Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Külliye'de Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la bir araya geldi. Erdoğan, görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında önemli mesajlar verdi:
İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil aynı zamanda masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır.
Netanyahu ve cinayet ortakları döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecek. Bunun için çalışmaya tüm kapıları zorlamaya devam edeceğiz. 26 Şubat'ta Uluslararası Adalet Divanı'nda sunumda bulunarak meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik.
İsrail'in şımarıklığının en büyük sebebi batılı güçlerin Holokost'taki günahlarından dolayı İsrail'e verdikleri destektir. Bunda İslam dünyasının vahdet olamamasının payı vardır.
İsrail-Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu'da barışın olamayacağı anlaşılmıştır. Kalıcı barışın tek yolu ise 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti'nin tesisidir. Uluslararası toplumun bunun yerine süregelen işgalin sonuçlarını yönetmeye çalışması beyhudedir, anlamsız ve faydasız bir yaklaşımdır.
Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine, teminatlara sahip, adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır.
Türkiye olarak garantörlük mekanizması çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık, bununla ilgili çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz. Radikal İsrailli siyasetçilerin, Müslümanların, Harem-i Şerif'e girişinin kısıtlanması yönündeki talepleri tam anlamıyla bir hezeyandır. Böyle bir adım atılmasının sonuçları şüphesiz çok ağır olacaktır.
İsrail'in zulmüne verilecek en güzel cevaplardan Filistinliler arası birliğin ve beraberliğin sağlanmasıdır. Bu alanda da üzerimize düşeni yapmaya her zaman hazırız. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da "Uluslararası bir barış konferansının tertip edilmesi gerekiyor. Bu çabalar bağlamında, Türkiye'nin rolünü önemsiyoruz. Türkiye'nin Filistin davasına olan sürekli desteğinden ötürü müteşekkiriz. Türkiye, Filistin halkına karşı kardeşlik temelinde bütün sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmektedir" dedi.