Tarihi şan ve şerefle dolu Türk milletini, uluslararası siyasi arenada zor duruma düşürmek için Ermeni diasporası tarafından, her yıl 24 Nisan'da 1915 olayları ve sözde 'Ermeni Soykırımı' yalanı gündeme getiriliyor. Tarihi vesikalar, Ermeni çetecilerin Osmanlı'nın en zor döneminde Türk milletini arkadan vurduğunu gösterse de dış güdümlü Ermeni diasporası, gerçekleri ısrarla çarpıtıyor. SABAH'a konuşan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Tarih Bölümü Profesörü Salim Gökçen, "1821'den 1922'ye kadar 100 yıllık süreçte yaklaşık 5 buçuk milyon Türk Avrupa'dan sürülmüş ve 5 milyondan fazla Türk de bu sırada öldürülmüştür. 100 yıl içinde asıl etnik temizlik Türklere karşı yürütülmüştür. 1905 ile 1920 yılları arasında 529 bin 395 Türk, Ermeniler ve Hınçak-Taşnak çeteleri tarafından katledilmiştir.
Mazisi tertemiz olan ve 5 bin yıllık tarihinde en ufak bir soykırım ya da sömürge lekesi olmayan Türk milletine yönelik, Ermeni diasporası tarafından atılan soykırım iftirasını tarihi gerçekler çürütüyor. 24 Nisan 1915 tarihinde yaşananları bahane ederek, Türk milletine soykırım iftirası atan Ermeni diasporası ve Batılı devletler hiçbir gerçeklik payı olmayan soykırım safsatasını gündemde tutuyor. Tarihi veriler ise esas zulme ve sistematik bir soykırıma maruz kalanın Türk milleti olduğunu gösteriyor" dedi.
TARİH ÇARPITILIYOR
Ermenistan'ın ve Batılı devletlerin Türkiye karşıtı bir tavırla sözde soykırım iddialarına sahip çıktığına değinen Prof. Gökçen, "Başta ABD ve Fransa olmak üzere bazı ülkelerin bu konuda yani tarihte olup biten, tarihsel nitelik taşıyan bir konuda siyasal kararlar almakta oluşları gözlemlenmektedir. Oysa 1915 yılında olanlar bir soykırımı değil, I. Dünya Savaşı çerçevesindeki Osmanlı-Rus savaşında, önce Ruslar sonra da Fransızlar tarafından kışkırtılan Ermenilerin iki ülke arasındaki savaşa içerden katılmaları sırasında ortaya çıkan bir gelişmeydi. Çünkü soykırım, 'genocide' demektir. Bu da ırksal, dinsel ya da ulusal bir grubun sistematik bir biçimde yok edilmesi anlamına gelir. 1915'te gelişen olaylara 'genocide' tanımını kullanmak, tarih felsefesi açısından tarihi saptıran, tam bir zorlama tanım olur" şeklinde konuştu.
'SİYASETÇİLERİN DEĞİL TARİHÇİLERİN İŞİ'
Prof. Gökçen, "I. Dünya Savaşı'nın devam ettiği bir dönemde, önce Ermenilerin elindeki görevlerden uzaklaştırılması yoluna gidilir. Tarihsel olaylar, yaşandığı koşullar içerisinde siyasetçiler tarafından değil, tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gereken olaylardır" dedi.