AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kuruluna (MYK) ilişkin gazetecilere açıklama yaptı. Toplantıda, seçimlere yönelik çalışmaların ele alındığını ifade eden Çelik, bugüne kadar yapılan çalışmaların AK Parti'nin, kurumsal kapasitesi itibarıyla seçimlere hazırlıklı olduğunu gösterdiğini kaydetti.
SON DAKİKA | AK Parti MYK toplandı! Ömer Çelik: Muhalefet halka hesap vermeli
BAŞKAN ERDOĞAN'A DOĞUM GÜNÜ TEBRİĞİ
Çelik, bundan sonra da takvime uygun olarak seçimle ilgili çalışmaların partinin Seçim İşleri Başkanlığı başta olmak üzere kurullar tarafından yerine getirilmesinin takip edileceğini bildirdi.
Ömer Çelik, bugün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum günü olduğunu hatırlatarak, AK Parti'nin bütün yetkili kurulları ve teşkilatları adına Erdoğan'ın doğum gününü kutladı.
Erdoğan'a bereketli, hayırlı, uzun yıllar temenni eden Çelik, "Şimdiye kadar vatandaşlarımızın da zarif şekilde ifade ettiği milletine adanmış bir ömürle, bedeli ödenmiş pek çok süreci yöneterek bu yaşlara, büyük işlere, büyük devrimlere imza atarak geldiler. Bundan sonrasında da kendilerine sağlık, mutluluk içerisinde büyük başarılarla milletimiz ve mazlumlar için yapacakları çalışmalarda başarılar dileyerek nice yaşlar, yollar diliyoruz." diye konuştu.
Dünya liderlerinden doğum günü kutlaması için Başkan Erdoğan'ı arayanlar olduğunu anımsatan Çelik, vatandaşların partiye gelerek, mesajla, telefonla, sosyal medya üzerinden ilettiği tebrikleri Erdoğan'a ulaştırdıklarını söyledi. Çelik, bütün vatandaşlara hassasiyetleri ve zarafetleri için teşekkür etti.
Antalya'daki sel felaketi ve Erzincan İliç'teki toprak kayması nedeniyle büyük üzüntüler yaşandığını ifade eden Çelik, hayatını kaybedenler için rahmet diledi.
"SINIRLARIMIZIN YAKINLARINDA TERÖRİSTAN DEVLETÇİKLERİ KURDURULMAYA ÇALIŞILIYOR"
Seçim sürecinde çalışmalar devam ederken aynı şekilde ülkenin güvenliğinin korunması bakımından terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim terör örgütlerine karşı bu mücadelemiz sürerken esas amacımız tabii ki ülkemizin iç ve dış güvenliğini korumak, aynı zamanda da birtakım siyasi projelerin neticesi olarak sınırlarımızın etrafında birtakım teröristan adacıkları kurmak isteyenlere müsaade etmemektir. Şimdiye kadarki kararlılığımız sınırlarımızın yakınında teröristan kurmak isteyenlere hiçbir şart altında müsaade etmeyeceğimizi göstermiştir.
Eğer Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlar çok güçlü bir şekilde yapılmasaydı, birtakım siyasi projeler, bölgenin haritasını değiştirmek isteyen birtakım karanlık emeller çerçevesinde sınırlarımızın da yakınlarında birtakım teröristan bölgeciklerinin, devletçiklerinin kurdurulmaya çalışıldığını biliyoruz. Bunların arkasındaki odakları da biliyoruz. Dolayısıyla bunlara şimdiye kadar müsaade etmedik. Bundan sonrasında da müsaade etmeyeceğiz.
Aynı zamanda bu, bizim milli güvenliğimizi sağladığı gibi komşularımızın da güvenliğinin sağlanması bakımından son derece önemlidir. Eğer komşularımız bu terör örgütlerini bertaraf etme konusunda yeterli, yerinde ve zamanında kapasite ortaya koyabiliyorlarsa zaten sorun olmayacaktır. Ama bu kapasite ortaya koyulmadığı zaman ortaya çıkan tablo çerçevesinde Türkiye, Birleşmiş Milletler Şartı'nın kendisine verdiği yetki ve meşruiyet çerçevesinde bu hakkını kullanacaktır."
"YARALARIN SARILMASI KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ"
Son zamanlarda Irak merkezli birtakım konuların gündeme geldiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Arkadaşlarımız Irak'ı üst üste ziyaret ettiler, burada hem bu terör örgütlerine karşı ortak mücadele bakımından hem de Irak'ta hayata geçirmeyi planladığımız Kalkınma Yolu Projesi'nin sağlığı ve geleceği açısından bu terör örgütleriyle güçlü mücadele ve ortak mücadele iradesinin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde ifade etmiş oldular. Dolayısıyla güney sınırlarımızda özellikle hiçbir şekilde bu terör yapılanmalarına müsaade etmeyeceğimizi, bu terör örgütlerinin faaliyetlerini takip ettiğimiz gibi bunları kullanan birtakım odakların ortaya koymaya çalıştığı siyasi projeleri de net bir şekilde gördüğümüzü, hepsiyle topyekun mücadele ettiğimizi ifade etmek isterim."
Çelik, aynı şekilde FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleri, organize suç örgütleri, milleti ve demokrasiyi tehdit eden her türlü unsurla gerekli mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini söyledi.
Seçim sürecinde olunduğuna dikkati çeken Çelik, "Ne seçim ne başka bir gündem hiçbir şekilde deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yaralarını sarma konusundaki irademizin önüne geçemez." dedi.
Başkan Erdoğan'ın depremin birinci yıl dönümünde Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Adıyaman'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Çelik, "Bu bizim her gündem içerisinde, her şart altında deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla beraber olduğumuzu, kaybettiğimiz canları her zaman hatırımızda tuttuğumuzu ve yaraların sarılması konusundaki çalışmaları kesintisiz bir kararlılıkla sürdüreceğimizin ifadesidir." diye konuştu.
"ENFLASYONLA İLGİLİ OLUMLU GELİŞMELERİ GÖRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Başkan Erdoğan'ın güçlü desteğiyle, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda yürüyen ekonomik programın meyvelerini verdiğini ifade eden Çelik, enflasyonda düşüş, cari açığın azalması, kadınların istihdam oranının artması, genç işsizlik oranının azalması gibi pek çok alanda güçlü neticenin görülmeye başlandığını vurguladı.
Bunların, 2023'ün son ve bu yılın ilk çeyreğine ilişkin makro ekonomik finansal göstergelere yansımaya başladığını aktaran Çelik, kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 35,9'a çıktığını, genç işsizlik oranının da 4,7 puan iyileşerek yüzde 15,3'e gerilediğini belirtti.
Çelik, şöyle konuştu:
"Enflasyonla ve diğer alanlarla ilgili olarak da olumlu gelişmeleri görmeye devam edeceğiz. Tabii bununla paralel olarak ülkemize giren yatırım miktarı, ülkemize gelen yabancı para miktarı da bu çerçevede artmaktadır. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu yükseltmektedir. Bütün bu göstergelere baktığımızda Cumhurbaşkanı'mızın güçlü desteğiyle, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda yürüyen bu programın olumlu etkilerinin görüldüğünü, bundan sonra vatandaşlarımızın bu olumlu etkileri daha çok göreceğini ve vatandaşımızın refahına katkıda bulunma konusunda bu programın daha güçlü neticeler vereceğini değerlendiriyoruz."
"ALTI ÇOCUKTAN BİRİ GAZZE'DE ŞİDDETLİ KITLIK YAŞIYOR"
İsrail'in Gazze'deki soykırım faaliyetlerinin devam ettiğini ifade eden Çelik, Batı Şeria'daki saldırılarda da hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının arttığını söyledi. Çelik, "hiçbir çağrı ve girişimin Netanyahu hükümetini soykırım faaliyetinden geri döndürmediğini" kaydetti.
Açlık çeken Gazzelilerin hayvan yemi yemek durumunda kaldığını dile getiren Çelik, Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Gazze'deki altı çocuktan birinin şiddetli kıtlık yaşadığını aktardı.
Çelik, İsrail güvenlik güçlerinin "İsrail'in güvenliği çerçevesinde değil, soykırım amacıyla sistematik bir katliam çerçevesinde hareket ettiğini" ifade etti.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği için İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanına başvurmasının önemli bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Çelik, "Birileri Güney Afrika'yı bu girişiminden dolayı eleştiriyorsa bunun açık anlamı onların aslında bu soykırım faaliyetlerini destekledikleri ve bu çerçevede bu soykırım suçuna ortak olduklarıdır." şeklinde konuştu.
Divan'ın İsrail'in ihlallerini tespit ettiğini anlatan Çelik, "Ama netice itibarıyla bir ateşkes çağrısının olmaması ve bu ateşkesi hayata geçirecek bir mekanizmanın olmaması bu büyük eksikliği maalesef devam ettirmektedir. İsrail Divan'ın hükümleri çerçevesinde bir ay içerisinde bir rapor verecek. Ama İsrail, bu safhalardan defalarca geçmiştir ve her seferinde de uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek, yok sayarak bu faaliyetlere devam etmiştir." dedi.
"ABD'NİN VETOSU UTANÇ VERİCİ"
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Çelik, ortaya çıkan tablonun, uluslararası sistemin etkisizleşmesi, işlevsizleşmesi ve işe yaramaz hale gelmesiyle neticelendiğini ifade etti.
Çelik, şöyle konuştu:
"Burada soykırımı yapan Netanyahu hükümetinin ahlaken ve siyaseten iflasının, bir nefret eyleminin sembolü haline gelmesinin ötesinde uluslararası mekanizmaların tamamen etkisizleşmesi gibi bir tabloyla karşı karşıyadır. Her türlü, İsrail'i durduracak ya da İsrail'e karşı güçlü mesaj verecek girişimin ABD tarafından veto edilmesi, ABD açısından gerçekten utanç verici bir kara leke olarak tarihine geçecek adımdır."
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerinin içindeki güç çatışmasının 10 dakikada bir çocuğun öldüğü soykırımın devam etmesine yol açtığına dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Yavaş yavaş, Batı toplumlarındaki halkların isyanı ve son derece soylu eylemler yapmaları neticesinde, Filistin devletiyle ilgili bir tablonun ortaya çıkması çerçevesinde daha çok ses çıkmaya başladı. Bu devletin kurulması için öncelikle ateşkesin ortaya çıkması lazım. Ortada bir ateşkes yok. İkinci bir nokta şu, sık sık başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinden bahsediyoruz. Fakat İsrail'in, Gazze'yle ilgili planları, Gazze'de ortaya koyduğu soykırım faaliyeti ve yansıyan planları coğrafi bütünlüğü tamamen yok edecek ve her türlü devlet niteliğinden yoksun kağıt üstünde bir devlet konumuna getirebilecek bir noktaya doğru ilerlemektedir."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cezayir'den Mısır'a kadar geniş bir diplomasi ağı çerçevesinde ziyaretler gerçekleştirdiğini anımsatan Çelik, bu ziyaretlerin amacının Gazze konusundaki ortak duruşu güçlendirmek olduğunu söyledi.
"GAZZE BİRİNCİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK"
Erdoğan'ın turunun, Gazze için yapılmış en geniş diplomatik girişim olduğunu dile getiren Çelik, "Bundan sonrasında da Gazze birinci gündemimiz olmaya devam edecektir. Hem ateşkesin sağlanması hem de başkenti Doğu Kudüs olan ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin ortaya çıkması için bütün gücümüzü kullanarak çalışmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Çelik, Ermenistan'la normalleşme sürecini dinamik bir şekilde Azerbaycan'la uyum ve mutabakat içerisinde ilerletmeye çalıştıklarını, bu süreci sabote etmeye çalışan birtakım girişimler olduğunu belirtti.
Ermenistan'ın saldırganlıktan vazgeçmesi ve kendi refahı çerçevesinde bir normalleşme yürütme konusunda iradenin ortaya çıktığını gördüklerini kaydeden Çelik, ancak bazı Batılı devletlerin bunu sabote etmeye, diasporanın da engellemeye çalıştığını gördüklerini ifade etti.
Çelik, "Bizim buradaki pozisyonumuz, ne olursa olsun bölgede saldırganlıktan vazgeçilmesi halinde bir normalleşmenin olmasıdır ve bölgenin ortak barışına katkı sağlayacak şekilde bu mekanizmaların kurulmasıdır. Buradaki barışçıl diplomasiyi de güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
"BİRBİRLERİYLE İLGİLİ EN AĞIR LAFLARI SÖYLÜYORLAR"
Yerel seçim sürecinde Cumhur İttifakı'nın tutarlı ve açık bir iletişimle yoluna devam ettiğini belirten Çelik, muhalefetin 14-28 Mayıs sürecinden yerel seçim sürecine kadarki sürede içine düştüğü tabloyu hatırlatmak gerektiğini söyledi.
Muhalefetin, "altılı, yedili masa" diyerek yola çıktıklarını ifade eden Çelik, "O zaman bunların ortaya koymaya çalıştığı sistemin milletimizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir sistem olmadığını, sadece birtakım siyasi partilere makam, mevki dağıtmak şeklinde bir istismar siyasetinin neticesinde ucube bir mekanizma olduğunu ifade etmiştik. Sonrasında ortaya çıkan gelişmeler bizim bu ifadelerimizin çok ötesinde bir vahametin ortada olduğunu gösterdi." diye konuştu.
Milletin önüne çıkıp yan yana poz verenlerin, şu anda birbirlerine Türk siyasi tarihinin en ağır söylemlerini kullandığını söyleyen Çelik, "Altılı, yedili masaya destek veren genel başkanların ve parti yönetimlerinin vatandaşlarımıza bir özür borcu vardır. Birbirleriyle ilgili en ağır lafları söylüyorlar. Her birinin yerel seçim için çıkıp da oy istemeden önce o süreçte ortaya koydukları tutumla ilgili olarak millete özür dilemesi ve genel seçimler öncesinde milletin huzuruna çıktıkları bu tablonun siyasi saçmalığa dönüşmesi karşısında millete bir hesap vermesi gerekir." dedi.