Bugün 28 Şubat postmodern darbesinin 27'nci yılı. Türkiye daha önce birçok kez karşılaştığı askerin siyasete müdahale etme ve ülkeyi dizayn etme alışkanlığını bu kez farklı şekilde yaşamıştı. Ordu ve bürokrasi merkezli yürütülen darbe, irtica yalanlarıylavatandaşları da hedef alarak Türkiye'deki sivil hayata müdahale etme sürecini başlattı. Başörtülü kızların eğitim haklarının ellerinden alınarak huzura kastedildi. Seçilmiş hükümete el çektirildiği, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerden mahrum bırakıldığı 28
Şubat 1997 postmodern darbesine, dönemin medyası da utanç manşetleriyle destek verdi.
İşte rakamlarla 28 Şubat:
10 yıllık süreçte 600 bin başörtülü öğrenci, okullara ve üniversiteye gidemedi. Katsayı engeli nedeniyle 14 milyon meslek lisesi öğrencisi, istediği üniversitede eğitim göremedi.
TSK'dan YAŞ kararları sonucu 1635 personel atıldı.
İstifa eden öğretmen sayısı 1997- 2001'de yaklaşık 11 bin oldu. 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi.
Kılık kıyafet ya da fişlemeler nedeniyle 33 bin 271 öğretmen hakkında disiplin soruşturması yürütüldü, 11 bin 890 öğretmen de memurluktan çıkarılmadan disiplin cezası aldı.
28 Şubat sürecinde 4 bin 625 MEB personeli fişlendi. 2 bin 639 kamu personeli irticayla ilişkili görüldü.
418 öğretim görevlisi, 949 öğretmen irticacı olarak fişlendi. İrtica gerekçesiyle 210 vali ya da kaymakam hakkında rapor tanzim edildi.
Bu sürecin sebep olduğu toplam ekonomik zarar ise 381 milyar dolar olarak hesaplandı.
71 kaymakam görevinden el çektirildi. 331 emniyet mensuhakkında inceleme başlatıldı. 53 emniyet görevlisine idari ceza verildi.
396 Diyanet personeli disiplin cezası alırken 128 görevli meslekten atıldı. 139 yükseköğretim kurumları personeli, kılık kıyafet yasağı nedeniyle kamu görevinden çıkarıldı. İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan 21 vakfın 187 taşınmazına el konuldu.
KARANLIK ZİHNİYETİ AK PARTİ TARİHE GÖMDÜ
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir: O günkü zihniyet
hâlâ korku siyaseti
yapmaya çalışıyor.
CHP'nin kadınlara
bakışı o günden bugüne hiç değişmedi.
Yarın bir gün iktidar olurlarsa
o zihniyet yine devam edecek, maazallah
yetki alırlarsa yine aynı şeyleri
yapacakları ortada. Kadınlar üzerinden
korku siyasetini AK Parti
tarihe gömdü.
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta: Hiç suçu
yokken insanları tehlike
gibi göstererek irtica
adı altında hayatlarını
söndürmek kolay kolay
unutulacak ve affedilecek şeyler
değil. Bu mücadelenin başarısında
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın
hakkı ödenmez. Bizler babalarımızın
umutsuz yanlarıydık. Artık bu
ülkenin umudu olduk.
AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam: Kadınlar
ve kamusal alan yasakları
üzerinden 28
Şubat'ın, 12 Eylül'ün,
15 Temmuz'un bir daha asla yaşanmaması
için pek çok devrim niteliğinde
düzenlemeler çıkardık, tedbirler
aldık. Şimdi Türkiye'de darbeler
tarihinin sonsuza kadar kapanması
için yeni bir anayasa yakışır.
Fatma GÖKSU/ANKARA
YÜREĞİMİZDE ÇALINMIŞ HAYATLAR VAR
28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı Emine İlyas: Süleyman
Demirel Üniversitesi Burdur
Eğitim Fakültesi Okul Öncesi
Öğretmenliği 2. sınıfta okurken
başörtüsü yasağı uygulamasıyla
okuldan atıldım. Benimki
gibi mağduriyetlerin giderilmesi
için bu derneği kurduk.
Potansiyelimizle ve liyakatimizle
dört duvar arasına resmen
hapsedildik. Başörtüsü yasağı
nesiller boyu hissedeceğimiz
bir zulüm. Yüreğimizin bir
köşesinde çalınmış hayatlar var.
Pek çok gönül yarası ve ömürlük
hasar, Cumhurbaşkanımızın
kararlılıkla almış olduğu inisiyatifler
sayesinde deva buldu.
Kapsamlı öğrenci affıyla sanki
yeniden doğdum. Evladının
yemin töreni için dahi kışlaların
nizamiye kapısından içeri
alınmayan başörtülü annelerin
"başörtülü, üsteğmen kızları",
gurur duydukları "başörtülü
polis evlatları" var artık.
Evlatlarımız, bizim kapısından
giremediğimiz okullarda,
makamlarda ve mekânlarda başları
dik gururla okuyorlar, çalışıyorlar
ve Türkiye'nin geleceğini
inşa ediyorlar. Türkiye Yüzyılı
hedefimizde bu darbe izlerinden
tamamen kurtulmamızın
yolu, milletin
Meclisi'nde
başörtüsünün
anayasal güvenceye
alınmasıdır.
Fatma Timur (45): Sosyoloji 3. sınıf
öğrencisiyken başörtülü
olduğum için okuldan atıldım.
İnançlı insanların üzerinden
silindir gibi geçtiler.
Başörtüsüne tahammülsüzlüğün
zirvesiydi. Hayallerimizden
kopardılar bizi. Tüm yasakların
kalkmasıyla ülkemiz daha
özgür, daha adil ve insanca
yaşanabilir bir ülke haline geldi.
Cumhurbaşkanımız toplumsal
barışı tesis etti.
ANAYASAYLA TAÇLANDIRILSIN
Banu Davran (48): İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi tarih bölümünde
öğrenciyken başörtülü olduğum
için okuldan atıldım.
Hayatımın en karanlık dönemi.
Her yerde ötekileştiriliyorduk.
Hastaneye muayene olmaya bile
gidemiyorduk. Ben hasta olmaya
korktuğumu hatırlıyorum.
Bu sürecin tekrar yaşanmaması
için özgürlüğümüzün anayasal
güvence ile taçlandırılmasını
diliyorum.
KADEM'DEN İKNA ODASI FİLMİ
KADIN ve Demokrasi Vakfı'nın (KADEM), 28 Şubat için hazırladığı animasyon filmi dönemin mağdurlarını duygulandırdı. Filmde, ikna odasındaki genç kıza "Okula böyle giremezsin!", "Başörtüsüz daha güzelsin!", "Başörtünü çıkarmadan başarılı olamazsın!" şeklinde telkinlerde bulunuluyor. İkna odasından çıkan genç, "Ben sadece saygısız olduklarına ikna oldum" diyor.
YÜREĞİMİZDE ÇALINMIŞ HAYATLAR VAR
28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı Emine İlyas: Süleyman
Demirel Üniversitesi Burdur
Eğitim Fakültesi Okul Öncesi
Öğretmenliği 2. sınıfta okurken
başörtüsü yasağı uygulamasıyla
okuldan atıldım. Benimki
gibi mağduriyetlerin giderilmesi
için bu derneği kurduk.
Potansiyelimizle ve liyakatimizle
dört duvar arasına resmen
hapsedildik. Başörtüsü yasağı
nesiller boyu hissedeceğimiz
bir zulüm. Yüreğimizin bir
köşesinde çalınmış hayatlar var.
Pek çok gönül yarası ve ömürlük
hasar, Cumhurbaşkanımızın
kararlılıkla almış olduğu inisiyatifler
sayesinde deva buldu.
Kapsamlı öğrenci affıyla sanki
yeniden doğdum. Evladının
yemin töreni için dahi kışlaların
nizamiye kapısından içeri
alınmayan başörtülü annelerin
"başörtülü, üsteğmen kızları",
gurur duydukları "başörtülü
polis evlatları" var artık.
Evlatlarımız, bizim kapısından
giremediğimiz okullarda,
makamlarda ve mekânlarda başları
dik gururla okuyorlar, çalışıyorlar
ve Türkiye'nin geleceğini
inşa ediyorlar. Türkiye Yüzyılı
hedefimizde bu darbe izlerinden
tamamen kurtulmamızın
yolu, milletin
Meclisi'nde
başörtüsünün
anayasal güvenceye
alınmasıdır.
Fatma Timur (45): Sosyoloji 3. sınıf
öğrencisiyken başörtülü
olduğum için okuldan atıldım.
İnançlı insanların üzerinden
silindir gibi geçtiler.
Başörtüsüne tahammülsüzlüğün
zirvesiydi. Hayallerimizden
kopardılar bizi. Tüm yasakların
kalkmasıyla ülkemiz daha
özgür, daha adil ve insanca
yaşanabilir bir ülke haline geldi.
Cumhurbaşkanımız toplumsal
barışı tesis etti.
ANAYASAYLA TAÇLANDIRILSIN
Banu Davran (48): İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi tarih bölümünde
öğrenciyken başörtülü olduğum
için okuldan atıldım.
Hayatımın en karanlık dönemi.
Her yerde ötekileştiriliyorduk.
Hastaneye muayene olmaya bile
gidemiyorduk. Ben hasta olmaya
korktuğumu hatırlıyorum.
Bu sürecin tekrar yaşanmaması
için özgürlüğümüzün anayasal
güvence ile taçlandırılmasını
diliyorum.
ENFLASY0N PATLADI YATIRIMLAR DURDU
Sürecin ekonomiye olumsuz etkisi nedeniyle enflasyon, Aralık 1997'de yüzde 99.1'e yükseldi.
1997-1999 döneminde faiz giderleri 5 kat, 2000 yılı dahil edildiğinde ise 9.4 kat arttı.
Ekonomi, sürecin olumsuz etkileriyle 1999'da yüzde 3.4 daraldı.
Yabancı sermaye girişi 20 milyar dolardan 3.5 milyar dolara geriledi. 20 banka hortumlandı.
ERDOĞAN DEVRİM YAPTI PERUĞUMU ÇÖPE ATTIM ADANA'DA 28
Şubat mağdurlarından Suat Ayaz: Üniversite diploması alabilmek için yıllarca peruk taktım. Erdoğan, 'başörtüsü devrimi' yaptığı gün peruğumu kutlama yaparak çöpe attım. O dünyadaki en özgürlükçü lider. Vatandaşa özgürce dinini yaşama şansı veriyor. İyi ki Türkiye'yi yönetiyor
. Ziya RAMOĞLU/SABAH
28 ŞUBAT'I TEKRAR YAŞATMAK İÇİN FIRSAT KOLLUYORLAR
28 ŞUBAT Öğrenci Derneği Trabzon Temsilcisi Aynur Özdemir: Mobbing uygulandı, sınavlara giremedik ve bu yüzden okuldan atıldık. Bu millet o zulüm günlerini asla unutmayacak. Gülden Gebiç: Öğrenciyken sözlü, ve yazılı psikolojik baskı yapıyorlardı. Önüme getirdikleri DGM yazılı kâğıdı imzalamamı istediler. İmzalamayınca okulu bıraktım. Cumhurbaşkanımız sayesinde yasak kalktı ve eğitimimi tamamladım. 28 Şubat'ı tekrar yaşatmak isteyenler, ülkeyi karıştırmak, huzuru bozmak isteyenler fırsat kolluyor. Cumhurbaşkanımız sayesinde ortaya çıkamıyorlar.
Özgür ÖZDEMİR/SABAH