Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi:
Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz. Son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla en ince detayına kadar takip ediyoruz. Kanunun dışına çıkan, hatası, kastı, marazı olan kim varsa hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz. FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalayanlar görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi köken, meşrep, inanç, bunun üzerinden insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklayıcı da oyunu kimin yazdığını da iyi biliyoruz. Biz o tuzağa düşmeyeceğiz. Tabii siyasette yumuşama iklimini karakışa çevirmeye çalışanların olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah'a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek, saflarını sıklaştırarak, dayanışmasını artırarak yoluna devam edecek. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için omuz omuza çalışmayı her zamankinden daha adanmış şekilde sürdüreceğiz.
22 yılda AK Parti'yle ilgili, hükümetlerimizle ilgili bize karamsar, kötümser senaryolar yazanlar oldu. Bize süre biçenler oldu, bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu, bu iş bitti deyip yolunu değiştirenler oldu, bu davaya ihanet edenler oldu, korkanlar, ürkenler, hırslarına yenilenler oldu. Onlar şimdi yoklar, esameleri okunmuyor, unutulup gittiler. Ama Allah'a hamdolsun biz buradayız, dimdik, sapasağlam ayaktayız. Dava burada, inşallah yarın da burada olacak.
SİVİL ANAYASA HASRETİ DİNMELİ
AK Parti grubumuzun, Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP ile işbirliği ve eşgüdüm içinde konuları çok iyi takip etmesini bekliyorum. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor. Yeni ve sivil anayasa meselesinde Meclis başkanımızın çalışmalarına destek vermemiz önemlidir. Cumhuriyetin ilk asrını darbe anayasasıyla karşılamış ve geçirmiş olmanın mahcubiyeti içindeyiz. Toplumsal temsil kabiliyeti en yüksek Meclislerden olan 27'nci dönemin milletimize, demokrasimize ve gelecek nesillere yapacağı iyiliklerin zirvesinde Türkiye'nin 64 yıllık sivil anayasa hasretini dindirmek olacaktır. Sivil anayasa iradesinin günlük siyasetin geçici tartışmalarına kurban edilmemesi kanaatindeyiz. Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan istişari temasları bitirip somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz. Biz sonuna kadar yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız.
TAZELENEREK, GÜÇLENEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ
Genişletilmiş İl Başkanları toplantımızı yine coşku ve heyecan dolu bir atmosferde icra ettik. 2024 yılının bu ilk il başkanları toplantısında hem son 5 ayın muhasebesini yaptık hem de illerimizin adeta röntgenini çektik. Teşkilatımızın kararlılığı, dinamizmi ve heyecanı karşısında partimizin Genel Başkanı ve bir neferi olarak hakikaten büyük bir gurur duydum. Bizi örselemeye çalışanlara inat üstat Necip Fazıl'ın o veciz ifadesiyle "Yolumuza pekleşe pekleşe" devam ediyoruz. Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bir bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan arkadaşlarımız, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımız varsa hatası, kusuru, yanlışı olanlar varsa, kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız, yeni, heyecanlı, dinamik arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden beri yenilenerek, tazelenerek geliyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide hareket edeceğiz. Ne teşkilatımızda ne de bürokrasi kadrolarında rehavete, tembelliğe, gevşemeye, isteksizliğe, gönülsüzlüğe asla ve asla tahammülümüz olamaz. Son bir yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla gelenekselleşmiş istişare kamplarımızı yapamamıştık. İstişare toplantımızı önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz. Milletvekillerimizle 7-8 Haziran tarihinde, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuz'da inşallah bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın da şekilleneceği bu toplantıların şimdiden partimiz ve davamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
MİLLETİMİZİN BİZDEN DESTEĞİNİ ÇEKTİĞİNİ SANANLAR FENA YANILIYOR
Türkiye'nin 21 yılına mührünü vurmuş bir kadro olarak gelecek asrına da eserlerimiz ve projelerimizle inşallah biz istikamet çizeceğiz. Şunu unutmayalım, 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletimiz iktidar olma yetkisini bizlere tevdi etmiş, 10 ay sonrasında 31 Mart yerel seçimlerinde ise bizlere bir ikazda bulunmuştur. 31 Mart seçimleri bir güvenoylaması değildir. Seçmenin ülkenin idaresine ilişkin tercihlerinde bir kırılma, bir değişiklik olmamıştır. Önce 14 Mayıs'ta, 2 hafta sonra 28 Mayıs'ta seçmen kararlı bir şekilde hükümeti Cumhur İttifakı'na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır. Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız. Elbette 31 Mart'ta milletin verdiği mesajı duymazdan gelecek değiliz. Biz o mesajı aldık, gereğini de yapmaya başladık. Ancak milletin AK Parti'den ya da Cumhur İttifakı'ndan desteğini çektiğini zannedenler fena halde yanılırlar. Hiç sağa sola bakmadan, işimize, hedeflerimize kilitlenecek, milletimizin yüklediği emanetin inşallah hakkını vereceğiz.
4 YIL SİYASETTE KARŞILIKLI HOŞGÖRÜYLE GEÇSİN
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'le verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye'de siyasetin yumuşamasi için üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız. Hiçbir zaman kutuplaşmanın, gerilimin tarafı olmadık, olmayacağız. Siyasetimizi hizmet üzerine, hedefler, projeler, yatırımlar üzerine inşa ettik. Temennimiz odur ki önümüzdeki dört yıl gerilimle değil, karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil, yapıcı olsun. Biz milletimizin de takdir ve talep ettiği bu iklimin Türk siyasetinin normali haline gelmesini ümit ediyoruz. Bize yakışan ağırbaşlılıktır. Partimizin kapıları, ilkeleri bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir. Yeter ki samimiyet olsun.
HAMAS ANADOLU'NUN HAT SAVUNMASINI YAPIYOR
İsrail
durdurulmazsa gözünü Anadolu'ya dikecek. Hamas, Gazze'de Anadolu'nun hat savunmasını yapıyor. Ben Hamas'ı Kuvayı Milliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz. Siyonist katillerin ve piyonlarının bizi hedefe koyması, ürkecek, çekinilecek bir şey değil, göğsümüzde gururla taşıyacağımız bir şeref madalyasıdır.
NETANYAHU'YU DA HİTLER'İN, MİLADİÇ'İN AKİBETİ BEKLİYOR
14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım bir devlet politikası olarak sürdürüldü. Filistinliler İsrail devletinin kurulmasının ertesi günü 15 Mayıs'ı 'Büyük Felaket', yani Nekbe olarak ilan etti ve her yıl 15 Mayıs'ta evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar. Nekbe gününde Filistinli kardeşlerimizi kalpten selamlıyorum. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecek, yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak, yuvalarına kavuşacak. Hitler, Yahudi soykırımını yaparken yalnız değildi. Avrupa'daki birçok ülke Hitler'i destekliyordu. Hitler, acımasızca katliam yaparken kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu. Aynı şekilde Bosna'da Bosna Sırplarının lideri Miladiç, kıyım yaparken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar. Er ya da geç Gazze kasabı Netanyahu'yu ve onunla birlikte soykırıma ortak olanları da aynı akıbet bekliyor. Döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler. Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız. Artık tüm dünyanın bir hakikati kabullenmesi lazım. Gazze soykırımının hesabını sormadan dünya huzura kavuşamaz, dünya temiz kalamaz. Tek başımıza kalsak da kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin.