İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan helikopter kazasında hayatını kaybetti. İran devlet televizyonu, Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan helikopterin geçirdiği kazada kurtulan olmadığını açıkladı.
Helikopterin enkazına 15 saatlik çalışma sonrasında ulaşılırken, Reisi ile Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, Tebriz Valisi Malik Rahmeti ve İran lideri Hamaney'in Tebriz Temsilcisi Muhammed Ali Al-i Haşim'in de kazada hayatını kaybedenlerin arasında yer aldığı belirtildi. Reisi'nin helikopterinde bulunan Devrim Muhafızları Ordusu mensubu 2 üst düzey askeri yetkili ile 3 mürettebatın da kazada yaşamını yitirdiği ifade edildi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopterinin kaza yaptığı haberinin duyurulmasının ardından İran medyası ve yetkili makamlarından gelen çelişkili açıklamalar dikkat çekti.
'Kaza mı Sabotaj mı?' 'İç çatışma mı? Dışarıdan müdahale mi?' soruları yaşanan olay sonrası öne çıktı.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Turgay Şafak konuyla ilgili sabah.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.
Turgay Şafak, Azerbaycan-İran sınırındaki ortak proje açılışının ardından İran Cumhurbaşkanının Tebriz'e uçmasının planlandığını ve ilk olarak 2 helikopterin önceden hareket ederek Tebriz'e ulaştığını kaydetti. Şafak, İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın bulunduğu 3. helikopterin ise daha sonra havalandığını belirtti.
İRAN'IN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALARI
Turgay Şafak, İran medyası ve yetkililerinden gelen çelişkili açıklamalar konusunda, "İran'da çok ciddi bir kamu diplomasisi eksiği var" dedi. Şafak, Devrim Muhafızları Komutanlarından Şehir Valilerine, Vali Yardımcılarından İran Kızılayı yetkililerine kadar pek çok kurum ve kişinin kamuoyuna beyanat verdiğini ancak bunların büyük bir kısmının daha sonra tekzip edildiğini kaydetti.
KAZA MI SABOTAJ MI?
Turgay Şafak, kaza bölgesinin kayalık ve ormanlık alanda olduğunu hava şartlarının ağırlığı nedeniyle uzun süre enkaz bölgesine ulaşılamadığını ifade etti.
Şafak, kaza ve sabotaj konusunda 2 ihtimalin de söz konusu olduğunu söylerken, daha çok 'ihmal' nedenine vurgu yaptı. Şafak, "Cumhurbaşkanının - Dışişleri Bakanıyla birlikte taşınması prototole aykırı. Hava şartları böyleyken helikopter nasıl yola çıkar? Kim izin verdi?" dedi.
"ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DAHA NET ORTAYA ÇIKACAK"
Şafak, olası senaryolara dikkat çekerek, "Önceki 2 helikopter yola çıktığında hava şartları uygundu. Reisi'nin havalanacağı sırada sisin yoğunlaştığı ve hava şartlarının daha da ağırlaştığı söyleniyor. Buna rağmen helikopteri kullanan kaptanın hareket ettiği konuşuluyor. Bir ihmal var. Sabotaj henüz bilinmiyor. Başka bir ülke mi müdahil oldu? İçerideki iç hesaplaşma mı? Bunları önümüzdeki günlerde daha net görürüz." dedi.
İran'a uygulanan ambargolara vurgu yapan Turgay Şafak, bir önceki Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in açıklamalarını hatırlattı. Şafak, "Bir önceki Dışişleri Bakanı Cevad Zarif; Bu konudaki İran'a uygulanan ambargoların suçlu olduğunu, ambargolar sebebiyle helikopterin düştüğünü ifade ediyor. Çünkü teknik olarak satın alınamıyor. Sivil havacılık ilgili çok ciddi problemler var. Yeni uçak alınamıyor. Amerika onu da engellemeye çalışmıştı. Suçlu olarak ambargo neticesiyle ABD'yi göstereceklerdir." dedi.
"REHBERLİK" KAVGASI MI?
İbrahim Reisi'nin ölümünün perde arkasında "İran Dini Liderliği Kavgası" da yatabileceği medyada çokça yer alırken Turgay Şafak, "Rehberlik" için İbrahim Reisi ve Hamaney'in oğlu Mücteba Hamaney'in isminin ön plana çıktığını kaydetti.
Hamaney sonrası daha çok tahminlerin Mücteba Hamaney'den yöne yapıldığını söyleyen Şafak, bunun için net ifadeler kullanmanın erken olduğunun altını çizdi. İran müesses nizamının İbrahim Reisi'yi de kademe kademe hazırladığını vurgulayan Şafak, "İbrahim Reisi Cumhurbaşkanı yapıldı. Bu Reisi'yi 'Rehberliğe Hazırlıyordu' da denilebilir veya daha farklı '15-20 yıl ülkeyi yönetebilecek isim' olarak da bir makama getirmiş müesses nizam da denilebilir. İç çatışma muhtemel, ama çatışmanın böyle sabotaja evrileceği bilgisi yok elimizde." dedi.