22 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da tarihin en büyük terör saldırılarından biri yaşanmış, Crocus City Holl-Belediye Kültür Merkezi konser salonuna 4 kişi tarafından düzenlenen silahlı saldırı ve binada çıkan yangın sonucu 137 kişi hayatını kaybederken, 100'den fazla kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren 4 zanlı kısa süre içerisinde Rusya'nın Ukrayna sınırı yakınında yakalandı. Terör örgütü DEAŞ'a bağlı Amaq haber ajansı Telegram'da yayınladığı kısa bir açıklamayla saldırının sorumluluğunu üstlenmişti. Tacikistanlı olduğu tespit edilen zanlıların gözaltına alındığında yapılan ön sorguları sonrasında "Türkiye'den Rusya'ya geçtikleri" söylemi Rus basını başta olmak üzere birçok yayın kuruluşunda yer aldı. Söz konusu eylemi yapan Tacik zanlıların aslında uzun süredir Moskova'da ikamet ettikleri, ikamet sürelerinin bittiği, ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıkları, Rusya'ya yakın olması sebebi ile Türkiye'yi tercih ettikleri tespit edildi.
İKİ TERÖRİSTİN TÜRKİYE'DE KALDIKLARI YER TESPİT EDİLDİ
İstihbarat birimleri tarafından yapılan detaylı çalışmalarda teröristlerin Türkiye'de ne kadar süre geçirdikleri tespit edildi. Teröristlerden Shamsidin Fariduni'nin 20 Şubat 2024'te Rusya Federasyonu üzerinden havayoluyla Türkiye'ye girdiği, 02 Mart 2024'te ise İstanbul Havalimanı'ndan Rusya Federasyonu'na çıkış yaptığı belirlendi. 21 Şubat'ta İstanbul Fatih'te bulunan bir otele giriş yapan teröristin, 27 Şubat'ta otelden ayrıldığı belirlenirken yakalandığında "Vizesi bittiği için Türkiye'ye gidip geldiğini" itiraf etti. Shamsidin Fariduni'nin sosyal medya hesabından 23 Şubat'ta aynı anda sekiz gönderi yayınladığı, "Aksaray İstanbul" konumunu işaretlediği, Fatih Camii'nde çekildiği iddia edilen fotoğrafları paylaştığı görüldü. Kanlı eyleme katılan diğer terörist, Saıdakram Rajabalızoda'nın ise 05 Ocak'ta İstanbul'a geldiği, aynı gün İstanbul Fatih'te bulunan bir otele giriş yaptığı, 21 Ocak'ta otelden çıkış yaptığı tespit edildi. Teröristin 2 Mart'ta Shamsidin Fariduni ile aynı uçakta Moskova'ya döndüğü belirlendi.
RUSYA'DA RADİKALLEŞTİLER
İki teröristin de Rusya'da radikalleştiği, Türkiye'de geçirdikleri sürenin kısalığı göz önüne alındığında "radikalleşme" için yeterince uzun olmadığı değerlendirilirken, haklarında arama kaydı bulunmamasından dolayı pasaportlarını kullanarak Türkiye ve Rusya arasında seyahat ettikleri öğrenildi.
SALDIRILAR AYNI COĞRAFYA ÜZERİNDE
DEAŞ, kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı saldırı ve eylemler sonucunda birçok ülke tarafından en kanlı terör örgütlerinden biri olarak kabul edildi. ABD karşıtı bir örgüt olan DEAŞ'ın eylemlerinin adresi ise hep aynı oldu. Son zamanlarda DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolunun yaptığı eylemlere bakıldığında ise aynı coğrafya üzerinde gerçekleştiği tespit edildi. DEAŞ'ın saldırılarından en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelirken, DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolu, son olarak 2024 yılının başında İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde saldırıda bulundu. Bir kişinin hayatını kaybettiği bu saldırıda şans eseri saldırganın silahının tutukluk yapması sonucu yaralanan olmadı.
Terör örgütünün Afganistan ve çevre bölgelerde faaliyet gösteren kolu olarak bilinen DEAŞ-Horasan Vilayeti, 2022'nin Ekim ayında İran'ın Şiraz kentinde bulunan Şah Çerağ Camii'ye saldırı düzenlemiş, 15 kişi hayatını kaybetmiş, 40 kişi de yaralanmıştı. DEAŞ, 2022'nin Aralık ayında Afganistan'ın başkenti Kabil'de Çinlilere ait bir otele silahlı ve bombalı saldırı düzenlemiş bu saldırı da da 3 kişi hayatını kaybetmiş, 15 kişi yaralanmıştı. Aynı örgüt 2024'ün başında İran'ın Kirman kentinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 4'üncü ölüm yıl dönümünde de bir saldırı düzenlemiş, 84 kişi hayatını kaybetmiş, saldırıda 284 kişi de yaralanmıştı.
BATI DEAŞ'IN HEDEFİNDE YOK
Tüm bu değerlendirmeler ışığında DEAŞ'ın hedefindeki ülkeleri nasıl seçtiği yeni bir soru işareti doğurdu. Terör örgütünün hedefinde Batı dünyası ve ABD'nin yer almaması da dikkat çekti. DEAŞ'lılar Rusya Federasyonu, Türkiye, İran ve Afganistan gibi güzergahları kullanırken bu bölgelerde eylem yapması dikkat çekti. DEAŞ örgütünün arkasındaki derin güç odakları taşeronluk yaptıkları güçlerin himayesinde hareket etmeye devam ederken, eylemler de bu doğrultuda gerçekleştiriliyor. Türkiye PKK, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler arasında ayrım yapmaksızın mücadelesine hız kesmeden devam ediyor.