Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu'nda düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay'ın 156. Kuruluş Yıldönümü Töreni'nde konuştu:
YARGISAL DENETİMİN TEMSİLCİSİ DANIŞTAY'DIR: Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti'nin kökü mazide olan atide bir devlet olduğunu gösteriyor. 1.5 asrı aşan tarihiyle Danıştay, hem ecdattan bize kalan bir miras hem de güçlendirerek gelecek nesillere bırakmamız gereken bir emanettir. İnşallah bu emanete hakkıyla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri olan idarenin yargısal denetimidir. Bu ilkenin hayata geçmesi ancak idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasına bağlıdır. Bu misyonun ülkemizdeki temsilcisi de Danıştay'dır.
SİVİL ANAYASA ÇAĞRISI: Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılının darbe ürünü bir Anayasa'yla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz. Bu eksikliğin yine milli irade eliyle giderilmesi, demokrasimizin gücüne güç katacak,Türk siyasetinde yeni bir kilometre taşı olacaktır. Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz. Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek ekonomiden sosyal hayata ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır. Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz milletimizin beklentileri çerçevesinde üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz.
SOSYAL MEDYA DENETLENMELİ ANCAK YARGI DAĞITMAMALI: Son yıllarda sosyal medyanın millet namına denetim vazifesi üstlenmesi, demokrasimiz için şüphesiz bir kazançtır ama bu hâkim cübbesi giyip, mahkeme kurup sağa sola yargı dağıtma boyutuna asla varmamalıdır. Sosyal medyadaki linç kültürü yargıyı da mağdur ediyor.
YARGI ELEŞTİRİLEBİLİR ANCAK ÇAMUR ATILAMAZ
Yüksek
yargı üyelerimiz, hâkimlerimiz, savcılarımız ne yazık ki zaman zaman eleştiri sınırlarını aşan haksız ithamlara muhatap oluyor. Öncelikle şunu çok net söylemek isterim; siyaset kurumu nasıl layüsel değilse yargı da eleştirilemez değildir. Yargının kararlarını beğenmeyebilir, itiraz edebilir, hoşnutsuzluğumuzu açıkça dile getirebiliriz. Buna kimse engel olamaz, olmamalıdır. Terörü övmediği, şiddeti teşvik etmediği ve hakarete varmadığı sürece insanlar fikirlerini özgürce yazabilir, paylaşabilir. Millet adına kamu gücünü kullananların belli sınırlar içinde bu sert tepkilere tahammül etmesi, mazur ve meşru görmesi beklenir. Fakat yargının toptancı bir anlayışla, kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarımıza ve mensuplarımıza çamur atılmasını asla kabul edemeyiz. Hukukun mecrasında ilerlemesi, adaletin tecellisine giden en hayırlı, en kestirme yoldur.
GÜÇLÜ ADALET SİSTEMİ, EVLATLARIMIZA BIRAKACAĞIMIZ EN KIYMETLİ MİRASTIR
Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, refah olmaz. Milleti bir arada tutan bağ zayıflamaya başlar. Güçlü, tarafsız, bağımsız, iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli mirastır. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesi nasıl yanlışsa yargının siyasi tartışmaların içine çekilmesi de o denli hatalıdır. Makamlarımızdan ve unvanlarımızdan öte 85 milyonun bir ferdi olarak hepimiz şu gerçeğe yürekten inanıyoruz: Nasıl geç gelen adalet, adalet değilse, topluma güven veren ve erişilebilir adalet sistemi de bekamızın güvencesidir. Devlet adaletle hükmettiği müddetçe güçlüdür, dimdik ayaktadır.
TÜRKİYE İSTİKBALİNİ ANCAK DAHA FAZLA DEMOKRASİ ÜZERİNE İNŞA EDER
HER biri sessiz devrim niteliğindeki tüm reform hamlelerimizdeki gayemiz, demokratik hukuk devleti ilkesinin tüm unsurlarıyla Türkiye'de hâkim kılınması oldu. Hedefimize çok yaklaştığımızı kimse inkâr edemez. Önümüzdeki yolu kararlılıkla yürüyeceğiz. Tüm engelleri aşarak katettiğimiz mesafenin bize cesaret aşıladığını özellikle vurgulamak istiyorum. Türkiye, istikbalini ancak daha fazla demokrasi, daha fazla ekonomik refah ve daha fazla güvenlik üzerine inşa edebilir. Güvenlik güçlü bir demokrasinin teminatı, demokrasi de güvenliğin dayanağıdır.
DEVLETTE YUVALANMAYA İZİN VERMEYİZ
Milletin maslahatı yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların, devletimizin kurumları içinde tekrar yuvalanmasına izin vermeyiz.