Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya G7 Liderler Zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilere gündeme ilişkin açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi:
DURUŞUMUZ NET: (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 12 Haziran'da yaptığı yazılı açıklama) Sayın Devlet Bey'in yapmış olduğu açıklama bir devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması, bence gayet isabetlidir. Bizler Cumhur İttifakı olarak asla duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Parti sözcümüz Ömer Çelik Bey zaten gereken açıklamaları detaylıca yaptı. Bu açıklamalarda da dikkat ederseniz tahrik ve dalaşma yoktur. Sadece net bir duruş vardır. Cumhur İttifakı'nın bir tarafı olarak partimizin duruşunu belirtmesi bakımından Ömer Bey'in açıklaması isabetli olmuştur.
KİBARLIK GETİRELİM DEDİK: Diğer taraftan CHP'den yapılan bazı açıklamalar oldu. Biz iade-i ziyareti yapmak suretiyle siyasete bir yumuşama, bir kibarlık getirelim dedik. Ama bu kibarlıktan anlamayanlar İstanbul'da basın toplantısı yaptılar ve orada belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Demek ki bazı yerlerden onay aldılar. Bunlar tabii doğru şeyler değil, güzel şeyler değil. Sürece katkı sağlayan şeyler değil. Yani bu, yumuşama değildir. Siyasete yeni bir başlangıç getirme değildir. Bizim iade-i ziyaretimizi demek ki hazmedemediler. Eğer bu iade-i ziyaretimizi CHP'nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklama yapmaya gerek duymazdı. Ama onlar ne yaparsa yapsın, biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, aynı dayanışmamızı devam ettireceğiz. Şunu da söyleyeyim: Cumhur İttifakı bir altılı masa değildir. Altılı masanın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.
SINIFTA KALDILAR: (G7 Liderler Zirvesi) Zirve marjında bazı G7 ve davetli ülke liderleriyle ikili görüşmeler de gerçekleştirdim. Gazze özelinde mevcut uluslararası sistemin ve kurumların asli görevlerini yerine getirme noktasında sınıfta kaldıklarını bir kez daha açıkça ifade ettim. İnsanlığın mazlumların sesine kulak veren çok daha adil bir dünyada yaşamasının mümkün olduğuna işaret ettim. Zirve hitabımda Gazze'de acil kalıcı ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımların kesintisiz akışının sağlanması için bir kez daha çağrıda bulundum.
İSPANYA, DENİZ FENERİ OLDU: İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayan katliamları karşısında İspanya ile duygularımızın, çekincelerimizin ve itirazlarımızın ortak olduğunu görmek sevindirici. Özellikle Filistin'in devlet olarak tanınması konusunda İspanya, zifiri karanlıkta insanlık gemisine yol gösteren bir deniz feneri olduğunu kanıtladı. Gerek insanlığın vicdanını harekete geçirici çağrıları gerekse cesur ve kararlı uygulamaları bunu perçinledi. Ancak insanlık gemisinin yoluna kazasız belasız devam edebilmesi için yeni deniz fenerlerine ihtiyaç var. İnsanlığın karşı karşıya olduğu Filistin sınavından geçmek için daha çok ülkenin bence İsrail'e cesurca 'dur' demesi ve barışın yanında yer alması gerekir.
ATEŞKES KARARI: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bugüne kadar attığı adımlara dikkat ederseniz Amerika Birleşik Devletleri her zaman kesişim noktası olmuştur. Burada da büyük ihtimalle yine öyle olacak. Şu anda alınan ateşkes kararında da benim endişem yine bir şekilde Konsey'i bloke edeceği şeklinde. Fakat öyle de olsa böyle de olsa bizim için en önemli adım BM Güvenlik Konseyi'nden öte, BM Genel Kurulu'ndan çıkan kararlardır. BM Genel Kurulu'ndan çıkan olumlu kararlarda 150'ye yakın ülke ne yaptı? Bizim düşündüğümüz gibi düşündüler ve Filistin'in yanında yer aldılar. Bunları ileri taşımamız lazım. Güvenlik Konseyi üyelerinin Filistin'i devlet olarak tanıması bölgede iklimi değiştirebilir.
EUROFIGHTER ÖNEMLİ: (Savaş uçağı alımı) Bizim için şu anda Eurofighter önemli. Bu konuda Almanya da artık yumuşadı. İlgili bakanlarımız muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar, yapacaklar. Bizim temel yaklaşımımız bellidir, ihtiyaçlarımızı öncelikle NATO müttefiklerimizden karşılamak isteriz. Fakat sürecin sonunda olumsuz bir sonuç elde edilirse alternatifsiz de değiliz. KAAN'ımız artık kanatlandı. İlerleyen dönemlerde seri üretimin başlaması ve envantere giriş sürecinin tamamlanması sonrası bu konuda sıkıntımız da kalmayacak.
'YENİ ANAYASA MİLLETE BORCUMUZ'
Bizim bu ziyaretleri (CHP'ye ziyaret) yapmamızın altında yatan gerçek de 'Her ne kadar ters görünse de CHP ile de böyle bir anayasa yapma başlığı altında buluşabilir miyiz?' arayışıydı. Teklifimizi yaptık. Onlardan 'niye olmasın' noktasına gelen bir yaklaşım gördüm. Fakat iki gün sonra ortaya maalesef arzu etmediğimiz bir yaklaşım çıkınca bu durum da bizi üzmedi değil. Türkiye'nin artık darbe anayasası ayıbından kurtulması gerekiyor. Bu, siyaset kurumunun ve Meclis'in millete karşı asli görevidir. Hiçbir siyasi parti bu yükümlülükten kaçamaz. Milletin ihtiyaçlarına tam hizmet eden ideal anayasa bu millete siyasetin borcudur.
'İŞİ SIKI TUTUYORUZ'
(Enflasyon hedefi) Yılın son çeyreğini bekleyeceğiz. Yılın son çeyreğinde inşallah bunlar tam manasıyla görünecek. Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor. İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız. Nitekim ekonomide dengelenmeye yönelik politikalar meyvelerini veriyor. Cari işlemler açığı önemli ölçüde azaldı. Mayıs itibarıyla yıllık ihracatımız 260 milyar doları aştı. İthalatımızdaki düşüş aynı şekilde sürüyor. Merkez Bankası rezervlerimiz 146.2 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktı. Rezervlerdeki artış devam edecek.
BIDEN SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇİYOR
(ABD Başkanı Joe Biden'ın üç aşamalı bir ateşkes planı) Kabataslak baktığımız zaman bu açıklamadan memnuniyet duyuyoruz. Ama bu BMGK'nın beş daimi üyesini Filistin'in yanına çekmeye yetmiyor. Ben inanıyorum ki Amerika Birleşik Devletleri de İsrail'in artan şımarıklığından rahatsız. Bu rahatsızlığı Amerikan yönetimi açık açık dile getirmese de Amerikan üniversitelerinden, sokaklarından, öğrencilerinden, rektörlerden yükselen sesler, burada artık belli bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu da İsrail'i ciddi manada rahatsız ediyor. Sayın Biden'dan, bu planın bir seçim yatırımı değil, gerçekten ve samimi olarak Filistin'deki katliamları sonlandırmak için atılmış bir adım olduğunu ispat etmesi doğal olarak beklenir. Güvenlik Konseyi kararı bir adımdır, ancak yeterli değildir. Kâğıt üstündeki birçok kararın İsrail tarafından nasıl yok sayıldığını hepimiz biliyoruz. Sayın Biden da artık bir samimiyet testinden geçmektedir.
TERÖRİSTAN KURDURMAYIZ
Suriye'de PKK terör örgütünün ve diğerlerinin rahat hareket etme imkânı inşallah olmayacaktır. Böyle bir durum olduğu anda zaten biz de ilgili birimlerimizi gerekli şekilde seferber ederiz. Burnumuzun dibinde bir teröristan kurdurmayız. Bunun için gereken ne ise yapmaktan da asla ve asla imtina etmeyiz.