Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde birçok yeniliğe imza atan Turgut Özal, ülkenin gelişmesi için ekonomiden demokratikleşmeye kadar birçok alanda yeniliğin öncülüğünü yapmış bir bürokrat ve siyasetçiydi. Özal, Anavatan Partisi Genel Başkanı, Başbakan ve Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı olarak görevler aldı. O, siyasi tarihinde içe kapalı bir ülkeyi dış dünyaya açan, ticarette, sanayide, tarımda, ulaşımda, alt yapıda ve uluslararası ilişkilerde ülkenin öncülüğünü arttıran bir devlet adamı olarak anılıyor. Halkın da gönlünde yer edinen Özal, Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürürken 17 Nisan 1993'te vefat etti. Vefatının 31. yıl dönümü. Özal'ın çalışma arkadaşlarından eski bakanlar Bülent Akarcalı ve Mehmet Keçeciler, Turgut Özal'ı SABAH'a anlattı.
BÜLENT AKARCALI: "HALKLA KAYNAŞAN BİR LİDERDİ"
Özal'ın çalışma arkadaşlarından Eski Bakan Bülent Akarcalı, Özal'ın Türkiye'ye değişik bir siyaset anlayışını getirdiğini ifade ediyor. Akarcalı, Özal'ı şöyle anlatıyor: "Ciddiyetle babacanlığı bir arada yürüttü. Hem halkından kopmadı hem de uluslararası alanda Türkiye'yi en öne çıkaran liderlerden biri oldu. Daha sonra bunu yapan 2002'den sonra Tayyip Bey'di. 60-70'li yıllarda Türkiye'nin başbakanlarının yurt dışında herhangi bir teması ve etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin Süleyman Demirel'in altı defa başbakanlık yaptığı dönemde yurt dışına altı defa çıkmışlığı yoktu. Ama Turgut Bey göreve geldiği ilk günden itibaren hem batıyla hem doğuyla çok yakın ilişkiler kurdu. Amerika'da ABD Başkanlarının misafirlerini ağırladıkları Camp David bir hafta geçiren tek Türk başkanı oldu. Bu yalnız Avrupa'ya münhasır değildi. Orta Asya'ya da aynı şekilde gitti. Vefatı da Orta Asya düzenlediği 2 haftalık çok yorucu bir seyahatten sonra oldu" dedi.
"BABACAN BİR TAVRI VARDI, HALKIN GÖNLÜNDE YER ETTİ"
Özal'ın halkla iç içe olduğunu ifade eden Akarcalı şunları belirtiyor: "Özal, halkla da kaynaşan bir liderdi. İstanbul burjuvazisinin en büyük tenkitlerinden biri buydu. 2002'den itibaren AK Parti'ye tavır almış olan ekip, Turgut Özal'a da tavır almıştı. Turgut Bey olduğu gibi göründü, halk kendisinden biri olarak gördü. Başbakanlık mevkiine geldi diye başı dönmüş birisi haline gelmedi. Halktan biri gibi yaşadı. Tonton ve babacan bir tavrı vardı, bu da halkın onu sevmesindeki etkenlerden biriydi. Ölümünden bunca yıl sonra kaç tane lider bu şekilde anılıyor? Çünkü Turgut Bey halka mal olmuş bir lider. Halkın gönlünde yer eden bir devlet adamı. Tayyip Bey nasıl halkın gönlünde yer etmişse Özal da aynı şekilde halkın gönlünde ciddi bir şekilde yer etti."
"TÜRKİYE'Yİ DÜNYAYA AÇTI"
Özal'ın Türkiye'ye katkılarından söz eden Akarcalı şunları söylüyor: "1983 ANAP iktidarına kadar Türkiye seçim yapılan bir Sovyet ülkesi gibiydi. Ekonomik açıdan her şey devletin elindeydi. Ticaretini ve ekonomisini geliştiremez bir ülkeydi. Özal bunu geliştirdi. Sırf ticarette değil, Türkiye'nin dünyada yer almasını sağlayan adımları attı. Dolayısıyla hem ticarette hem sanayide hem de finans alanında her konuda yeni bir evrim başladı. Dış dünyada ister ticarette ister sanayide ister sosyal ilişkilerde haberleşme gerekiyordu. Türkiye'de haberleşme alt yapısı yoktu, onu da Özal getirdi. 1983'te iktidara gelindiğinde tek otoyol diyebileceğiniz İstanbul Gebze'ye kadar olan 30-40 kilometrelik otoyol vardı. Özal, kısa sürede İstanbul'u Ankara'ya bağlayan otoyolu yaptı. Alt yapıya öncelik verilmesi Anavatan döneminde başladı. Türk Hava Yolları'nın bugünkü konuma gelmesi yine o dönemde başlatıldı. İkinci köprüyü yaptığında köprü açılışında Turgut Bey arabanın direksiyonunda yanındaki Semra Hanım'a 'Koy bir kaset dinleyelim' diyordu. O güne kadar diğer liderlere bakıldığında değişik bir liderdi. Türkiye'yi dünyaya açtı. Ama Türkiye kendi içinde de şehir şehir çok kapalı bir ülkeydi. Şehirlerarası ilişkileri arttırdı. Türkiye'nin dünyada rekabet edebilir hale gelmesinin marş motorunu Turgut Bey başlattı. Marş motoru zaman içerisinde Türkiye'nin büyük motorunu hızlandırdı."
MEHMET KEÇECİLER: "ÖZAL, İLERİ GÖRÜŞLÜ VE DİNİNE BAĞLI BİR LİDERDİ"
Özal'ın çalışma arkadaşlarından olan Eski Bakan Mehmet Keçeciler, Özal'ın nasıl özelliklere sahip olduğunu şöyle anlatıyor: "Özal, ileri görüşlü, aydın, batıda yaşamış, batı medeniyetinin özünü öğrenmiş, ayrıca dinimize bağlı, örfe, adetlerimize, geleneklerimize saygılı, çok değerli bir devlet adamıydı. Halk kendisine benzediği için Turgut Özal'ı sevdi. Çok hizmet etti. Türkiye'nin bugünlere gelmesinde onun katkısı çok büyük. Anavatan Partisi'nin ve Turgut Özal'ın katkısı olmasa bugün Türkiye az gelişmiş ve nüfusu çok bir ülke olarak kalırdı."
"TÜRKİYE'YE ÇAĞ ATLATTI VE MODERN DÜNYAYA BAĞLADI"
Özal'ın ülkeye katkılarının çok önemli olduğunu vurgulayan Keçeciler şunları söylüyor: "Turgut Bey, Türkiye'ye çağ atlattı ve modern dünyaya bağladı. En büyük yeniliği Türkiye'yi batı medeniyetine kavuşturması oldu. Türkiye içe kapalıyken dış dünyaya açtı, dış dünyayla tanıştırdı ve dünyaya Türkiye'yi açtı. Türkiye'de devletçi bir ekonomi hâkimdi. Türkiye'deki liberal ekonomiyi Turgut Özal ve ekibi getirdi. Anavatan Partisi ile Türkiye liberal ekonomiye kavuştu. Çok çalışkan, çok efendi ve kendisiyle çalışmanın kolay olduğu bir liderdi. 11.00'de işe başlar ama gece 03.00'e kadar çalışırdı. Türkiye kalkınmasını Turgut Özal'a borçlu."
"ONUN ÜLKEYİ EN ÇOK ETKİLEYEN PROJESİ GAP'TI"
Keçeciler, Özal'ın katkılarından söz ederek şunları ifade ediyor: "Onun ülkeyi en çok etkileyen projesi GAP'tı. GAP'ı Özal gerçekleştirdi. Atatürk Barajı, Karakaya Barajı ve Keban Barajını bitiren ve hizmete sunan Özal oldu. Türkiye birden bire enerji ve elektrik enerjisi bakımından rahatladı. O elektrik enerjisi de sanayiye verildi. Dolayısıyla Türkiye uzun süre elektrik enerjisine zam yapmadı ve Avrupa ile rekabet edebilir bir ekonomik büyümeye kavuştu. Otoyolları Özal başlattı. Türkiye'yi turizme açtı ve döviz sağladı. Bu dövizle Türkiye'nin alt yapısını ve yatırımları tamamladı. Fatih Sultan Mehmet köprüsünü yaptı, yarım kalan köprüleri bitirdi. Türkiye yakın tarihinde Turgut Özal önemli bir başarı elde etti, Türkiye'nin kalkınmasında en önemli pay Anavatan Partisi ve Turgut Özal'a aittir."