TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın ev sahipliğinde, Darülaceze Başkanlığı'nın Okmeydanı Yerleşkesi'nde dün iftar programı düzenlendi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ilk olarak Darülaceze'nin önemine değindi. Osmanlı döneminden bugüne kalan; sosyal dayanışmayı, yardımlaşmayı teşvik eden iki önemli kurumun bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Birisi Darülaceze, bir diğeri ise yetim çocukları barındırmak için kurulan Darüleytam'dır. Toplumsal dayanışmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, toplumun daha zayıf olan kesimlerine karşı ilgi göstermeyi bu iki kurum üzerinden ecdadımız bize öğretmiştir" dedi.
"DARÜLACEZE, YENİ YERİYLE DE DÖRT DÖRTLÜK BİR HİZMET MÜESSESESİ HALİNE GELECEK"
Darülaceze'nin, yaşlı, bakıma muhtaç olan kişilere karşı toplumun ödevini hatırlatmak bakımından örnek olsun diye kurulduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Yaşlıların tek başına kalmaktan kurtarılması, onlara bir şekilde destek, şefkat ve merhamet elinin uzatılması hayati bir önem arz ediyor. Bu anlamda bu tür kurumların giderek artması, giderek daha çok fonksiyon görmesini temenni ediyoruz. Darülaceze, yeni yeriyle de dört dörtlük bir hizmet müessesesi haline gelecek. Sadece Türkiye için değil, bütün dünyada Türkiye'nin örnek kurumlarından birisi haline gelecek" ifadelerini kullandı.
"İNSANLIK TARİHİNİN GÖRMEDİĞİ BÜYÜK BİR VAHŞET"
Kurtulmuş, konuşmasının devamında İslam dünyasındaki duruma değinerek şunları söyledi: "Zulüm içerisinde, baskı, yokluk, yoksulluk içerisinde milyonlarca Müslümanın Ramazan'ın diriltici ruhundan istifade etmek için bir araya geldiklerini, hatta toplu sofralarda da olsa oruçlarını açmak için gayret sarf ettiklerini görüyoruz. Her şeyden evvel hemen yanı başımızda Filistin'de, Gazze'de bu akşam hemen hemen bizimle aynı saatlerde oruçlarını açan Gazzeli Müslümanların inanın ki büyük bir kısmının böylesine bir sofraya sahip olmadığını biliyoruz. Yiyecek ekmeklerinin, içecek sularının olmadığı bir ortamda dünyadan kendilerine gelecek herhangi bir yardıma muhtaç hale gelmiş olan yaklaşık 1,5 milyon insandan bahsediyoruz. Her sofrada Gazzeli dostlarımızı, kardeşlerimizi hatırlıyor, onlar için dua ediyoruz. Onları insanlık tarihinin görmediği büyük bir vahşetle, büyük bir hırsla öldüren, onları öldürmekten zevk alan, bilerek isteyerek öldüren İsrail'in Siyonist rejiminin durdurulabilmesi için de sofralarımızda dua ediyoruz."
"BİZİM MİLLETİMİZİN TEMEL ÖZELLİKLERİNDEN BİRİSİ, ZALİME ZALİM DEMEYİ BAŞARABİLMESİ"
Gazze'ye yardımların ulaştırılmasının sadece bizim değil, bütün insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye olarak İsrail'in saldırılarının bir an evvel durdurulması için gayret sarf ettiklerini ifade etti. Kurtulmuş şunları vurguladı: "Netanyahu ve çetesi arkasına aldıkları güçle, Birleşmiş Milletler'de her türlü desteği de sağladılar, şimdi çok şükür son kararda çekimser kalarak Amerika, hiç olmazsa bu ekipten artık sıkıldığını, bu ekibin yükünü taşıyamayacağını, bu büyük vebalin altında ezildiğini dünyaya göstermiş oldu. Ama bir taraftan da bu kararı aldık ama bu kararın bağlayıcı bir tarafı yok diyerek de maalesef yine zulmün devamı yönünde işaret verdiklerini görüyoruz. Bizim milletimizin temel özelliklerinden birisi, zalime zalim demeyi başarabilmesi, zalimi durdurabilecek güç ve kudreti ortaya koyabilmesi ve her şart altında, nasıl olursa olsun mazlumun yanında durabilmeyi başarmasıdır. Edilen her bir duanın, Rabbimiz katında kabul olmaya en yakın olduğu bu Ramazan sofralarında, Gazzeli kardeşlerimizin kurtuluşu için de dua ediyoruz. Sadece Gazze'de değil, dünyanın dört bir tarafında mazlum, mağdur, çaresiz ve gerçekten yokluk ve yoksulluk içerisinde olan nice Müslüman kardeşlerimize de Cenab-ı Allah'tan yardım diliyoruz. İnşallah bu Ramazan, Müslümanların ümmet olarak yaşadıkları bu sıkıntılarla karşılaştığı son Ramazan olur. Bunun için de ayrıca dua etmemiz lazım. Çalışıyoruz, gayret ediyoruz."