Sabah Gazetesi çalışanları, darbe girişiminin başladığı andan itibaren tehlikenin farkına vararak hızlıca organize oldu. O gece yaşananları anbean takip eden Sabah Gazetesi ekibi, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak için büyük bir fedakarlık örneği gösterdi. Çeşitli güvenlik risklerine rağmen haber merkezinden ayrılmayan gazeteciler, doğru ve tarafsız habercilik ilkelerinden ödün vermeden çalışmalarını sürdürdü. Aynı gece, Ahaber televizyonu çalışanları da darbe girişiminin ilk anlarından itibaren yoğun bir tempoda çalışmaya başladı. Televizyon kanalının yayınlarının kesilmemesi ve halkın bilgilendirilmesi için büyük çaba sarf eden Ahaber ekibi, stüdyolarında ve sahada görev başında kaldıl. Olayları yerinden bildiren muhabirler, tehlikenin göbeğinde yer alarak halkın sesi oldu.
ALDIĞIM BİLGİLERİ CANLI YAYINDA ANLATTIM
SABAH Gazetesi Nazif KARAMAN: O gün kayınbiraderime kız istemek üzere Giresun Bulancak'a gitmiştik. Saat 21.00'da telefonuma gelen ilk bilgilerin ardından birkaç üst düzey devlet görevlisi ile yaptığım telefon trafiği bir darbe girişimi olduğu bilgisini doğruluyordu. Kız isteme töreninden ayrılıp görüşmelerime devam ettim. Dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan'la yaptığım görüşmede darbe girişimine karşı adli soruşturma başlatıldığını ve elinde silah olan herkesin gözaltına alınacağını söyledi. A Haber'e canlı bağlanarak bu bilgiyi aktardım. Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine eşim ve akrabalarım ile sokağa çıktık. Kendimi hayatımda ilk kez geldiğim Bulancak'ta sokakta darbe karşıtı slogan atarken bulmuştum. Sabah, İstanbul'a dönüp işimin başına geçtim.
YAYINLARIMIZA KESİNTİSİZ DEVAM ETTİK
SABAH Gazetesi Melih ALTINOK: Darbe haberini alır almaz hemen kanala gittim. Günün ilk ışıklarına kadar canlı yayında olan biteni halka anlattık. O dönem stüdyolarımızın bulunduğu Fulya'daki binayı bir özel üniversiteyle paylaşıyorduk. Binadaki karmaşa ve bitmeyen tadilatlar yakınma sebebimizdi. Ancak o gece bu durum şansımız oldu. Stüdyoları arayan darbecilerin içeriye, binanın inşaat olan arka kapısından girmeye çalışmaları ve kaybolup geri dönmeleri sayesinde yayınlarımıza kesintisiz devam edebildik.
KORKU DUVARLARI AŞILDI
SABAH Gazetesi Mesut ALTUN: 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı muhabiri olarak görev yapıyordum. Darbe girişiminin olduğu günün sabahında, karanlık bir gecede askerlerin sokaklarda olduğu bir rüya görmüştüm. Bu rüyanın tam da o günün akşamında yaşanacak kabus gibi bir gecenin habercisi olacağını tahmin edemedim. Darbe kalkışmasının kesinleşmesiyle gazeteye gitmek istedim. Ancak köprülerden geçişe izin verilmediği için gidemedim. Cumhurbaşkanımızın canlı yayında halkı meydanlara inmeye davet ettiği o tarihi konuşmayı derleyip gazeteye gönderdim. Camilerden okunan selalarla sokağa çıkan halk, korku duvarını aşmıştı bir kere. Eşi görülmemiş ihanet gecesi, unutulmayacak bir zafere dönüştü.
TEPEMİZDE UÇAK, ETRAFIMIZDA NAMLULAR
SABAH Gazetesi Bekir YENİAY: O dönemki Yazı İşleri Müdürümüz, gazeteden evine giderken Boğaziçi Köprüsünün çıkışında zırhlı araçlarla askerlerin yolu kestiğini görüp, 'yurtta Sulh' gibi bir şeyler gevelediklerini söylemişti. Neler olduğunu takip etmemi istedi. Hemen bölge muhabirimi aradım. Polis telsizlerinin sakin olduğunu söyledi. Ardından Vatan Emniyet'te görevli muhabirimi aradım. Muhabirlerimiz ne amire ne de müdüre hiçbir kaynağına ulaşamıyordu. Tam bir teyakkuz haline geçtik. Yazı İşleri Müdürümüz yine aradı. Darbe girişimi olduğunu aktardı. O andan itibaren tepemizde yırtıcı sesleriyle F-16 savaş uçakları, etrafımızda namluları binamıza çevrili Skorsky'ler ve kapımıza dayanan silahlı darbecilerin kuşatması altında 'tarihin' gazetesini hazırladık.
İLK ELDEN GÖZLEMLEDİM
SABAH Gazetesi Muhammed UZUN: Darbe girişiminin haberi hızla yayılırken, halkı bilgilendirme görevimin bilinciyle hemen işyerime ulaşmam gerektiğini anladım. Oturduğum semtin sakin sokakları yerini gerilim ve endişeyle kaplıydı. Normalde tek bir yolculukla ulaşabileceğim gazeteme, bu sefer iki taksi değiştirerek ancak gidebildim. O gece, gazetecilik görevimin ötesinde, milletimizin tanımlayıcı özellikleri olan dayanıklılık ve dayanışmayı ilk elden gözlemledim. O geceyi düşündüğümde, bu sadece işe gidiş yolculuğu değildi; tehdit altındaki bir ulusun kalbinde, demokrasiyi ve özgürlüğü savunma kararlılığıyla birleşmiş bir yolculuktu.
GÜNDÜZ İŞTE, GECE NÖBETTE
SABAH Gazetesi Barış SAVAŞ: O gece evime gitmek üzere yol koyuldum. Saatler 22.00'ı geçiyordu. Normalde açık olması gereken köprü yolu trafikten ilerlemiyordu. O dakikalarda köprüden geçmek isteyenlerin ısrarlı sorularına karşın 'terör alarmı' olduğunu belirtildi. Daha sonra darbe girişiminin olduğu anlaşıldı. Aldığım bilgileri anbean gazetemizin gece sorumlusuna aktardım. Evimle arası 15 metre olan kışlanın önüne gittik. Kalabalık hiç eksilmiyordu. O gecenin sabahında kısılmış bir ses ve vatansever bir özel halk otobüsü şoförü sayesinde işbaşı yaptım.
O GÖRÜNTÜLERİ BEN ÇEKTİM
SABAH Gazetesi Mustafa BAKIRHAN: O dönem çalıştığım ajans için darbe girişimini takip etmek için 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gittim. Gece boyu kan döken darbeciler sabah ise tankla atış yaparak polisin kullandığı TOMA aracını vurmasına şahit oldu. bu son hamleydi ve polis müdahale etmek için cuntacılara teslim olmaları için 5 dakika verdi. Hainlerin teslim olmasını saniye saniye kaydedip kurumumuza gönderdim. Ulusal ve uluslararası tüm dünya kanalları bu benim çektiğim görüntüleri kullandı. Bir yandan köprünün darbecilerden temizlenmesine şahitlik ederken bir yandan da o anlara ilişkin en özel görüntüyü çekmenin mutluluğunu yaşadım.
CESUR ÇAĞRI, KAHRAMAN MİLLET
SABAH Gazetesi Harun SEKMEN: Kitaplarda okuduğumuz ve bize çok uzak gelen bir gerçekle 15 Temmuz akşamı yüzleşmiştik. Darbe oluyordu, bir kalkışma girişimi vardı. Darbenin ürkütücü gerçekliğini ilk o zaman net şekilde idrak ettim. Bizim nesil için, 'Demokrasi ayıbı' olarak litaretürümüze giren darbe, o an tam hayatımızın ortasındaydı. Geçmişin karalığı üzerimize çökmek üzereydi. Tam o anda liderin sesini televizyon ekranlarından duydum. 'Ben milletimi meydanlara davet ediyorum'. Tarihin kırılma noktaları vardır. İşte FETÖ2cü darbe girişiminin kırılma noktası da o cesurca çağrı oldu. Liderinin çağrısını emir kabul eden ve kendi selasına büyük bir cesaretle koşan milletimiz, o gece iradesini çiğnetmedi. O gece meydanlara akan milyonlardan biri olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, bağımsızlık uğruna can vermeyi cana minnet sayacak ikici bir millet daha yoktur. Kulağımda yankılanan tekbir nidaları halen tüylerimi diken diken eder. O gece bir gazeteci olarak meydanlarda gözlemlediğim, eşi benzeri olmayan bir kahramanlık destanıydı. İradesine ve bağımsızlığına el uzatan kirli ellerin nasıl kırıldığıydı.
ANKARA'DA CUMHURBAŞKANINI BEKLEDİM
A HABER Ankara İlter Yeşiltaş: 15 Temmuz akşamı jetlerin alçak uçuş yapması üzerine tüm birimler acil olarak büroya çağrıldı. Yoldayken FETÖ kalkışması olduğu kesinleşmişti. Haber merkezinde kısa bir değerlendirmenin ardından görevlendirmeler yapıldı. Önce Çankaya Köşkü'ne ardından da Cumhurbaşkanının Ankara'ya gelme ihtimaline karşı Esenboğa Havalimanı'na görevlendirildim. 15 Temmuz'da en çarpıcı kareyi Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Komutanlığı'nda gördüm. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in talimatıyla taş ve toprak yüklü kamyonlar tankların çıkmasına engel olmak için nizamiyenin kapısına dizilmişti. Gece boyu kamyonlar oradan ayrılmadı.
TELSİZ ANONSLARI TÜYLERİ DİKEN DİKEN ETTİ
A HABER Ramazan ALMAÇAYIR: O gece polis telsizlerinden geçen anonslar tüyleri diken diken etmişti. Canını bu vatan için seve seve feda edeceğini söyleyen ekipler bir adım bile geri atmadan darbecilere karşı direnileceğini anons ediyordu. İstanbul'un farklı noktalarına gittiğimizde caddelerde Milletin iradesi karşısında yenik düşen darbecilerin terk ettiği zırhlı araçlar gözümüze çarpıyordu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü kapatmak için giden darbecilerin gözünün nasıl döndüğünü ise gösteren görüntülerden birisi de tanklarla araçları ezip yollarına devam etmesiydi. Ancak zırhlı araçlara tanklara rağmen vatanı için canını hiçe sayan Emniyet personeli, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve millet el ele hain darbe girişimi engellenmiş oldu.
45 DAKİKA BOYUNCA YÜRÜDÜK
A HABER Kerim ULAK: 15 Temmuz'da program çekimi için Edirne'ye gitmiştim. Olayı haber alınca, 3.5 saatlik Edirne-İstanbul yolunu, 1.5 saatte katettim. Canlı bağlantılarla gelişmeleri sık sık izleyicilere aktardım. D-100 Karayolu'nda trafik durunca Atatürk Havalimanı'na ulaşmak için 45 dakika yürüdük. Dakikada 2 bin mermi atan Mini Gun monteli askeri helikopterleri ekrana taşıdık. Basın Ekspres yolunda ele geçirilen tank üzerinde yayın yaptım. Gece başlayan maratonum sabah Topkule kışlasında vatan evladı askerlerimize ateş eden cuntacı hainlerin derdest edilmesi özel görüntüleriyle son buldu.
HEDEF YERLİ VE MİLLİ MEDYAYDI
15 Temmuz Darbe Davaları Şehit ve Gazi Yakınları avukatı Dr. Mehmet Sarı, 15 Temmuz darbe girişimde Turkuvaz Medya'nın susturulmak istendiğini belirterek, "Bunun nedeni şüphesiz gerek 17-25 Aralık yargı darbesi sürecinde gerekse Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoağan'ın haklı mücadelesinde Turkuvaz Medya olarak milletimizin yanında duruşu, 15 Temmuz hain darbe girişimde hedef olmasına sebep olmuştur. Yine şüphesiz yaptığı yayınlarla FETÖ'nün hain planlarını deşifre etmesi, A Haber ve Turkuvaz Medyayı hedef olarak seçmelerine sebep olmuştur. Ancak tüm bu hain emellere rağmen Turkuvaz Medyayı susturmayı başaramamışlardır" dedi.
KAÇAN DEĞİL KOVALAYAN OLURUZ
A HABER Cemil BARLAS: Melih Altınok'la birlikte babamın yattığı hastanede çıkmış Etiler'e gidiyorduk. Trafik, o saate göre aşırı yoğundu. Sosyal medyada sıkışıklık sebebinin askeri bir darbe olduğu söyleniyordu. 'Darbe oldu kaçın' diyenlere, 'Eğer bir darbe olursa bu darbenin kaçanı değil kovalayanı oluruz' diyerek şakalaşıyorduk. Eve varınca darbe bildirisi yayınlandı. Melih'le A Haber'e doğru yola koyulduk. Binaya girdiğinizde A Kanallar Genel müdürü Haluk Çimen'in elindeki telefonda görüntülü olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. Stüdyoya girdik ve telefondan Cumhurbaşkanının halkı sokağa çağırmasını yayınladık. Stüdyonun her an basılabileceğini düşünerek silahlar elimizde yayın yaptık. A haber binasını karartılmış olması sebebiyle alçak darbeciler stüdyolarımızı bulamamıştı.
ANBEAN EKRANLARA TAŞIDIK
A HABER Mehmet KARATAŞ: 15 Temmuz akşamı saat 21:45'te istihbarat şefim Kubilay Gülben, köprünün askerler tarafından neden kapatıldığını öğrenmemi istedi. Evden çıktım trafik felç olmuştu. Motosikletle kanala ulaştım. Kameraman arkadaşım İskender Demirel ile malzemeleri alıp çıktık. O gece 5 ayrı noktadan canlı yayınlar yaptık. Darbeci polis çatışmalarını görüntüledik. Çengelköy'de halkın ve polisin darbecilerle mücadelesini anbean ekranlara taşıdık.