Emine Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Anadolu'dakiler" programına katıldı. Etkinlikte, geleneksel Anadolu kültürünün tanıtımı ve korunması amacıyla çeşitli aktiviteler yer aldı. Programda konuşan Emine Erdoğan, şunları söyledi:
Biz, bu toprağın insanları, hepimiz Anadolu'ya benzeriz. Büyüklerimizin anlattığı hikâyelerin irfanıyla ruhlarımız mayalanır. Buğdayın rengi tenimize işler, dumanlı dağların, reyhan ve kekiğin, Fırat ve Dicle'nin kokusu üzerimize siner. Bizi biz yapan Anadolu, toprakla buluşarak berekete, soframıza erişerek birikime, kalbimizden dökülerek beceriye dönüşür.
KÜRESEL PAZAR VURGUSU
Hep birlikte bu hikâyeyi, yaşadığımız dünyada yeniden anlamlandırma yolculuğuna çıkıyoruz. Bu projeyle Anadolu'muzun yerel ve geleneksel ürünlerini tanıtmayı, yeniliklerle günümüze taşımayı, vatandaşlarımız ve tüm insanlığın istifadesine sunmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, yerel ürünlerimizi markalaştırarak ve küresel pazarlara taşıyarak ulusal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyoruz.
ÖZGÜN HIKÂYELER KORUNMALI
Anadolu'nun yıldızları tükenmez, yeter ki bizler, özgün hikâyelerimizi koruyarak, zenginliğimizi sürdürülebilir kılmayı bilelim. Zira Zerzevan'dan Truva'ya, Göbeklitepe'den Çatalhöyük'e, Dara'dan Boğazköy'e teknoloji ve sanatın diline tercüme edebileceğimiz pek çok özel yere sahibiz. Tarihin seyrini, yalnızca göğsünü düşmana siper eden kahramanlar belirlemez. Hatta tarih öyle anlarla doludur ki kalemin keskinliği, kılıcı geçer.
İlk kumaşın 9 bin yıl önce Çatalhöyük'te dokunduğu bilgisinin arkeoloji ve tarih kitaplarında kalmayarak kıtalar dolaşmasını sağlayalım. Bergama ile İskenderiye kütüphaneleri arasındaki yarış nedeniyle icat edilen parşömen kâğıdının dünyayı değiştiren yolculuğunu duyuralım. Yurdumuzun doğal bir film platosu niteliğindeki güzelliklerini, bu güzellikleri görünür ve yaşar kılan kültürümüzü yeni nesil çocuk kitaplarına, romanlara, filmlere aktaralım. İnanıyorum ki bu anlamlı projenin her bir destekçisi, insanlığın asırlardır ilmek ilmek dokuduğu Anadolu medeniyeti kumaşına, kendi ipliğinden bir düğüm atacak, yaşatmak istediğimiz mirası daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyacaktır. Örneğin zıt tatları müthiş bir şifa dengesiyle buluşturan sirke şerbeti, Mevlana'nın beyitlerinde, hayatın zorlu yanını sembolize eden sirke ve lütuflu yanını sembolize eden balın verdiği uyumla bir öğretiye dönüşür. Böylelikle sirke şerbetinin, İbn-i Sina, Hipokrat gibi tıp bilginlerinin tavsiyelerinden bugüne uzanan şifa yolculuğu, Mevlana'nın beyitlerinde manevi bir sırra dönüşerek ruhumuza da hitap eder.
YEREL GİRİŞİMCİLER İÇİN ÇAĞRI
Buradan, kendi alanlarında uzman sanatçılarımıza, şeflerimize, tasarımcılarımıza, kamuoyu önüne çıkmış tanınmış isimlerimize seslenmek istiyorum. Her birinizin, "Anadolu'dakiler" projesinin dijital kültür elçileri haline gelmesini, birikim ve becerilerinizle yerel girişimlere yol göstermenizi temenni ediyorum.
'ANADOLU'DAKİLER' SERGİSİNDE TÜM RENKLER VAR
Emine Erdoğan, program öncesinde, el dokuması kumaşlar, halılar, takılar, doğal kokular, aksesuvarlar ve gıdaların sergilendiği "Anadolu'dakiler" sergisini gezdi. Özhan Eren'in seslendirdiği türkü ile başlayan program, Anadolu'nun zengin kültürel mirasını yansıtan dans gösterisiyle devam etti. Anadolu'nun kültürel değerlerini tanıtan video gösteriminin de yapıldığı programda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır konuşma yaptı. Aile fotoğrafının çekilmesinin ardından program sona erdi.