Türk siyasi hayatına damga vuran Necmettin Erbakan'ın vefatının üzerinden 13 yıl geçti. Zorluklarla geçen siyasi hayatında ise Milli Görüş ideolojisi ve nevi şahsına münhasır üslubu ön plana çıktı. Kapitalizm, Batıcılık, Siyonizm ile mücadele siyaseti yürüten Erbakan, "önce ahlak ve maneviyat" görüşünü siyasetinde hep vurguladı. 1969 seçimlerinde Konya'dan bağımsız olarak adaylığını koyan ve seçilerek meclise giren Erbakan, 26 Ocak 1970'te Milli Nizam Partisi'ni kurdu ancak 12 Mart 1971 muhtırasının ardından "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddia edilerek partisi kapatıldı.
Mahkemenin kapatma gerekçesi ise Erbakan'ın halkı Ayasofya'da namaz kılmaya davet etmesiydi. 11 Ekim 1972'de ise Milli Selamet Partisi'ni (MSP) kurdu. 1973'teki genel seçimde 51 parlamenterle meclise girdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Bülent Ecevit ile CHP-MSP koalisyon hükümetini kurdu. Erbakan bu hükümette başbakan yardımcısı olarak görev aldı.
"MÜCAHİT ERBAKAN" NEDEN DENİLDİ?
20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a düzenlenen Barış Harekatı'nı güçlü şekilde savunduğu için Erbakan'a "Mücahit" denilmeye başlandı. 6 Eylül 1980'de Konya'da düzenlenen Kudüs Mitingi büyük ses getirmişti. Bu miting partinin kapatılma sebeplerinden birisi olarak gösterildi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde sonucu Erbakan ve siyasi hareketi de hedef alındı. Erbakan, darbe sonrası İzmir'de gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 9 ay cezaevinde kaldıktan sonra siyasi yasak getirilen Erbakan, MSP'nin yerine Refah Partisi'nin (RP) 19 Temmuz 1983'te kurulmasını sağladı. Erbakan, 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan yeniden milletvekili seçildi. Türkiye'deki yerel seçimlerde RP'nin kazandığı şehirlerdeki belediyecilik anlayışı başarılı oldu. Halk partiye ilgi göstermeye başladı. 27 Mart 1994'teki yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri de halkın ilgisi sonucu kazanıldı. RP, 1995'teki genel seçimlerde ise yüzde 21,7 oy oranıyla sandıktan birinci parti çıktı.
28 ŞUBAT DARBESİ GERÇEKLEŞTİ
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümeti kurma yetkisini Refah Partisi'ne vermeyince DYP-ANAP hükümeti kuruldu ama ömrü 3 ay sürdü. Cumhurbaşkanı Demirel hükümeti kurma görevini bu sefer Erbakan'a verdi. Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller ile görüşen Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan 54. Hükümeti kurarak 28 Haziran 1996'da Başbakan oldu. Ancak Milli Görüş hareketinden rahatsız olan egemen yapı harekete geçti. Medyanın güdümünde başlatılan postmodern darbe sürecinde siyasetçiler, askerler, üniversiteler, iş adamları, sendikalar, sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle 28 Şubat darbesi gerçekleştirildi. 27 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından Anayasa Mahkemesi'ne Refah Partisi'nin kapatılması istemiyle dava açıldı. 16 Ocak 1998'de partinin kapatılmasına karar verildi ve aralarında Erbakan'ın da bulunduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirildi. Partinin kapatılmasından önce 17 Aralık 1997'de Fazilet Partisi'ni kurmuştu. Bu parti de hukuk hiçe sayılarak 22 Haziran 2001'de kapatıldı.
Bir ay sonra ise Saadet Partisi kuruldu. Erbakan, 5 yıllık siyaset yasağının kaldırılmasının ardından Mayıs 2003'te Saadet Partisi Genel Başkanı oldu. 28 Şubat darbecileri Erbakan'ın ceza alabilmesi için "kayıp trilyon davası" davasını açarak ceza almasını sağladı. Erbakan, sağlık sorunları nedeniyle cezasını konutunda çekti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Necmettin Erbakan'ın "sürekli hastalık" nedeniyle aldığı ev hapsi cezasını 19 Ağustos 2008'de kaldırdı. 17 Ekim 2010'da yapılan Saadet Partisi Olağanüstü Büyük Kongresi'nde yeniden genel başkan olan Erbakan, 28 Şubat post-modern darbenin yıl dönümü arifesinde solunum yetmezliğine bağlı, kalp ve çoklu organ yetmezliği sebebiyle 27 Şubat 2011'de vefat etti.
KAHRAMAN: "ERBAKAN, VATANSEVER VE VATANPERVERDİ"
28 Şubat darbesi sürecinde Refahyol Hükümeti'nin Kültür Bakanı ve eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve çalışma arkadaşı Necmettin Erbakan'ın nasıl bir şahsiyet olduğunu SABAH'a anlattı. İsmail Kahraman, Erbakan Hoca ile 1963'te başlayan bir beraberlikleri olduğunu ifade ederek, "54. hükümette de beraber olduk. Kendisi Başbakan'dı. Bana Kültür Bakanlığı görevini verdi. Birlikte çalıştığımızda onun çalışma azmini gördük. 'Hiç uyumuyor mu?' dersiniz... Gecenin saat üçü arar 'Ne oldu?' der. Her şeyin mükemmelini ister. Verilen görevi tamamladığınızda yüzde 90 tamamlandığını söylerseniz, 'Yüzde 10 niye tamam değil?' der. Mükemmel netice isteyen bir insandı. Gidenin yerini kimse dolduramaz, Efendim 'ben Erbakan'ım' değil. Herkes kendi şahsiyetini yaşar. Herkes bir davanın peşinde olmalı" şeklinde konuştu.
"ÜSTÜN MEZİYETLERİ OLAN BİR ŞAHSİYETTİ. YENİ YENİ ERBAKANLAR NASİP OLSUN"
Kahraman, Erbakan'ın şahsı hakkında şunları söyledi: "Erbakan Hoca çok değerli bir kişilik, üstün meziyetleri olan bir şahsiyet. Yeri doldurulması kolay olmayan bir kişi. Fevkalade bir insan. Türkiye ve inanç dünyamıza büyük hizmetleri oldu. Ömrünü çok değerlendiren ve hizmetlere adayan bir insandı. Vatansever ve vatanperverdi. Hukuka saygılı bir insandı. Zaten babası ağır ceza başkanıydı. Değerlendirme noktasında toplum ondan çok daha fazla istifade edebilirdi. Onla beraber olmanın bahtiyarlığını yaşayanlardan birisiyim. Bir davanın kurucusu değil, bir ideolojinin inşa edilişi değil, mevcut bir davanın ve mücadelenin önderliğini yapmak için elinden gelen gayreti gösterdi. Bütün bunlar ona ahiret hayatının sermayesi oldu. Biz de maalesef bir eksiklik var. Öldükten sonra kişiler takdirle anılıyor. Hâlbuki tersi olması lazım. Yaşarken toplum, şükranını, dileklerini ifade etmeli. Onun gibi bu uğurda çok çekmiş, bedeller ödemiş kişiler de var. Bu vesileyle onları da hürmetle, rahmetle ve minnetle anıyorum. Allah mekânlarını cennet eylesin. Yeni yeni Erbakanlar nasip olsun. Milletini seven kişiler nasip olsun."
"İSLAM İÇİN, İMANI İÇİN, İNANCI İÇİN MÜCADELE ETTİ"
Erbakan'ın kurduğu partiler darbeler sonrası hep kapatıldı. Erbakan'ın kurduğu ve 28 Şubat postmodern darbesi sonucu kapatılan parti Refah Partisi olmuştu. Kahraman, kapatılan partilerle ve 28 Şubat darbesiyle ilgili şunları söyledi: "Kapatılmaması gereken partilerdi. Hukuk çiğnenerek kapatıldı. Refah Partisi'nin kapatılması ise mümkün değildi, odaktan kapatıldı, odağın tarifi vardı. Anayasa Mahkemesi önce odağı tarif etti. Geçmiş kanun çıkmış, iki sene olmuş, Anayasa Mahkemesi'nin davası var ve itiraz hakkı yok. Hukuku çiğnediler. Buna rağmen Erbakan Hoca, karşı bir harekete katiyen tevessül etmedi. Niye kapatıyorlar? Türkiye inançlı bir ülke olmasın diye. İnançsız ülkeler kalkınamazlar, inançsız insanlar gibi. Konu bulamazlar, inanca sahip olmak var. Bu eksiklik maalesef bazı kesimlere iyice sindiği için bunu yaptılar. Ama Erbakan azminden vazgeçmedi, hiç durmayan, yürüyen ve yine hak bildiğini söyleyen insan oldu. İslam için, imanı için, inancı için mücadele etti."
"TÜRKİYE, İYİYE DOĞRU GİDİYOR. İNANCINA SAHİP BİR CUMHURBAŞKANI VAR"
Partinin kapatılmasına dair sözlerine devam eden Kahraman, "Türkiye Cumhuriyet'in Anayasaları, 1921'den 1982 dâhil dindar Anayasalar sınıfına girer. Anayasaların tasnifinde dindar anayasalar, ateist anayasalar ayrımı vardır. Anayasalar hep dindar örneğe sahiptir. Diyanet İşleri Başkanlığı Anayasa'nın içerisinde, din dersleri mecburi, Kurban ve Ramazan bayramı, dini bayramlar tatil, din görevlileri dâhil bütün maaşları ödeyen devlettir. Ama maalesef yanlış bir tatbikatla 1937'de tarifini yapmadan CHP'nin altı okunu Anayasa'ya koydular. Bir dine yönelik önleme gayreti çok yanlış bir şey. O yüzden o saklanmış bazı gerici ve yobaz kafalarla, onu kabul etmeyen kafalarla mücadele etmek zorunda kaldık. Hiçbir zaman Erbakan tavrını bozmadı, hiçbir zaman hukuk dışı bir çalışmaya girmedi. Örnek bir insandı, Allah ona rahmet eylesin. Toplumumuza da huzur, iyi bir gelişme nasip eylesin. Türkiye iyiye doğru gidiyor. Türkiye'de inancına sahip bir Cumhurbaşkanı var. Onu ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Düşünce hakkı ise doğrudan var olan tabii haklardandır. Düşünce hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti baskılanamaz. Bunun önüne geçmemek lazım" ifadelerini kullandı.