İstanbul Valiliği tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle organize edilen program 19.30'da Fatih Camii'nde gerçekleştirilen buluşma ile başladı. Programa İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar ve eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Cumhur İttifakı İstanbul milletvekilleri katıldı.
Fatih Camii'nden Mehter eşliğinde yürüyüşe geçen kortej, ihanet gecesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni (İBB) işgal eden cuntacılara direnerek şehit olan 14 vatandaşımız ve 147 gazinin yer aldığı Saraçhane Parkı'na giriş yaptı. Toplanan kalabalık, Türk Bayrakları eşliğinde Fatih Belediyesi Mehteran Takımı konserini dinledi.
BU MİLLETİN FERDİ OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
Yürüyüş esnasında 15 Temmuz'la alakalı düşüncelerini açıklayan BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "15 Temmuz, milletimizin egemenliğini ve bağımsızlığını hiçbir şer güce, hiçbir şer odağa teslim etmeyeceğinin en büyük temsili yegane sembolü. Ben böylesine aziz bir milletin ferdi olduğum için büyük gurur duyuyorum. Bu yolda canını gözünü kırpmadan feda etmiş şehitlerimizin ruhları şad olsun. Gazilerimize de minnetle anıyoruz" dedi.
Program saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı'nın ardından Fatih Camii İmam Hatibi Kurra Hafız Metin Çakar tarafından okunan Kuran-ı Kerim tilavetiyle devam etti. İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş, şehitler için okunan 253 hatmi şerifin duasını gerçekleştirdi.
'BU TOPRAKLARDA BİN YILDIR ŞEHİT VERİYORUZ VERMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ'
Programda konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Bilal Erdoğan şunları kaydetti: Türkiye'nin 15 Temmuz'daki mücadelesi dün gibi taze. 8 yıl geçtiğini insan gerçekten idrak edemediğini düşünüyor. Nitekim şehitlerimizin yakınları bunu her gün yakinen yaşıyorlar ve tabii ki o gün o kalkışmayı yapanlar zelil oldular, rezil oldular, kaybettiler. Ama biz milletçe sanıyor muyuz ki acaba bu milletin mücadelesi o gece bitti. Bazen o kadar şaşıyorum ki Sanki o gece bütün bunlar olmamış, sanki o darbe girişiminin başarılı olması için avuçlarını ovuşturanlar vazgeçmiş. Onlar vazgeçmediklerine göre; biz milletçe acaba neden, neyin önemli olduğunu, neyin bu millet için vazgeçilmez olduğunu, neyin bu milletin önceliği olduğunu zaman zaman şaşırıyoruz. Hala bu mücadeleler devam ediyor. Bakın yanı başımızda, Ukrayna'da savaş, Gazze'de soykırım devam devam ediyor. Zannediyor muyuz ki Srebrenitsa'da olanlarla, Gazze'de olanın, burada olandan bağımsız olduğunu?
Eğer milletçe, o geceki ruhu her gün, her ay yaşatmazsak darbe kalkışmasıyla yapmazlar belki ama çocuklarımızın geleceğini çalarlar ki farkında bile olmayız. Onun için çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız. Çocuklarımızın 15 Temmuz dendiği zaman titremesini başarmak zorundayız. Eğer bunu başaramazsak bir sabah uyanırız, bağımsızlığını yitirmiş kendi kararlarını veremeyen, kendisi adına kararları başka yerlerdeki bazı mandaların verdiği bir millet haline geliriz. Bin yıldır bu topraklardayız. Bin yıl önce ecdadımız bu toprakları bize vatan yapmış ama bin yıl boyunca bu topraklar 'vatan' diye şehit vermeye devam etmişiz. O zaman bu zihniyeti yaşatmak için şehit vermeye hazır olmaya devam etmek zorundayız. Onun için 15 Temmuzların unutulmaması, şehitlerimizin kanının yerde kalmaması ve o geceki mücadele ruhunun ilelebet bu topraklarda yaşaması için çocuklarınızı kurtarma seferberliğine hepinizi bu gece davet etmek istiyorum. Allah şehitlerimizden razı olsun. Onlar bizim yolumuzu aydınlatıyorlar."
'SON SÖZÜ TÜFEKLER DEĞİL İMAN DOLU GÖĞÜSLER SÖYLEDİ'
İstanbul Valisi Davut Gül ise yaptığı konuşmada şunları kaydetti: "Bugün 15 Temmuz'un yıl dönümü. Bunu unutmamanız, bunu hatırlamanız, bu ruhu muhafaza etmeniz her şeyden kıymetli. Vatanımızın selameti, milletimizin istikrarı uğruna canlarını feda eden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kahraman gazilerimizin sağlıklı, hayırlı ömürler diliyorum. O gece vatanına, devletine, ezanına, bayrağına sahip çıkan, ölümü öldüren hemşehrilerime şükran sunuyorum. Millet olarak çok sınandık, çok badireler atlattık. Öyle zor zamanlardan geçtik ki tüm zorluklara, tüm sıkıntılara, kahramanca göğüs gerdik. Adımızı tarihe şanla, şerefle yazdırdık. Gün geldi Çanakkale Geçilmez dedik. Gün geldi Sakarya'yı aşılmaz kıldık. Dumlupınar'da setleri yıkık geçtik. İstikbalimizin hedef alındığı 15 Temmuz gecesi hainlerin yüzüne tokat olduk, patladık. Hep birlikte ellerimizde bayraklar, yüreklerimizde imanımızla tek yürek olduk. Meydanlara attık. İktidarıyla, muhalefetiyle, meclisimizde tarihe altın harflerle yazılacak bir duruş sergiledik. Milli iradenin, demokrasinin, vatan ve millet aşkının destanını yazdık. Nice kahramanlık öyküsünün yazıldığı o gece, karanlık gecede bu topraklarda son sözü tüfekler değil iman dolu göğüsler söyledi. Yaşlısıyla, gencini, kadınıyla, erkeğiyle 252 kahramanımız bu vatan için sevdiklerini geride bıraktı. Şehadete koştu. Binlercemiz gazilik onuruna erişti. Şehitlik ve gazilik bir nasip işi. Her faniye nasip olmaz. O gece buraya koşan hemşerilerimizden şehadet makamına erişen 13 abimiz, ablamız, kardeşimiz gazilikle şereflenen yüzlerce kardeşimizi asla unutmayacağız. Ailesinden, sevdiklerinden vazgeçen ama vatanından vazgeçmeyenleri yemin olsun asla unutmayacağız.
Hainlerin hepsi, bedelini ödeyinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz. Başaramayacaklar. Cennet vatanımızı emperyalistlere teslim etmek için fırsat kollayan hainlere inat, bağımsız Türkiye'de zerre geri adım atmayacağız. Biz bu ülkeyi bırakmayacağız. Ne dün ne bugün ne de ebediyen bu toprakları bize emanet eden kahraman ecdadımıza layık olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Böyle asil bir milletin mensubu olmakla ne kadar iftihar etsek azdır. Rabbim aziz milletimizin feraset, azim ve cesaretini arttırsın. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Hainlere fırsat vermesin. Bu duygu ve düşüncelerle zaferin başkomutanı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. İlk andan itibaren bu bir kalkışmadır diyerek gerekenlerin yapılması konusu konusunda talimat veren, dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım'a teşekkür ediyorum."
'BU DESTANI GÖĞSÜMÜZDE BİR ŞEREF MADALYASI TAŞIYORUZ'
Programda konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan yaptığı konuşmada şunları söyledi: Ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için bir dönüm noktası olan 15 Temmuz'un 8'inci yılında yine aynı duygularla birlik ve beraber ruhuyla 15 Temmuz direnişinin en şanlı meydanlarından bir tanesi olan Saraçhane Meydanı'nda sizlerle bir araya geldik. 15 Temmuz birliğimize, bağımsızlığımıza kasteden hain darbe girişimini püskürten halkımızın yazdığı bir destan günüdür. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi 15 Temmuz'da 7 düveli arkasına alan ihanet çetesinin 40 yıllık planı bir gecede millet tarafından bozulmuştur. Türkiye'nin dört bir yanında, her bölgesinde, İç Anadolu'da, Karadeniz'de, Doğu Anadolu'da, Marmara'da, ay yıldızlı bayraklarıyla sokaklara inen, meydanları dolduran, milli iradeye canı pahasına sahip çıkan tüm milletimizle birlikte bu zafer başarıldı. Vatan denildiğinde, bayrak denildiğinde hiç tereddüt etmeden arkasına bakmaksızın ileriye atılan bu milletin her ferdiyle, milletimizin her bir ferdiyle iftihar ediyoruz. 15 Temmuz destanını da göğsümüzde bir şeref madalyası taşıyoruz."