gösterirken, geçmişi çok daha eski nice kültür varlığımıza sahip çıkamadık. Özellikle tarihimizin bir dönemine damgasını vuran reddi miras anlayışı, bizlere gerçekten çok ağır bedeller ödetti. Bu zihniyetin gadrine uğrayan sembollerden biri Yıldız Sarayı oldu. Gerilik numunesi görülen ecdat yadigârı pek çok kültür varlığımız gibi burası da yıllarca ihmal edildi, örselendi, hoyratça kullanıldı. Saray külliyesini oluşturan binaların çoğu adeta talan edildi. Bunlarla birlikte yakın tarihe ışık tutacak olan birçok eser, obje, eşya da maalesef ya yakılmış, ya kırılıp dökülmüş ya da haraç mezat satılmıştır. 1920'li yılların sonunda Merasim Köşkü'nün bir süre kumarhane olarak işletilmesi, sarayın maruz kaldığı hoyratlığın örneklerinden biridir. Zamanın belediye yetkililerince sırf turistlerin ilgisine mazhar olabilmek adına Yıldız gazinoları projesi hayata geçirilmiştir. İtalyan bir şirket tarafından işletilen kumarhane bir yıl sonra kapatılmıştır.
-
SAVARONA'NIN RESTORASYONU BİTİYOR: Bakınız sadece Yıldız Sarayı değil, milletimizin tarihinde ve hafızasında iz bırakan birçok obje de bu kadirbilmezlikten payını aldı. Gazi Mustafa Kemal'in ömrünün son aylarını geçirdiği Savarona yatının hangi skandallarla gündeme geldiğini hepimiz hatırlıyoruz. Gazetelere de yansıyan ahlaksızlık hadisesinden sonra süratle harekete geçtik ve Savarona yatını devraldık. Titiz bir çalışmayla Savarona'yı restore ettirdik ve kısa bir süre sonra inşallah restorasyonu bitiyor. Ardından olması gerektiği şekilde misafir devlet ve hükümet başkanlarını ağırlamak için inşallah kullanmaya başlıyoruz. Bunu bile eleştirenler, akla hayale gelmedik iddialarda bulunanlar çıktı. Oysa lafa gelince Atatürk konusunda mangalda kül bırakmayanların çürümeye terk ettiği Savarona yatına sahip çıkan yine biz olduk. Aynı durum pek çok tarihi eser, yapı ve obje için de geçerlidir. Bir diğer kaderine terk edilmiş tarihi eserimiz olan Edirne Sarayı'yla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah orayı da tamamlayıp ülkemize kazandıracağız.
-
TARİHE VEFA GEÇMİŞE SAYGI: Birileri cumhuriyetin arkasına saklanıp Osmanlı karşıtlığı yaparken, biz hiçbir zaman ayrım gözetmeden tarihimizin tüm dönemlerini kucakladık. 'Tarihe vefa, geçmişe saygı' anlayışıyla ülkemiz ve yurtdışındaki ecdat yadigârı eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla 2002'den bu yana yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını gerçekleştirdik. TİKA aracılığıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda 120'nin üzerinde restorasyon çalışması yaptık. Restore ettiğimiz camileri, köprüleri, çeşmeleri, hanları, türbeleri, medeniyetimizin konuşan, yaşayan canlı hafızalar olarak görüyoruz.