Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 12'nci Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 6'ncı Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, bugün 54'ü dost ve kardeş ülkelerden gelenler olmak üzere toplam 181 subayın mezuniyet sevincine ortak olduklarını söyledi. Erdoğan özetle şunları söyledi:
-
KURULUŞ MİSYONUNU BAŞARIYLA YERİNE GETİRİYOR: 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında kurduğumuz Milli Savunma Üniversitemiz, kuruluş misyonunu büyük bir başarıyla yerine getiriyor. Gerek Astsubay Meslek Yüksekokulları ve Harp Okulları gerekse işte bugün burada olduğu gibi Harp Enstitüleri'nde eğitim alan evlatlarımız her açıdan en donanımlı, en iyi şekilde yetişiyor. Milletimizin köklü değerleriyle birlikte ordumuzun değişen ihtiyaçlarını da karşılayan eğitim sistemiyle üniversitemiz, Silahlı Kuvvetlerimizin farklı kademelerine vazife şuuru yüksek personel kazandırıyor.
-
GERİYE GİDİŞE MÜSAADE ETMEYİZ: Dünya değişirken, Türkiye değişirken, ülkemizin karşılaştığı tehditlerin boyutu ve niteliği değişirken, askeri eğitim sistemimizin aynı kalması, hele hele geriye gitmesi asla tahayyül edilemez. Eğitimden silah ve teçhizata, vatan savunmasına dair hiçbir alanda geriye gidişe Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz. Her zaman daha iyisini, daha mükemmelini hedefleyeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.
-
DÜPEDÜZ SOYKIRIM: Gazze'deki katliamı anlatmakta artık kelimeler dahi yetersiz kalıyor. 16 bini çocuk, 40 bine yakın masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin masum insan yaralandı. İsrail'in doğrudan sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırıları sebebiyle Gazze'nin neredeyse dörtte üçü enkaz yığınına dönüştü. Savaş hukukuna dair hiçbir ilke, kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı, hatta kasıtlı olarak çiğnendi. Şunu bir defa açıkça söylemek lazım: 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlar savaş değildir, devletin güvenliğini sağlama mücadelesi değildir, meşru müdafaa hiç değildir, Gazze'de şahit olduğumuz düpedüz soykırımdır, katliamın, barbarlığın ve soykırımın en sefil örneğidir. Bu utanç lekesi, ne masumların kanlarını dökenlerin ne de 9 aydır cinnet halini tribünden seyredenlerin alınlarından asla temizlenmeyecektir.
-
HER YERDE ENSELERİNDEYİZ: Biz 40 yıldır bölücü teröre karşı çetin mücadeleler yürütmüş ve bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Kutsal vatan toprağının tek karışına dahi el uzatılmayacağını bugüne kadar defalarca gösterdik. Binlerce evladımızı şehit verdik ancak şehit kanlarıyla bize vatan kılınmış bu ülkeyi alçaklara bırakmadık. Kahraman güvenlik kuvvetlerimizin fedakârlıkları, cesaretleri ve gayretleri sayesinde terörle mücadelede çok önemli başarılara imza attık. Hudutlarımız içinde bölücü örgüt artık eylem yapamaz hale geldi. Irak ve Suriye sahasında ise örgüt iyice kapana sıkışmış durumda. Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla ve istihbaratçılarımızla her yerde enselerindeyiz.
-
KİLİDİ KAPATIYORUZ: Kuzey Irak'taki Pençe Harekât Bölgesi'nde çok yakında kilidi kapatıyoruz. Suriye'de güney sınırımız boyunca uzanan güvenlik kuşağının eksik halkalarını Suriye'nin toprak bütünlüğü temelinde tamamlayacağız. Irak ve Suriye hattında ülkeye tehdit oluşturacak hiçbir yapıya müsaade etmemekte kararlıyız. Sadece ele geçirilen silahların türüne ve çeşidine bakmak bile Türkiye'nin nasıl çok uluslu ve çok ortaklı bir terör konsorsiyumu ile mücadele ettiğini ortaya koymaya kâfidir. Devlet olarak şu gerçeğin çok net farkındayız. Silahının namlusu Türkiye'ye dönük teröristler sınırlarımızın ötesinde var oldukça biz burada huzurlu olamayız. Şayet ekonomide, dış politikada, demokraside, hak ve özgürlüklerde ilan ettiğimiz hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyorsak terör bataklığını mutlaka kurutmak zorundayız. Diğer türlü enerji ve vakit kaybetmekten kendimizi kurtaramayız.
-
SİNSİ PLANI YIRTIP ATACAĞIZ: Geçen hafta bazı illerimizde, eşzamanlı olarak Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen provokasyonları bundan bağımsız görmüyoruz. Vandallar ve sokak çeteleri üzerinden verilmek istenen mesaj bellidir. Birileri Türkiye'yi farklı isimler vererek maskeledikleri teröristlerle yan yana yaşamaya alıştırmaya çalışmaktadır. Şunun bilinmesini isterim ki biz buna alışmadık, alışmayacağız. Daha öncekiler gibi Allah'ın izniyle bu sinsi planı da yırtıp atacağız. Sabırlı, vicdanlı ve basiretli bir şekilde bu süreci yöneteceğiz. Böl, parçala, yönet planlarıyla yıllarca coğrafyamızın iliğini sömürenlerin aynı senaryoyu tekrar sahnelemesine fırsat vermeyeceğiz.
-
FETÖ'DEN ARINDIRDIK: Başta güvenlik birimlerimiz olmak üzere FETÖ'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık. Burada bazı sayıları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız, 15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetler'de görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. Çünkü örgütün 80'li yıllardan itibaren özellikle hedefe koyduğu ve zamanla çöreklendiği yerlerin en başında Harp Akademileri yani kurmaylık sistemi geliyordu. 1886 kurmay subayın 1524'ü yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi. Gardımızı indirmeden, asla rehavete kapılmadan, örgütün tuzaklarına düşmeden inşallah FETÖ'ye karşı mücadelemizi titizlikle sürdüreceğiz. FETÖ'nün geçmişte istismar ettiği sahnelerin tekrar yaşanmaması için de azami hassasiyet gösteriyoruz. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz kahraman ordumuzu kimsenin vesayetçi heveslerine alet etmesine izin vermeyiz.
181 KURMAY SUBAY MEZUN OLDU
Mezun
olan subayların ailelerinin de katıldığı törende, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu da konuşma yaptı. Kara Harp Enstitüsü'nden 50, Deniz Harp Enstitüsü'nden 20, Hava Harp Enstitüsü'nden 38; aralarında ABD, Azerbaycan, Güney Kore, Ukrayna ve Mısır'ın da olduğu 17 ülkeden 54 misafir personel ve Müşterek Harp Enstitüsü'nden 19 olmak üzere toplam 181 kurmay subay mezun oldu. Dönem birincileri yaş kütüğüne plaket çakarken Cumhurbaşkanı Erdoğan eğitimlerini birincilikle tamamlayan kursiyerlere diplomalarını verdi.
MUSTAFA CAMBAZ, GENÇ YETENEKLERE YOL GÖSTERİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Şehit Mustafa Cambaz 3. Fotoğraf Yarışması Ödül Töreni'ne katıldı. 15 Temmuz şehidi Cambaz'ın hatırasına sahip çıktığı için Yeni Şafak'a teşekkür eden Erdoğan, "Şehit Mustafa Cambaz kendisinden sonra gelen genç yeteneklere yol göstermeye, ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Ömrünü inandığı değerlere ve mesleğine adamış, fotoğraf makinesini hiçbir zaman yanından ayırmayan ve hayranlık uyandıran eserleriyle temayüz etmiş başarılı bir foto muhabiriydi" dedi. 15 Temmuz'da emperyalist uşaklarına Türkiye'nin teslim alınamayacağının yeniden gösterildiğini vurgulayan Erdoğan, "Yedi düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin 40 yıllık planını bir gecede bozarak tarihimize ve bizden sonraki nesillere şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacakları bir zafer armağan ettik.
15 Temmuz gecesi meydanlar yerine bankamatik kuyruklarına koşanlar, geçen 8 yıla rağmen hâlâ milletin destanına çamur atanlar, uyduruk bahanelerle 15 Temmuz direnişini unutturmaya çalışanlar, velhasıl o meşum gece yaşadıkları derin hayal kırıklığının acısını yıllardır unutamayanlar istemese de biz 15 Temmuz ruhuna sahip çıkacağız" diye konuştu. Gazze'de İslam âleminin kurumlarının da başarılı sınav veremediğine de dikkat çeken Erdoğan, "2 milyarı bulan nüfusu, trilyon dolarları aşan ekonomik gücü ve sayısız stratejik imkânlarına rağmen İslam dünyasının İsrail'e söz geçirememesi üzerinde hepimizin düşünmesi gerekiyor" ifadesini kullandı. Törende, "Hikâyeyi Tamamla Demokrasi ve Özgürlükler Adası Özel Ödülü"nü "Yol" adlı fotoğrafıyla kazanan Kudret Deniz Kalaycı ile "Gazze Özel Ödülü"nü "Gaza on Fire" adlı fotoğrafıyla kazanan Mustafa Hassona, ödüllerini Erdoğan'ın elinden Mustafa Cambaz aldı.