Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 64'üncü yılı münasabetiyle Özgürlük ve Demokrasi Adası'ndaki Adnan Menderes Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu'nda konuştu:
Türkiye Yüzyılı Anayasası'nı konuşmak üzere bizleri buluşturan İstanbul 2 No'lu baromuzu tebrik ediyorum. Yeni Türkiye'nin sembollerinden olan adada düzenlenen sempozyum hayırlara vesile olsun. 27 Mayıs'ta yargı tiyatrosu ile idam edilen Adnan Menderes'i rahmetle, minnetle yâd ediyorum.
BU UTANCI MİLLETE DAHA FAZLA YAŞATAMAYIZ: Türkiye'nin özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacını dile getiriyoruz. Bugün burada bazı hususları açıklığa kavuşturmak isterim. Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alır. Birer toplum sözleşmesidir. Yazılı belgedir. 1921 ve 1924 anayasalarını dışarıda bırakırsak, bütün anayasalarımız vesayetçilerin direktifiyle yapılıp halka empoze edildi. Tabii burada 61 ve 82 anayasalarının şu özelliğini de vurgulamakta fayda var. Her iki anayasamız da ideolojiktir, katıdır; siyaset dışı aktörler tarafından hazırlandığı, siyaset kurumuna kötü bakıldığı için siyasal yanları zayıftır. Çerçevesini darbecilerin çizdiği, dili sorunlu, elitlerin uzlaşısını yansıtan mevcut anayasamız ile yola devam edemeyiz. Milletin fikri, talepleri, endişeleri dikkate alınmadan, uzlaşma aranmadan yapılan anayasa doğumundan itibaren sakattır, özürlüdür, kriz üretmeye daha yakındır.
İçinde bulunduğumuz 28. yasama döneminde siyaset müessesenin yeni anayasa yapmasının milli bir ödev olduğuna inanıyorum. Türkiye'ye tarihinin en büyük demokrasi zaferlerini kazandırmış bir iktidar olarak biz yapıcı ve uzlaşmacı tavrımızı sonuna kadar koruyacağız. Muhalefetteki muhataplarımızın da ülkemizi darbe anayasasına mahkûm ve mecbur etmekte ısrarcı olmayacaklarını düşünüyorum. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılının darbe anayasasıyla geçirilmesi zaten siyaset kurumu adına büyük bir mahcubiyet kaynağıdır. Sırf birilerinin konforu bozulmasın diye bu utancı milletimize daha fazla yaşatamayız. Bugün Türk demokrasisi, yeni ve sivil anayasa yapma eşiğini aşacak güce, kudrete, olgunluğa fazlasıyla sahiptir.
İSRAİL KALLEŞ YÜZÜNÜ GÖSTERDİ: İsrail, mülteci kampına füze yağdırmıştır. Bu katliam terör devletinin kalleş yüzünü bir kez daha ifşa etti. Netanyahu ülkesinde iyice köşeye sıkıştı. Hitler gibi, tarihteki diğer firavunlar gibi lanetle anılmaktan kurtulamayacak. İnsanlıktan zerre nasibini almamış bu katillerden hesap sorulması için elimizden geleni yapacağız.
UNUTMAYACAĞIZ VE AFFETMEYECEĞİZ
Başkan
Erdoğan, sosyal medya hesabından 27 Mayıs darbesinin yıl dönümüne ilişkin paylaşımında "Bir yargı tiyatrosuyla idama mahkûm edilen Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Üzerinden değil 64 sene, asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve affetmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
DARBELER VE MUHTIRALAR DÖNEMİ KAPANMIŞTIR
Demokrasimize
ve milli iradeye kimsenin
pusu kurmasına izin vermeyiz.
Bu ülkede fezlekeler,
iddianameler,
tetikçiler ve
terör
örgütleri üzerinden siyaset
mühendisliği yapıldığı
günler sona ermiştir. Bu
ülkede artık darbeler
ve muhtıralar dönemi
kapanmıştır.
ANADOLU İHTİLALİNİ HAZMEDEMEYENLER MİLLİ İRADE GASBI İÇİN 22 YILDIR HER YOLU DENEDİ
Yassıada üzerinden milli iradeye had bildirmek isteyenrler maalesef muvaffak oldu. Türk siyaseti uzun yıllar boyunca kargaşa, istikrarsızlık ve özgüvensizlik girdabından kurtulamadı. 27 Mayıs'ın karanlık gölgesi 10 yılda bir darbelerle milli iradenin peşini bırakmadı. 27 Mayıs darbe mekaniğinin 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat müdahalesinde de harfiyen işletildiğini gördük. 27 Mayıs planı, AK Parti'nin iktidar olduğu 22 yıllık süre zarfında da defalarca sahnelenmeye çalışıldı. Türk siyasi tarihinin en fazla darbe girişimine maruz kalan hükümetiyiz. Anadolu ihtilalini içlerine sindiremeyenler, milli iradeyi gasp etmek için 22 yıl her yolu denediler. 22 yılı şöyle bir gözünüzün önünden geçirin. Ordu göreve pankartlarıyla açıkça darbe çağrısı yaptılar. Cumhuriyet mitingleriyle hassasiyetleri kaşıdılar. 27 Nisan bildirgesiyle siyasete ayar vermeye kalktılar. 7 Şubat MİT krizi, 17-25 Aralık girişimiyle seçilmiş iktidarı al aşağı etmeye yeltendiler. Gezi'yle sokakları terörize etmek istediler. Hendek ve çukur terörüyle şehirlerimizin huzuruna kastettiler, devletle millet arasına nifak sokmaya çalıştılar. 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle doğrudan şahsımızı, ailemizi, milli iradenin tecelligâhı olan TBMM'yi ve aziz milletimizin bizatihi kendisini hedef alacak kadar gözlerini kararttılar. Gizli-açık pek çok teşebbüs oldu. Hiçbir zaman geri adım atmadık.
İDAM EDİLEN MİLLETİN ÖZGÜR İRADESİDİR
(Erdoğan) Merhum Menderes ve iki bakanımızı milletimiz her zaman şükranla ve biraz da idamlarına engel olamamanın mahcubiyetiyle anacaktır. Menderes ve arkadaşları iktidar vazifesini üstlendikten sonra, ezanın aslına döndürülmesinden imam-hatiplerin açılmasına kadar büyük işler başardılar. Menderes ve arkadaşlarının şahsında önce mahkûm edilen, sonra idam edilen bizatihi milletin özgür iradesidir. Kim ne derse desin, Yassıada mahkemelerinde türlü baskılara, insanı insanlığından utandıran hakaretlere ve işkenceye maruz kalan her 3 devlet adamımız isimlerini milletimizin gönlüne şehit olarak, milli irade kahramanları olarak yazdırmışlardır.
YASSIADA'DA ÖLEN DP'Lİ VEKİLİN OĞLU: 27 MAYIS TÜRKİYE'Yİ 50 YIL GERİYE GÖTÜRDÜ
Demokrat Parti (DP) Afyonkarahisar milletvekili Gazi Yiğitbaşı 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra götürüldüğü Yassıada'da işkence gördü ve kalp krizinden hayatını kaybetti. İstiklal Savaşı gazisi olan Gazi Yiğitbaşı'nın oğlu Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı, "27 Mayıs Türkiye'yi 50 sene geriye götürdü. Bu açığı, Türkiye ancak yeni kapattı. Darbeciler yıllarca bayram olarak kutladılar" dedi.
Gazi Yiğitbaşı
ÜZERİNDEN ASIRLAR GEÇSE DE DARBECİLERİ AFFETMEYECEĞİZ
(Erdoğan)
Eski adıyla Yassıada'yı milletimizin adlandırmasıyla Yaslıada'yı verdikleri kararlarla demokrasimizin utanç adasına, hüzün adasına dönüştürenleri de bugün bir kez daha nefretle anıyoruz. Üzerinden değil 64 sene asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Darbeye zemin hazırlayanları, üniversite öğrencilerini kışkırtanları, sözde hukukçuları unutmayacağız. Hukuk cinayeti yaşatanları asla bağışlamayacağız. 27 Mayıs bir provokasyonun sonucudur. Güya büyük taarruz adı verilen propaganda savaşı ile Menderes düşmanlaştırıldı. Manşetlerle Menderes hedef alındı. Tahkikat komisyonu bahane edilerek, ihtilal meşru haktır diyerek darbeye davetiye çıkarıldı. Nasıl darbeye bir günde karar verilmedi ise Yassıada'da alınan hiçbir karar da tesadüf değildir. Burası özellikle seçilmiştir. Sivil siyaset için Yassıada'nın ibret kaynağı olması arzulandı. Siyasetçilere haddinizi bilin mesajı verilmiştir.
'İSPANYA'NIN KARARINI TAKDİRLE KARŞILIYORUM'
Başkan Erdoğan, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'le telefonda görüştü. İspanya'nın Filistin'i devlet olarak tanıma kararını takdirle karşıladığını kaydeden Erdoğan, bu adımın bölgede barışın tesisine ve iki devletli çözüm çabalarına güç katacağını ifade etti.