Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi, T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Zirvenin kapanış konuşmasını yapan Bakan Göktaş, kadınların, bulundukları her yerde, hayata ve insana dair güzelliklerin çoğalmasına öncülük ettiğini vurgulayarak, "Kadın emeği, öncelikle kadın hayatını iyileştiriyor. Çalışan ve üreten her kadın; ailesi, çocukları ve sosyal çevresiyle birlikte toplumun gelişip güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Refah için eşsiz bir kaynak sunan kadınlarımızı, güçlendiren politikalarla destekliyoruz" dedi.
Bakanlık olarak, ailenin ve toplumun refahı için emek sarf eden kadının haklarını koruyan bir anlayışla hareket ettiklerini dile getiren Göktaş, kadının tüm hak ve fırsatlardan tam ve etkin şekilde yararlanması için yeni hizmet modelleri geliştirdiklerini, ayrımcılık ve şiddete karşı, sıfır tolerans ilkesiyle mücadele ettiklerini, cam tavanları ve tüm engelleri bir bir aştıklarını vurguladı. Bakan Göktaş şöyle konuştu: "Kadınlara, eğitim ve istihdam başta olmak üzere hayatlarının her anında destek oluyoruz. Bugün emekleri ve tecrübeleriyle ülkemizde ve dünyada büyük başarılar elde etmiş pek çok Türk kadını var. Alanında öncü olan kadınların her biri, her biriniz bizim için gurur kaynağısınız. Sizin hayalleriniz hepimizin gerçeği, sizin başarılarınız hepimizin sevinci oluyor. Ulaştığınız başarılar kadar gösterdiğiniz gayret ve azimle de pek çok kadın, pek çok insan için ilham kaynağı oluyorsunuz. Sizler gibi kendisine ve ülkesine katma değer üreten güçlü kadınlarla, Güçlü Türkiye vizyonumuzu gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum."
'KADINLARIN TOPLUMSAL HAYATA KATILIMI ARTIRILACAK'
Türkiye'de son 22 yılda, kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta daha etkin yer almaları için büyük atılımlar gerçekleştirdiklerini söyleyen Göktaş, "Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda hazırlanan 12. Kalkınma Planı'mızda, kadınların geleceğine dair önemli hedefler belirledik. İki gün sonra açıklayacağımız Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nda ise kadınların toplumsal hayata katılımını artırmak için hedef ve uygulamalarımıza yer verdik. Türkiye'de, her geçen gün eğitim alan, meslek sahibi olan, yetkinlik düzeyini artıran kadınların sayısı hızla artıyor. Bugün, Türkiye'de üniversite eğitimine başlayan öğrencilerin yüzde 52'si kadın. Bununla birlikte bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarından mezun olanların sadece yüzde 33,8'inin kadın olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz yıl mühendislik, imalat ve inşaat alanında okuyan kız öğrenci oranı yüzde 31, tıp okuyanları ise yüzde 51 olarak görüyoruz. Bakanlık olarak, "Türkiye'nin Mühendis Kızları" Projemizle başarılı kız öğrencilerimize eğitim ve istihdam desteği sağlıyoruz. Bunun yanı sıra ne eğitimde ne istihdamda olan kadınlar için 'Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi'ni hayata geçirdik. Kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla "Kadın Girişimcilerimiz ile Güçlü Yarınlara" programını başlattık. Bu programla, kadınların gelir getiren faaliyetlere katılımlarını kolaylaştırmayı ve istihdam olanaklarını artırarak kadınları güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi.
'GAZZE'DE VAHŞETTEN EN ÇOK ETKİLENEN KADIN VE ÇOCUKLAR'
Sadece Türkiye'de değil, dünyanın dört bir yanında yaşayan kadınların eşit ve adil bir hayata sahip olma hakkını savunduklarını belirten Göktaş, ne yazık ki 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde İsrail'in durdurulamayan saldırılarına şahit olduklarını ve bu vahşetten en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğini vurguladı. Göktaş, "Filistin başta olmak üzere dünyanın her yerinde kadınların ve çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşam haklarını savunmaya devam edeceğiz. Dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Kadın ve erkek temsillerinin oluşmasında aynı zamanda değerlerin pekiştirilmesinde medyanın önemli bir etkiye sahip olduğuna da işaret eden Göktaş, "Elimizde olan bu güçlü aracı, ailenin ve toplumun faydası için kullanmak, her şeyden önce bir vatandaşlık ve insanlık görevidir. Bütün medya platformlarında kadını her zaman daha etkin rollerde görmeyi arzuluyoruz. Bunun yanı sıra milli ve manevi değerlerimizi yansıtan yayınların sayısının artırılmasını önemsiyoruz. Medyada topluma örnek olacak, rol model olacak kadınların daha çok görünür olmasını bekliyoruz. Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınlarının, ancak tüm tarafların etkili iş birliğiyle zirveye ulaşacağına yürekten inanıyoruz" dedi.
Öncelikli hedeflerinin, daha çok kadına ulaşmak, toplumda rol model olacak kadınların sayısını artırmak olduğunu vurgulayan Bakan Göktaş, "Çünkü kadının öyle bir bereketli doğası var ki, küçücük imkanlarla çok faydalı sonuçlara ulaşabiliyor. Kadının emeğiyle toprağa kök salıyoruz. Kadının inancıyla göklere uzanıyor, kadının gücüyle dimdik ayağa kalkıyoruz. Kadının şefkatiyle büyüyüp çoğalıyor, geleceğe taşıyoruz" diye konuştu.
'KADININ HALİNDEN EN İYİ BİR BAŞKA KADIN ANLAR'
Anda Eğitim Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği Lideri Azra Zeynep Talakoğlu "Kadın Olarak Sınırları Zorlamak" başlıklı konuşmasında Türkiye'nin ilk ve tek tamamen kadınlardan oluşan, akreditasyon almış arama kurtarma ekibi olduklarını belirterek şunları söyledi: "Tüm önyargıları yıkarak başarılı olduk. Bizler gönüllüyüz, sivil toplumun amacında sorumluluk bilinci yatar ve biz sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Bu sorumluluklar da yaptığımız işe bizi gönülden bağlıyor. 6 Şubat depremlerinde de aynı amaçla yola çıktık ve görevimizi yaptık. Kadının halinden en iyi başka kadın anlıyor. Deprem ve diğer afetlerde de kadına ihtiyaç var. İçimizdeki yardım etme duygusuyla, çıkarsızca, sınırları ve önyargıları zorlayan kadınlarız. Doğu Türkistan ve Filistin'de yaşananları da kabul etmiyoruz. Orada fırsatı olsa en az bizim kadar başarılı olabilecek ve sesini duyurmayı hak eden kadınlar var. O nedenle o kadınlar için sesimi duyan var mı, sesimi duyuyorsan ses ver diyorum."
'POZİTİF AYRIMCILIK DEĞİL EŞİT FIRSAT VERİLMELİ'
T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Elvan Kuzucu Hıdır ise, "Teknoloji Dünyasında Kadın Olmak" başlıklı konuşmasına, Gazze'de yaşanan zulme ve orada yaşayan kadınların yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek başladı. Hıdır, yaşanan savaşların özellikle yerli ve milli teknolojinin, savunma sanayinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini belirterek şöyle devam etti: "Bu bize teknolojide ne kadar ileriye gitmemiz gerektiğini gösteriyor. Bizler vakıf olarak yürüttüğümüz çalışmalarda gençlerin milli teknoloji hamlelerini hayata geçirebilmeleri, teknolojilerini geliştirebilmeleri için projeler üretiyoruz." Teknoloji dünyasında kadın olmanın ilk mücadelesini, üniversite tercihi döneminde ailesiyle verdiğini, üniversitede de çok az kadın öğrenciyle beraber okuduğunu kaydeden Hıdır, ancak artık kadınların fen bilimleri ve mühendislikte çok daha fazla söz sahibi olduğunu dile getirdi. Vakıflarında da kadın personel oranının yüzde 55 olduğunu, yönetim kurulunun ise 5 kadın 4 erkek üyeden oluştuğunu belirten Kuzucu, "Teknolojide kadınların var olabilmeleri için pozitif ayrımcılığa ihtiyacı yok. Olması gereken fırsatlar sunulduğunda biz kadınlar kabiliyetimiz ve yeteneklerimizle çok iyi yerlere geliyoruz" dedi.
'YAPAY ZEKADA KADININ ADI YOK'
Veri Bilimci ve Yapay Zeka Araştırmacısı, Akademisyen, Yazar Şebnem Özdemir ise "Yapay Zekâ Çağında Kadın Olmak" başlıklı konuşmasında yapay zekanın kadına karşı önyargılı olduğunu vurgulayarak, "Yapay zekada kadının adı yok" dedi. Yapay zekanın veri varsa öğrenebileceğini ve üretici yapay zekanın da kadına karşı önyargılı olduğunu söyleyen Özdemir, "Bize bir bilimsel deney yapan bilim insanlarını göster dediğimizde ön planda erkeğin aktif test yaptığı kadının arka planda kaldığı çizimleri gördük. Bana yazılım mühendisinin resmini çiz dediğimizde erkek çiziyor. Bu makineyi önyargılı kılan bizleriz. Yapay zeka insanlığın yeni çocuğudur, ebeveynlerinden ne gördüyse onları devralıyor. Makinenin önyargısını değiştirmezsek, kadına teknolojide daha yer açmazsak, yapay zeka 108 yıl daha kadının ön planda görmemeye devam edecek" diye konuştu.
P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim Direktörü Nesli Kılıçal, "Eşit Görüyoruz: Stereotipleri Rol Modeller ve Eğitimle Değiştirmek" başlıklı konuşmasında rol modeller ve eğitimle birlikte kadınlarla ilgili önyargıları kırmak için çalıştıklarını söyleyerek, şöyle konuştu: "Değişim için evimizden başladık. P&G'nin yüzde 62'si kadın, yöneticilerin yüzde 63'ü kadın. Erkek işi olarak adlandırılan birçok işte kadın liderlerimiz var. Çocuk bakımının kadınların işi olmadığını erkeklere anlatmak için 8 haftalık babalık iznimiz var. Rol modeller oluşturmak için olimpiyat yolculuğunun destekleyicisiyiz. Voleybol kadın takımının da cesaret sponsoruyuz. Ergenlik döneminde özgüveni kırılan genç kızları ayağa kaldırmak rol modeller ve eğitimle sağlanıyor."
'KADINLAR OLARAK TAKIM RUHUYLA ÇALIŞMALIYIZ'
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de "Siyaset Dünyasında Kadın Olmak" başlıklı konuşmasında siyaset dünyasında kadın olmanın kendi hayat hikayesi olduğunu dile getirerek, şunları anlattı: "Siyaset çözüm üretme adam kazanma sanatıdır. Kadının yaradılış fıtratı olarak duygusal zekâsı, empati yeteneği siyasette, Türkiye yüzyılı belediyeciliğinde önemli fırsatlar ve imkanlar vermektir. Siyasetsiz kadın, kadınsız siyaset olmaz. Cumhurbaşkanımız 2002 yılında partiyi kurarken kadınsız demokrasi, kalkınma olmaz demesiyle yolculuğa çıktık. Cumhurbaşkanımız sözde değil özde olacak kadınlar diye seslendi. Atatürk'ün de 100 yıl önce cumhuriyeti kuran iradesi kadınıyla erkeğiyle tezahür etmiştir. Hazreti Hatice var elimizde. Yani medeniyet kodlarımız da bize yol gösteriyor. Bunu kalkınma projesi olarak görmemiz lazım."
Siyasete 2001'de Ak Parti kurucusu olarak başladığını Gaziantep'te seçilemeyeceğini düşündükleri bir sıradan milletvekili adayı olarak gösterildiğini, ancak seçildikten sonra da kadının siyasetteki yerinin değişmesi artması için hep birlikte çalıştıklarını kaydeden Şahin, "Şimdi belediye başkanlığında üçüncü döneme hazırlanıyoruz. Dirençli şehir, akıllı şehir, yeşil şehir üç ana başlığımız var yeni dönemde. 'Kadın kadının kurdunu, kadın kadının yurdudur'a döndürmemiz ve takım ruhuyla çalışmamız lazım" dedi.
Vakıfbank Spor Kulübü Genel Menajeri Banu Can Schurmann, "Sporda Yükselen Kadın Gücü" başlıklı konuşmasında konuşmacıların her birinde kendini bulduğunu kadının mücadele hikayesinin hep benzer olduğunu dile getirdi. Schurmann, 15 yıl dünya ve Avrupa voleybol federasyonunda görev yaptığını hatırlatarak, "Vakıfbank dünyanın en başarılı voleybol kulübü. Türkiye kadın voleybolu olimpiyatlarda mücadele edecek bizim kulübümüzden yetişen 7-8 oyuncumuz olacak ve bundan gurur duyuyoruz. En büyük idealimiz kız çocuklarını hayallerine kavuşturabilmek, takım ruhunu aşılamak, profesyonel sporcu olsalar da olmasalar da eğitim hayatlarında bir gruba dahil olma, sporun verdiği yarışma ruhunu kazanabilmelerini sağlamak. Kulübümüz makine gibi işliyor. Altyapılarımızdan sporcularımız yetişiyor. Bankamızın yanı sıra seyirci desteğimiz çok büyük. Çin'de bile İstanbul'daki kadar bizi destekleyenler var" dedi.
Vakıfbank Altyapı Menajeri ve Eski Kaptanı Melis Gürkaynak, "Sporda Kadın Gücü" başlıklı konuşmasında bir çok kadının hikayesini dinlemenin kendisine ilham verdiğini söyleyerek, "Eski bir sporcuyum 8 yaşında Vakıfbank Spor Kulübü'nde başladım voleybola ve 15 yaşımda takımda oynamak için İstanbul'a geldim. Profesyonel sporcu olma yolunda ilk adımımı attım. 32 yaşımdayken Vakıfbank Spor Kulübü'nde aktif spor hayatıma son verdim. Zor bir süreçti. Voleybolu bırakırken çok üzüldüğümü hissettim. Sporcu olmak büyük fedakarlıklar gerektiriyor. Tamamen bir kulübün desteğiyle olabiliyor. Voleybolu bıraktığım için değil Vakıfbank Spor Kulübü'nü bıraktığım için çok üzülmüştüm. Sonra altyapı menajerliği teklifi gelince çok sevindim. Kazandığım her şeyi spor sayesinde elde ettim. Özgüvenimi, ekonomik özgürlüğümü, bir camiaya ait olmayı hep voleybol sayesinde tattım. İdari menajerlik benim en başa döndüğüm yer oluyor. 8 yaşında giren kız çocuğu büyüdü, şimdi yeni kız çocukları için rehber olmaya çalışıyor. Büyük bir sorumluluk ve keyif verici bir yolculuk" dedi. Vakıfbank kültürünün kendisine yardımcı olduğunu dile getiren Gürkaynak, bundan sonra da topluma faydalı ahlaki değerleri yüksek sporcuları kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.
'KADINLAR BAHÇIVANDIR ASLINDA'
Tiyatro Sanatçısı ve Oyuncu Gonca Vuslateri "Sanat Dünyasında Kadın Olmak" başlıklı konuşmasında sinemada ve tiyatroda kadın olmanın ne kadar anlamlı ve değerli bir şey olduğundan bahsederek, "Son yıllarda özellikle kadın yönetmenlerin çoğalmasıyla sektörde ciddi bir değişiklik var. Önümüzdeki aylarda dijital platformlarda benim de yazdığım bir sinema filmini izleyeceğiz. İlk senaristliğim ve benden sonraki kadınlara daha ne kadar kadın hikayesi anlatabilirim diye düşünerek devam ediyorum. Kadın yönetmenlerle kadın hikayeleriyle birlikte, zulüm fotoğraflarındaki kadınlardan işlerin farklı bir yere taşındığını görmek çok onur verici. Bu memleketin hikayelerini anlatmayı çok seviyoruz. Kadınlar çiçektir diyorlar. Aslında bir bitkinin güzelliğini verebilmesi için iyi bir bahçıvana ihtiyacı vardır. Güzel gördüğümüz her şey bir annenin evladıdır ve kadınlar bahçıvandır aslında" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Sinan Akçıl, kadınlar için yaptığı ve ilk kez seslendirdiği bir şarkıyı da seslendirdiği performansı takip edildi.
Zirvenin açılış konuşmalarında Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör, TÜİK istatistiklerine değinerek nüfusun yüzde 49,9'u kadın olmasına rağmen istihdam ve yönetici oranında çok büyük bir ayrım oluştuğunu dile getirdi. Güngör, kadın yönetici oranının yüzde 19,9, işgücüne katılım oranının ise yüzde 25 olduğunu söyleyerek, nüfusa oranlandığında kadın istihdam oranının erkeklerin yarısı kadar olduğunu ve ciddi bir eşitsizlik yaşandığını kaydetti. Ücretlerde de eşitsizlik yaşandığını kaydeden Güngör, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kadın istihdam oranının OECD ortalaması olan yüzde 66'ya çıkması durumunda milli gelirin 210 milyar dolar artacağına işaret ettiğini hatırlattı.
A Para Genel Yayın Yönetmeni ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner de Turkuvaz Medya'nın kadın istihdamında hem Türkiye'den hem de Türkiye medyasından ayrıştığına işaret ederek, medyada 782 kuruluş arasında yapılan araştırmada TV kanallarında çalışanların yüzde 73,4'ünün yöneticilerin de yüzde 87'sinin erkek olduğuna dikkat çekti. Turkuvaz Medya'da ise üretim ve matbaa hariç 2.001 çalışan arasında kadın istihdam oranının yüzde 42, yönetici oranının ise yüzde 33 olduğunu vurgulayan Doğaner, 2023 yılında işe alınan kişilerin de yüzde 52,6'sının kadın olduğunu söyledi. Doğaner, "Bir gün kadınlar gününü kutlamaya gerek duymadığımız bir zaman dilimine ulaşmayı umuyorum" dedi.
Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'ne Güçlü Sponsor Desteği
Zirve'nin ana sponsorluğunu Vakıfbank, Türk Telekom, Halk Bankası, Borsa İstanbul, Pierre Cardin, Cacharel, U.S. Polo, cosponsorluğunu Türk Hava Yolları, destek sponsorluğunu ise Papara, P&G, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İdefix ve D&R üstlendi.