Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihi egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun da tüm dünyaya ilanıydı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan ettiği Ankara'daki o tarihi günü tarihçi Dr. Selçuk Osmanoğlu SABAH'a anlattı: TBMM bağımsızlık ruhunun yansıması olarak ortaya çıktı. 16 Mart 1920'de İstanbul resmen işgal edildi.
Bu işgaller esnasında mebuslarımız ve kumandanlarımız tutuklanarak Malta'ya sürgüne gönderildi. Yeni bir Meclis'in açılması lüzumu doğdu. Milli Mücadele, Ankara'da milletin yeni Meclis'inden yürütülecekti. Seçimlerden sonra Anadolu'nun dört bir yanından gelen mebuslar İstanbul'dan gelen mebusların da katılımıyla Ankara'da toplandı. Büyük yokluk içinde açılan Meclis'in çatısı dahi yoktu. Meclis kürsüsüne zafer kazanılana dek siyah bir örtü serildi. Zafer kazanılınca bu örtü yeşil olacaktı.
Meclis'in açılışı için mübarek cuma günü seçildi. Milletvekilleri açılış için Meclis'in önüne geldi. Burada topluca dualar edildi, kurbanlar kesildi. Mustafa Kemal Paşa'nın Meclis'in kapısında kestiği kurdelenin ardından mebuslar Meclis'e girerek sıralarına oturdu. Onları Ankara'ya götüren ulvi duygular milletin kurtuluşu oldu. Kurdukları bu Meclis vatanı işgalden kurtaracak Milli Mücadele'yi zafere taşıyacak olan Gazi Meclis'ti.
KİREMİTLER EVDEN, SIRALAR MEKTEPTEN KÜRSÜ MARANGOZDAN AVİZE KAHVEHANEDEN...
Osmanoğlu o günleri "Millet, Meclis'in kiremitlerini evlerinin çatılarından söküp getirdi. Oturmak için sıralar bir mektepten alındı. Reis kürsüsünü Ankaralı marangozlar yaptı. Elektriği olmayan şehirde kahvehanelerin birinden avizeli bir petrol lambası alınarak Meclis'in salonuna asıldı" sözleriyle anlattı.