Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün kabine toplantısına başkanlık etti. Külliye'de yaklaşık 2.5 saat süren toplantının ardından millete seslenen Erdoğan, terörle mücadele, savunma sanayii, ekonomi ve Gazze'deki gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Terörle mücadeleyi, Türkiye sınırları içinde ve dışında önlerine çıkan engellere aldırmadan kararlılıkla devam ettirdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Suriye sınırları boyunca 30-40 kilometre derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturma irademiz bakidir. Daha önceki harekâtlarla bir kısmının tesis edildiği bu koridordaki boşlukları yeni adımlarla doldurmakta kararlıyız.
HAZIRLIKLARIMIZ VAR
Bölgedeki herkesi bu güvenlik stratejisine saygılı olmaya davet ediyoruz. Aksi takdirde ortaya çıkacak gerilimlerin sebebi kendileri olacaktır.
Türkiye'yi güney sınırları boyunca kuracağı bir 'teröristan'la dize getireceğini düşünenlere yeni kâbuslar yaşatacak hazırlıklarımız var. Ülkemizin ve milletimizin terörle mücadele hususundaki kararlılığını hâlâ anlayamamış olanlara bu gerçeği kabul ettirene kadar şartları zorlamaktan geri durmayacağız.
Türkiye, sadece kendi sınırlarından ibaret değildir. Türkiye, Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Karadeniz'den Kuzey Afrika'ya, Ege'den Güney Asya'ya kadar çok daha büyük bir coğrafyanın kalbidir. Şayet bir yerde 'Bize ne şuradan, buradan' diye bir ifade duyarsanız bilin ki bunu söyleyen ya zır cahildir ya da gönüllü veya görevli bir beşinci kol elemanıdır.
GAZZE'NİN YANINDAYIZ
İsrail'in, Gazze'de sürdürdüğü katliama kimlerin yol verdiği, destek sağladığı, seyirci kaldığı, hatta içten içe sevindiği açıkça ortadadır. Türkiye, diplomatik girişimlerle, insani yardımlarla, samimi haykırışlarla Gazzelilere destek olmaya çalışıyor. Türkiye, Gazze ve Filistin için elinden geleni yapmaktadır, yapmaya da devam edecektir, ancak sorunun çözümü uluslararası düzeyde etkin ve kararlı bir anlayış birliğinin sağlanmasından geçiyor. Bilhassa İslam âleminin tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi yekvücut olmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
Bu vahşete engel olması gereken uluslararası kurumların nasıl felç edildiğini, vahşeti sadece duyurmak isteyenlerin bile nasıl baskılandığını, siyofaşizm azgınlığının nasıl sınır tanımaz hale geldiğini anlatmaya gerek bile yok. Gazze'de temeli atılacak ilk Yahudi yerleşim binası, tek başına bu vahşetin sebebinin başka hiçbir şey değil sadece hırsızlık, ahlaksızlık, onursuzluk olduğunu göstermeye yetecektir.
YÜZLERİ KALMAYACAK
Filistin topraklarında 2. Dünya Savaşı'ndan beri süren sistematik gasp eylemlerini meşrulaştıran hiçbir ülkenin ve halkın geleceği güvende olmayacaktır. Bugün Filistinliler için reva görülen cinayet ve hırsızlık eylemleri yarın kendilerine uygulandığında bu ülkelerin ve halkların kimseden yardım isteyecek yüzleri bile kalmayacak. Acı ama gerçek olan bu tespitin amacı kimseyi tehdit etmek değildir.
50 ÜLKEYE 770 İHA SATIŞI İÇİN SÖZLEŞME
2024 yılının ilk iki ayında savunma ve havacılık sektöründe 633 milyon dolarlık ihracat rakamıyla yeni bir rekor kırdık. Bugüne kadar 50 ülkeyle 770 insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece geçtiğimiz yılın İHA ihracat tutarı, 1.8 milyar dolardır.
ÇALIŞANLARIMIZ VE EMEKLİLERİMİZİN GELİRİNİ ARTIRACAĞIZ
Türkiye bugünüyle birlikte geleceğini de şekillendirecek tarihi bir ekonomik dönüşümden geçiyor. Geçtiğimiz yıl maruz kaldığımız 'Asrın Felaketi' 6 Şubat depremlerine ve seçime rağmen ekonomimiz yüzde 4.5 gibi dünyada eşine az rastlanır bir oranla büyümeyi sürdürdü. Milli gelirimizin 1.1 trilyon doların ve kişi başına milli gelirimizin 13 bin doların üzerine çıkması, fevkalade sevindirici bir gelişmedir.
Geçtiğimiz günlerde 'Emekli maaşlarına şu kadar zam yapacağız' diyen muhalefetin nasıl boş konuştuğunu örnekleriyle anlattım. Sözü edilen artışları, ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz.
Bu demek değil ki çalışanlarımızı ve emeklilerimizi hayat pahalılığının pençesine terk edeceğiz. Tam tersine enflasyonu yenerek, büyümeyi sürdürerek, devletimizi güçlendirerek her meselemizi çözdüğümüz gibi çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerini de artıracağız. Türkiye Yüzyılı'nın emektarları başta olmak üzere hiçbir insanımızı darda bırakmayacak, göz göre göre sıkıntı çekmesine müsaade etmeyeceğiz. Milletimizden bize güvenmeyi, inanmayı sürdürmesini, destek ve dualarını bizden esirgememesini özellikle istirham ediyorum.