İstanbul 5. Levent'teki Hacı Osman Torun Camii'nde renkli anlar yaşanıyor. Büyükler çocuklarla birlikte teravih kılarken, bazı çocuklar ise cemaatin arkasında koşuşturmaca içerisinde oyun oynuyor, heyecanla teravih sonrasını bekliyor. 34 yıllık İmam Mahmut Eroğlu, teravih sonrası "Herkes küçükten büyüğe düzgün dizilsin, hadi bakalım. Hazır mıyız çocuklar?" diye sesleniyor. 300'den fazla çocuk ise "Evet" diye coşkuyla cevap veriyor. Bu sevinç teravih treni oyunu için. Çocuklar tek sıra halinde art arda diziliyor. Aileler ise ellerinde telefon bu anları kaydetmek için hazır. Trenin başına Mahmut Hoca geçiyor.
"CAMİYE GELMEK İSTİYORUM HEP!"
Çocuklar sevinç içerisinde, trenin hareketi başlıyor. Minber duvarından başlayan tren sırayla mihraptan devam ederek kürsünün önünden, revakların altından ulu kubbenin altından devam edip çikolata, kek ve meyve suyu durağına geliyor. Mahmut Hoca, çocuklara cami içerisinde hangi duraklardan geçtiklerini anlattıktan sonra her bir çocuğa tek tek hediyelerini veriyor.
Diyanet'in çocuk dergisini vermeyi de ihmal etmiyor. Hepsinin gözünde bir heyecan, bir neşe, bir mutluluk. O çocuklardan biri de Ebrar Nisa Yıldırım. 5,5 yaşında. Teravih trenine ilk gelişi. Hemen söz alıyor: "İyi geçti, eğlendim, mutlu oldum. Camide böyle bir tren yapıldığına da şaşırdım. Camiye hep gelmek istiyorum. Aileme de 'Beni getirin!' diyeceğim hep. Teravih treni devam etsin istiyorum, güzel bir şey bu!"
"CAMİYİ, NAMAZI SEVDİRİYOR"
Annesi Elif Yalın Yıldırım (38) ise babasının teravih treninden söz ettiğini ve öyle haberdar olduklarını ve hemen çocuklarını getirdiklerini ifade ediyor: "Biz teravih kıldıktan sonra çocuklar için böyle bir etkinlik olması çok güzel. Bunun sürmesini istiyorum. Çocuğuma camiyi ve namazı sevdirdi. Camiyle iç içe olmasını sağladı. Bence bu bir ihtiyaç ve diğer camilere de yayılmalı."
O İMAM MÜJDE VERDİ: "TREN DÜNYAYI DOLAŞIYOR. TERAVİH TRENİ BAYRAM TRENİNE DÖNÜYOR"
Tren oyunu oynandıktan sonra hediye dağıtımı ardından İmam Mahmut Eroğlu ise iki yıldır yapılan teravih treninin yayılma hikâyesini bizimle paylaşıyor ve bir de çocuklara müjde veriyor: "2022'de teravih trenini başlattım. Kızım trenin fotoğrafını çekti, ben de sosyal medyada 'Teravih treni süt ve çikolataya doğru yol alıyor' diyerek fotoğrafı paylaştım. Bir anda sosyal medyada yayıldı, Bella Hadid de paylaştı. Şu an dünyanın her noktasında camilerde çocuklara teravih treni yaptırılıyor. İngiltere'ye görevli gittim, İngiltere'ye teravih treni ulaştı. İngiltere, ABD, Mısır, Cezayir, Pakistan, Balkan ülkeleri, Anadolu ve birçok noktaya tren yayıldı. Teravih treni oyunu dünyayı dolaşıyor. Bu çocukların zihinlerine güzel bir iz bırakma adına yapılan bir çalışma.
Hem kültürel hem dini hem de sosyal bir eğitim faaliyeti. Salavatlar eşliğinde, cami adabına uygun bir şekilde manevi raylarda yürüyor bu tren. Bu teravih treni çocuklara cami sevgisi, camiyi tanıma, cami şuuru, namaz sevgisi ve aileleriyle birlikte namaza gelmenin lezzetine ulaştırdı. Çocuklardan namaza başlayanlar da oldu. Çocuklar 'Baba beni namaza götür!' diyor artık. Çünkü çocuk camide sıcaklık, samimiyet ve mutluluk buluyor. Ramazan'da her cuma yapılıyor. Teravih treni bayram trenine dönüyor. Kandil trenine dönüyor. Bayram treni bayram harçlığına doğru gitsin istiyoruz. Trenin çeşitleri artacak, adı değişecek ama tren devam edecek. Hedef çocuklara kontrollü bir şekilde camiyi sevdirmek..."
"ÇOCUKLAR İÇİN ÇOK YARARLI"
Torunlarını teravih trenine getiren Birsen Yalın (61) ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Süleyman Yalın da (64) camideki tren oyununa torunlarını getirdiği için çok mutlu. Birsen Hanım, "Caminin içerisinde böyle bir şeyin yapılması bizim için bulunmaz bir nimet. Yavrularımızı camiyi ve namazı sevdiriyor. Çocuklar için çok yararlı" diyor.
"KEŞKE BEN DE ÇOCUK OLSAYDIM DİYORUM"
Süleyman Bey ise şunları söylüyor: "Yaşayan İslam, yaşayan kültür devamını getirir. Yenileri de ilave edilmeli. Bugün trense yarın başka bir şey. Çocuk camiye alıştırılmalı, sevdirilmeli. Büyük küçük kaynaşması devam etmeli. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak tavsiye ediyorum. Hediyeleşmeye de vesile oluyor. Çikolatalar da veriliyor. 'Keşke bende çocuk olsaydım' diyorum. Camiler itici olmamalı, camiler çekici olmalı. Çocuklar çocukluğunu burada yaşamalı ve yaşıyor da. Mahmut Hoca İstanbul'a yeni bir ruh ve nefes getirdi."