Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği' temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi Yemeği programında önemli açıklamalarda bulundu. 1 Mayıs için Taksim Meydanı'nın miting alanı olmadığını belirten Erdoğan, şu mesajları verdi:
GÖLGE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR: 1 Mayıs ülkemizde yıllarca gerilimin, kavganın, çatışma ve sokak olaylarının sembolü olarak görüldü. 2008'de 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü, 2009 yılından itibaren de resmi tatil ilan ederek buna son verdik. 2010'da 32 yıl sonra Taksim'i kutlamalara açan biz olduk. 1 Mayıs'ın hiçbir engellemeye, hiçbir gayrimeşru çabaya gerek duymaksızın işçi bayramı olarak kutlanabilmesini temin ettik. Buna rağmen son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs'ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor.
TAKSİM, MİTİNG ALANI DEĞİL: Sembolik törenler haricinde Taksim Meydanı'nın miting yeri olmadığı, mitinge uygun bir altyapıya sahip olmadığı herkesin malumuyken bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade isterim. İstanbul'da gösteri, miting ve yürüyüş güzergâhları belli. Geniş çaplı buluşmalar için her iki yakada da miting alanları mevcut. Gerekli izinler ve tedbirler alındığı sürece herkes mitingini, gösterisini, anma programını ve barışçıl protestosunu buralarda özgürce yapabilir.
TERÖR ÖRGÜTLERİNE İSTİSMAR ZEMİNİ SUNULMAMALI: İstanbul'da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı yer ve güzergâh belirlendi. 55 ilimizdeki 103 ayrı etkinliğe de izin verildi. Müsaade edilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenleme ısrarının iyi niyetli olmadığı açıktır. Gün aşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs'ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini sunulmamalıdır. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiği kanaatindeyim. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum.
ÖNCELİĞİMİZ İSTİHDAMDA ARZ TALEP DENGESİ: İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız, her kazanımını da kendi kazanımımız olarak telakki ettik. Son 21 yılda işçi, işveren, memur, esnaf ve çiftçi kardeşlerimizin refah seviyelerini arttırmak için çaba gösterdik. Ülkemiz istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. İşsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. Hükümetimizin önceliklerinden birisi istihdamda arz talep dengesinin temini olacaktır.
DEĞİŞTİRMEK BİZE NASİP OLDU: Sendika ve toplu iş sözleşmesi kanunuyla 1983 yılında darbecilerin yaptığı yasayı 29 yıl sonra değiştirmek bize nasip oldu. 2013'te bir milyon olan sendikalı kişi sayısını 2.5 milyona yükselttik. Tüm dünyayı 3 yıl boyunca derinden sarsan Kovid-19 salgınında işçi ve işverenlerimizin yanında olduk. İş kazası oranlarını düşürdük.
NE İŞÇİ EZİLECEK NE DE İŞVEREN MAĞDUR OLACAK: Çalışma hayatını, işçiişveren, patron-emekçi rekabetine indirmenin doğru ve hakkaniyetli bir olmadığına inanıyorum. Hak mücadelesi, işveren ve sermaye düşmanlığı değildir. İşçinin de işverenin de hakkını aldığı adil bir sistemin tesisi mücadelesidir. Ne işçi ezilecek ne de işveren mağdur olacak. Ne emekçinin hakkı gasp edilecek ne de patron ötekileştirilecek.
SORUNLARA ÇÖZÜM BULACAĞIZ: Ülkemizin çalışma hayatını, Türkiye Yüzyılı vizyonumuza paralel olarak güncelleyecek, eksiklerini giderecek, sorunlarına çözüm bulacağız. Sizlerin de güçlü desteği ve işbirliğiyle Türkiye Yüzyılı ülkümüzü gerçeğe dönüştüreceğiz. 13'üncü çalışma meclisinde müzakere edilen konu başlıklarından görüş, talep, beklenti ve önerilerden çıkacak sonuçların bakanlığımız ve hükümetimiz tarafından dikkate alınacağını vurgulamak istiyorum.
NİHAİ HEDEFİMİZ EMEK VE REFAH YÜZYILI
NİHAİ hedefimiz bu yüzyılı, emeğin, yatırımın, üretimin istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmaktır. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini artıracağız. Rehberliği ve gönüllü uyumu ön planda tutacak, risk odaklı denetim kapasitemizi daha da etkinleştireceğiz