Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yanında savaşa giren Osmanlı İmparatorluğu, Çanakkale cephesinde eşsiz bir destan yazdı. Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından olan Çanakkale Savaşları, 19 Şubat 1915'te Çanakkale Boğazı'ndaki deniz savaşıyla başladı. Ardından karada Seddülbahir, Arıburnu ve Anafartalar cephelerinde devam etti. 325 gün süren Çanakkale Savaşları 9 Ocak 1916'da Türk Ordusu'nun zaferiyle sona erdi. Çanakkale'de 18 Mart 1915'te elde edilen Deniz Zaferi, Türkiye'nin geleceği için bir mihenk taşı görevi gördü. Türk milletinin, vatanını hiçbir şart altında düşmana çiğnetmeyeceğini ve Anadolu'nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağını tarihe kanıyla not düştüğü bir zafer oldu. Dünya'yı kana ve göz yaşına bulayan emperyalist devletler, dünyanın en güçlü donanmalarıyla Çanakkale Boğazı'na saldırdılar. Kolayca geçebileceklerini ve İstanbul başta olmak üzere Türk'ün son kalesi Anadolu'yı işgal edebileceklerini düşündüler. Karşılarında, vatan ve milletin için can vermeyi cana minnet sayan, şehadete susamış kahraman bir ordu buldular. 18 Mart 1915, sıradan bir tarih değil, bir milletin bağımsızlığını çiğnetmemek için topyekün ölüme koşmasının zafer nişanesidir.
NUSRET MUCİZESİ
1. Dünya savaşının en kritik alanlarından biri Çanakkale cephesiydi. İşgal kuvvetleri, Çanakkale'yi geçip İstanbul'a ulaşmayı düşünüyordu. Boğaz'a ilk taarruz 19 Şubat 1915'te gerçekleşti. İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan filo, boğaz girişindeki tabyaları bombaladı. Türk Ordusu, yoğun ateşe rağmen, bölgeyi uzun bir süre korudu. Nusret mayın gemisi 7-8 Mart gecesi Erenköy koyunda kıyıya paralel olarak 26 mayın yerleştirdi. Bu mayın hattı savaşın seyrini değiştirdi. 18 Mart günü zafere giden yolu da açmış oldu.
BİR MİLLETİN KADERİNİ OMUZLADI
Seyit Onbaşı Çanakkale'de mücadele eden kahramanlar adına sembolleşmiş bir şahsiyet oldu. Seyit Onbaşı, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliydi. İngizliz savaş gemilerinin açtığı ateş sonucu tabyaları ağır hasar görmüştü. Tabyasındaki toplardan sadece biri kullanılabilir haldeydi. Fakat o topun da vinci kırıktı. Seyit Onbaşı tam o anda bir milletin kaderini omuzladı. 215 kiloluk top mermisini sırtladı ve topun ağzına yerleştirdi. Ardından Ocean'ın üzerine ateşledi. Ateşlenen top, İngiliz zırhlısının dümen aksamına isabet etti. Kontrolden çıkan Ocean, Nusrat Mayın Gemisi'nin döşediği mayınlardan birine çarptı ve ardından suya gömüldü. Zaferin yıl dönümünde SABAH'a konuşan tarihçiler, cephede elde edilen başarının önemine değindi.
ASKERİ BİR ZAFER
SAKARYA Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmettin Alkan: "Çanakkale, Millî mücadeleyi verecek olan kurtarıcı kadronun ortaya çıktığı, İngilizlerin, Rusların müttefik olmaya layık görmedikleri bir devletin ordusunun aslanlar gibi savaştığı, mücadele örneği sergilediği ve kazandığı bir savaştır. Çanakkale, hem deniz hem de kara savaşları olarak kazanılan en büyük zaferlerdendir. Osmanlı Devleti, eğer Çanakkale Savaşı'nı kaybetseydi İstanbul da düşecekti. İstanbul düşerse cihan harbinin akışı bambaşka olacaktı. Çanakkale, Cihan Harbi'nin 4 yıl sürmesini sağlayan askeri bir zaferdir. Çanakkale, dünya savaşlar tarihinin en önemli zaferlerinden biridir."
BİR NESLE BORCUMUZ VAR
MARMARA Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Satan: "Türk ordusu İngilizlerin tabiriyle bir savaş makinesine dönüyor ve düşmanın korkulu rüyası haline geliyor. Çanakkale, Türk milletine bu mücadele ruhunu ve azmini verdi. Çanakkale bizim için çok önemlidir. Türkiye'nin yeniden mücadele ruhuna kavuşmasıdır. Yeniden büyük devletlerle başa baş mücadele edeceğini ve kazanabileceğini göstermiştir. Bu inanç Milli Mücadele'de yeniden ayağa kalkmamıza zemin hazırlamıştır. Bizlerin Çanakkale'de savaşanlara büyük bir borcu vardır. Bize yeniden bağımsızlığımızı ve istiklalimizi kazandırdılar. O büyük fedakarlığı yapmasalardı. Bugün burada olmazdık."