Terör örgütü DHKP/C'li Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un 6 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde polis kontrol noktasına yönelik silahlı saldırısına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 48 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderilirken 48 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SORUŞTURMANIN DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI
Soruşturmanın detayları şüphelilerin hakimliğe sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında ilk olarak DHKP/C örgütü anlatıldı. 6 Şubat 11:32 sıralarında adliyenin karşısında bulunan E-5 yanyol üzerindeki İETT durağında otobüsten iniş yaptıkları, metrobüs üst geçicinden adliyeye geçiş yaptıkları ve 11:34 sıralarında D kapısına yanaştıkları belirtildi.
POLİSİ GÖĞSÜNDEN VURMAK İSTERKEN SİLAH TUTUKLULUK YAPTI
Pınar Birkoç'un D kapısının girişinde polis memurunun yanına giderek 2-3 saniye biber gazı sıktığı bu esnada diğer şüpheli Emrah Yayla'nın polisin göğsünü hedef alarak silahla ateş ettiği, silahın tutukluluk yaptığı, tekrardan ateş ettiği anda polisin sağ ayağından yaralandığı anlatıldı. Polislerden birinin C kapısına doğru koşmaya başlamasıyla iki teröristin arkasından koşarak polisi hedef alacak şekilde ateş ettikleri, yaya yolunda yürümekte olan sivil vatandaşların koşmaya başladığı ve bu esnada Dilfiraz Karataş'ın şüpheli tarafından sırtından vurulduğu, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.
ETKİSİZ HALE GETİRİLDİLER
Saat 11:36'da Emrah Yayla'nın adliyenin C kapısının önündeki polis nöbet kulübesine doğru gelen polise ateş ettiği, söz konusu kulübedeki polislerin karşılık vermesiyle Yayla'nın etkisiz hale getirildiği belirtildi. Arkadan gelen Pınar Birkoç'un polis kulübesine doğru ateş açtığı ve polisler tarafından etkisiz hale getirildiği anlatıldı.
KAĞIT PARÇASINDA GAZETECİ VE MİLLETVEKİLİ İSİMLERİ ÇIKTI
Sevk yazısında terör örgütü mensupları Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un eylemi doğrultusunda bir sivil vatandaşın hayatını kaybettiği, 1'i ağır 3 sivilin ve 3 polisin yaralandığı aktarıldı. Olay anında etkisiz hale getirilen teröristlerin üzerlerinde yapılan arama sonucunda 2 adet silah, çanta ve üzerlerinde yer alan turist hat, 2 adet cep telefonu, çok sayıda plastik kelepçe, sahte bomba düzeneği, mermi, yedek şarjör, falçata ve biber gazı bulunduğuna sevk yazısında değinildi. Şüpheli Emrah Yayla'nın üzerinden çıkan kağıt parçasında birkaç gazeteci ve milletvekillerinin isim ve soyadlarıyla birlikte telefon numaraları çıktığı aktarıldı.
DURUŞMA GÜNÜ YAPILAN EYLEM
Eylemci Pınar Birkoç'un çantasında ise DHKP/C terör örgütüne ait manifesto bulundu. İçeriği incelenen manifestoda terör örgütü üyeliğinden yargılanıp hükümlü bulunan terör örgütü üyelerinin serbest bırakılmasına dair talepleri içerdiği ortaya çıktı. Olay günü Pınar Birkoç'un kardeşi Necmiye Birkoç'un örgüte üye suçundan yargılandığı, Necmiye Birkoç'un özellikle savunma yapmak istediğine dair dilekçe verdiği tespit edildi.
HAİN PLANLANIN DETAYLARI
Sevk yazısında, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılan ve örgüt üyesi olduğu değerlendirilen terörist Birkoç'un kardeşi Necla Birkoç beraberindeki Elif Ersoy, Diyar Ersoy, ve Ercan Güneş'in izleyici olarak dağınık oturdukları aktarıldı. Tüm bunlar değerlendirildiğinde hain planın aslında adliye binasına girerek vatandaşları, kamu görevlilerinin plastik kelepçe ile rehin alarak yanlarında getirdikleri manifesto okumak ve bu anları kamuoyu ile paylaşmak olduğu vurgulandı.
ŞEHİT MEHMET SELİM KİRAZ'A YAPILAN HAİN EYLEMLE BENZER NİTELİKTE
Sevk yazısında ayrıca DHKP/C tarafından İstanbul Adliyesi'nde şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'a yönelik gerçekleşen hain eylemle benzerlik gösterdiğine değinildi. Silahlı terör örgütlerinin işleyiş pratiği göz önüne alındığında bu eylemin örgütün yurt dışında bulunan sözde merkezi komite üyeleri ve dosya kapsamında şüpheli sıfatında bulunan 10 örgüt yöneticisinin talimatı, planlama, fikir ve eylem birliği olmaksızın yapılabileceğini düşünmenin gerçekten uzaklaşmak olacağı sevk yazısında yer aldı. Tüm bunlar değerlendirildiğinde örgüt yöneticileri tarafından verilen talimat doğrultusunda şüpheliler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un adliyeye silahlı bir şekilde girerek yanlarında malzemelerle birlikte duruşma bahanesiyle içeri giren yardımcılarıyla kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı.
HÜKÜM GİYMİŞ TERÖRİSTLERİN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEYECEKLERDİ
Teröristlerin yakalanmamak için sahte bomba görünümlü düzenek kullanmayı hedefledikleri, hukuksuz manifestolarını okuyup terör örgütünden hüküm giymiş Ali Osman Köse ve Ercan Kartal isimli teröristlerin serbest bırakılmalarını isteyecekleri ortaya çıktı. Saldırgan Yayla ve Birkoç'un üzerlerinde bulunan listede yer alan gazeteci ve milletvekillerden oluşan 9 kişilik sözde müzakere heyet aracılığıyla isteklerini kamuoyuyla paylaşarak kabul ettirmeyi hedefledikleri aktarıldı.
EYLEMİN TASARLAYARAK GERÇEKLEŞTİĞİ VURGULANDI
Hukuksuz taleplerinin kabul görmemesi durumumda ise tıpkı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit ettikleri gibi rehin aldıkları insanları da sözde cezalandırma eylemi yapmayı hedefledikleri sevk yazısında anlatıldı. Örgüt yöneticisi talimatıyla eylemin tasarlayarak gerçekleştirildiği vurgulanan yazıda, şüphelilerin "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Tasarlayarak öldürme" suçların oluşturulduğu belirtildi.
ÖRGÜTÜN MERKEZLERİNE OPERASYONLAR DÜZENLENDİ
Terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırı sonrasında, örgütün eleman devşirme ve eylem planlama merkezi olarak kullandığı İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu yapılanması, Halkın Mühendis ve Mimarlar yapılanması, Tayad ve Grup Yorum yapılanmasına yönelik operasyonların düzenlendiği belirtildi.
GÖZALTINDAYKEN TERÖRİSTLERE SLOGAN
Hain eylem sonrası gerçekleşen operasyonlarda gözaltına alınan şüphelilerin emniyet sorgusunda hiçbir evraka imza atmadığı, açlık grevine gittikleri, parmak izi vermedikleri ve örgütsel talep takındığı sevk yazısında belirtildi. Terörist Yayla ile Birkoç'un lehine sık sık slogan attıkları ifade edilen yazıda, örgütün yayın organlarında bu durumun yayınlanarak şüphelilerin sahiplenildiğine yönelik paylaşımlar yapıldığı aktarıldı. Yazıda, şüphelilerin söz konusu eyleminin örgütün "Gözaltına Alındığınızda Ne Yapmalısınız?" kitabında yer alan talimatlara uygun olduğu ve buna göre hareket ettiklerinin değerlendirildiğine dikkat çekildi.