15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminin gerçekleştiği gece, TBMM'de yaşanan olağanüstü direnişe bir gazeteci olarak şahitlik ettim. O karanlık gecede millet meydanlara akın ederken, milletvekilleri de demokrasiye sahip çıkmak için milli iradenin beşiği TBMM'ye koştu. Yaşananların bir darbe girişimi olduğunun anlaşılmasıyla birlikte bakanlar, milletvekilleri ve gazeteciler tüm kapıları kamyonlar ve otobüslerle giriş-çıkışı kapatılmış, abluka altındaki Meclis'e girmenin yollarını aradı. Meclis'in Dikmen Kapısı'ndaki sıcak çatışma nedeniyle daha sakin olan Güvenlik Nizamiyesi Kapısı'ndan içeri girmek için çabaladık. Ancak her gelenden şüphelenen güvenlik görevlileri üzerimize doğrulttukları uzun namlulu otomatik silahlarla kimseyi içeri sokmadı. Ancak dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'ın gelmesiyle birlikte sayıları bir elin parmağını geçmeyen gazeteciler de havadan helikopterlerle taranan Meclis kampüsüne girmeyi başardı. Bombalar ve kurşun yağmuru altındaki Meclis'e 80'i AK Partili, 16'sı CHP'li, 10'u MHP'li 106 milletvekili o karanlık gecenin korku duvarlarını yararak gelebildi. Gelen vekiller iktidarmuhalefet fark etmeksizin birbirlerini daha önce hiç olmadığı içtenlik ve sıcaklıkla kucaklayıp endişeli bakışlarla selamladı.
MEYDAN OKUMA KARARI
Devleti ile milletinin "tek vücut" olduğu darbe gecesi, Meclis Genel Kurulu'nun açılarak hain darbecilere meydan okunması kararı alındı. Meclis Başkanlık koltuğuna İsmail Kahraman, divan kâtiplerinin koltuklarına ise AK Parti, CHP ve MHP'li grup başkanvekilleri oturdu. Milletvekillerinin üzerinde ne kravat ne de ceket vardı. Evlerinden fırladıkları haliyle tişörtlü, sivil kıyafetleriyle Genel Kurul Salonu'ndaydılar. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, giydiği tişörtle divanda oturmak için hamle yaptığında AK Partili Ahmet Gündoğdu, kendi ceketini giymesi için uzatınca "Milli Görüş ceketini bana da giydirdiniz sonunda" esprisini yaparak o gergin atmosferi bir an olsa da yumuşattı. İktidar ve muhalefet milletvekilleri geldikleri kürsüde demokrasi ve milli birlik ekseninde darbeyi lanetleyen konuşmalar yaptılar. Ancak o geceye damgasını vuran konuşmayı dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptı. "Bomba da atsanız buradayız, cesetlerimizi çiğnemeden parlamentoya giremeyeceksiniz" diyerek hain terör örgütüne meydan okudu. Gazeteciler ilk kez Genel Kurul salonunun içinde Başkanlık Divanı kürsüsü önünden canlı yayın yaparak gelişmeleri milletvekilleriyle yan yana izledi. Milletvekilleri kürsüde konuştukça TBMM'ye yağdırılan kurşunlar ile atılan bombaların sıklığı ve şiddeti de arttı. Atılan ilk bombanın etkisi atlatılmaya çalışılırken, Halkla İlişkiler Binası'na düşen ikinci bomba dehşet uyandırdı. Genel Kurul salonunu şiddetli sarsıntının ardından toz bulutu kapladı.
SIĞINAĞA İNDİK
Milletvekilleri ise alkışlarla tempo tutarak, darbecileri ve Meclis'in bombalanmasını protestoyu sürdürdü. Ancak hayati tehlikenin oluştuğuna kanaat getirilmesiyle birlikte milletvekilleri ve gazeteciler sığınağa girdi. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu, 03.33'te Başbakan'ın makam odası ile Genel Kurul salonu arasına atılan ve orada bulunulması halinde öldürücü etki yaratacak olan üçüncü bomba gösterdi. Bombanın etkisiyle Meclis'in bazı ana taşıyıcı kolonları parçalanırken, duvarlar yıkıldı, tüm camlar tuz buz oldu. Hain darbeciler, saat 05.11'den sonra helikopterlerle TBMM bahçesine asker indirme girişiminde bulundu. Ancak Meclis'teki özel harekât timleri, darbeci askerlerle çatışarak Meclis içerisine inmelerine izin vermedi. Güvenlik birimleri gelişmeleri anbean Kahraman'a aktararak sığınakta bulunanları dışarıya çıkmamaları konusunda uyardı. Güvenlik amirleri, olası bir sızma ve çatışma halinde TBMM Başkanı İsmail Kahraman, bakanlar ve milletvekillerini nasıl dışarı çıkacaklarına ilişkin senaryolar üzerinde çalıştı. Sığınak girişinde tertibat aldıran güvenlik amirleri, bu kapının kaybedilmesi halinde sığınağın bir duvarının yıkılarak ana binadan dışarı çıkılmasını sağlayacak bir plan hazırladı.
ERDOĞAN'DAN TEŞEKKÜR
Başkan Kahraman, darbeye karşı direnişi sığınaktan yönetti. Dışarıda ne olup bittiği konusunda sürekli telefon diplomasisi yürüten Kahraman, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la görüşerek mesajlarını sığınakta endişeli bekleyiş içinde bulunanlara aktardı. Erdoğan, cep telefonundan sığınaktaki milletvekillerine demokrasiyi korumak için gösterdikleri cesaret nedeniyle teşekkür etti. CHP'li Mahmut Tanal, Aykut Erdoğdu ve AK Partili TBMM Amiri Salim Uslu sığınaktaki bir sütunun dibine oturarak zafer işareti yaptı. 'Sığınak kardeşliği' vurgusu yapan milletvekilleri darbeye boyun eğmeyeceklerini dile getirdi.
ORTAK DEKLARASYON
Darbenin başarısız olduğuna ilişkin ilk işaretlerin oluşmasıyla birlikte Genel Kurul'un sabah açılması ve dört partinin imzalayacağı ortak bir deklarasyon hazırlanması kararlaştırıldı. İktidar ve muhalefet temsilcileri deklarasyon metninin yazımı için derme çatma bir odada uzun bir süre çalışma yürüttü. Sabaha karşı darbe girişiminin püskürtüldüğü haberinin ulaşması sığınakta sevinç dalgasına yol açtı. Kontrollü olarak yukarıya çıkan milletvekilleri ve gazeteciler gece yaşanan dehşetin izlerini, yıkılan duvarları, parçalanan pencereleri şaşkınlık içinde gözlemledi. İktidar ve muhalefet milletvekilleri hain darbe girişimine karşı kader birliği yaparak karşı koymuş, milli iradeye ve onun vücut bulduğu TBMM'ye sahip çıkmış oldu.