Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bursa Çocuk Adalet Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada, gerek suça sürüklenen gerekse suç mağduru çocukların bu süreçlerden örselenmeden geçmesi için Çocuk Adalet Merkezleri Projesi'ni önceki yıllarda başlattıklarını anımsattı.
Büyüklerin yargılandığı adliyelerden çocukları ayırdıklarını belirten Tunç, çocukların ayrı mekanlarda, daha özel ortamlarda bu süreçlerden yararlanacağını kaydetti.
Tunç, Çocuk Adalet Merkezleri uygulamasını Erzurum'dan başlattıklarını dile getirerek, "Bursa'da ikincisini hayata geçiriyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş ve Adalet Bakanlığımızın önemli bir çalışması olarak Bursa'mızda faaliyete geçiyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Çocukların ailenin aynası olduğunu anlatan Tunç, ailenin korunmasına büyük önem verdiklerini ifade etti.
Bakan Tunç, 2010 yılında Anayasa'nın 41. maddesinde yapılan değişiklikle çocukların korunmasını da anayasal güvenceye kavuşturduklarını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklarımız bugünün yarını, yarının ise umudu. Çünkü bir ülke için en değerli kaynağın insan kaynağı olduğuna, en değerli hazinenin insan kaynağı olduğuna inanıyoruz. İnsan kaynağının temeli ise çocuklarla birlikte atılıyor. Adeta geleceğe bir fidan olan çocuklarımızın maddi manevi, sağlıklı gelişiminin ilk ve en önemli durağı aile ocağı. Çocuğun üstün yararını gözetecek olan en başta ailelerimiz. Bunun için biz aileyi toplumun temel taşı sayıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın dile getirdiği gibi biz aileyi toplumun nüvesi, kilit taşı, mayası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu kapsamda son 21 yılda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde aile hukuku ve kadın hakları alanında anayasal düzeyde sessiz devrim niteliğinde birçok düzenlemeyi hayata geçirdik."
- "Çocuklara yönelik koruyucu tedbirlerin etkinleştirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz"
Son 21 yıldaki politikalarının temelinde hep insanın olduğunu vurgulayan Tunç, "İnsanı güçlendirmek için çalıştık. Sosyal politikalardan eğitime, adaletten tüm alanlara varıncaya kadar insanı güçlendirmek ve insanı güçlendirerek aileyi güçlendirmek, aileyi güçlendirerek de toplumu güçlendirmek için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz." ifadesini kullandı.
Tunç, yargı reformu strateji belgelerinde kadını ve çocukları koruyan önemli mevzuat düzenlemelerini hayata geçirdiklerini, özellikle kadınlara yönelik kasten öldürme, eziyet, kasten yaralama gibi suçları Türk Ceza Kanunu'nda ağırlaştırıcı sebep olarak gördüklerini anlattı.
Yargılama sürecindeki "iyi hal" değerlendirmeleriyle ilgili önemli düzenlemeler yaptıklarını hatırlatan Tunç, "Sanığın duruşmadaki salt indirim almak için gösterdiği tavırların, kılık kıyafetinin iyi hal indiriminde dikkate alınmayacağı yönünde önemli bir düzenleme yaptık. Yine suç mağduru kadınlara ücretsiz avukat görevlendirilmesi hususundaki yasal düzenlemeyi yaparak da kadınlarımızın özellikle yargı süreçlerinde onların desteklenmesi, onların savunma haklarının korunması anlamında gerek mağdur kadınların, gerek sanık kadınların bu anlamda ücretsiz avukat, görevlendirme hususunu da hayata geçirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin sosyal bir hukuk devleti olduğuna değinen Tunç, şöyle devam etti:
"Adli süreçlerde çocuk haklarının gözetilmesi ve çocuklara yönelik koruyucu, destekleyici tedbirlerin etkinleştirilmesi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Zira çocuklar yaşları, fiziksel veya ruhsal durumları nedeniyle suçtan daha fazla etkilenmektedir. Çocuk hakları aynı zamanda insan hakkı da demektir. Bu noktada çocuklarımızı adli sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız. Bu sebeple yargı reformu strateji belgesi ve insan hakları eylem planlarında çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet anlayışıyla yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyduk ve bu hedefler doğrultusunda da gerek mevzuat gerek uygulama çalışmalarını da gerçekleştiriyoruz."
Son 21 yılda çocukların haklarını koruyan ve genişleten birçok yeniliğe imza attıklarını belirten Tunç, Çocuk Koruma Kanunu ile çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamayacağı, çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirlerle hapis cezasına en son çare olarak başvurulması gerektiğini düzenlediklerini dile getirdi.
Bakan Tunç, çocukların adli işlemlerinin yerine getirilebilmesi amacıyla çocuk mahkemesi sayısını 83'e, çocuk ağır ceza mahkemesi sayısını da 12'ye çıkardıklarını, özellikle okul çevrelerinde uyuşturucunun çocuklardan uzak tutulması için tedbirleri almaya devam ettiklerini söyledi.
- "Artık çocuk teslimi icra kanalıyla olmuyor"
Çocukların taraf olduğu ceza dosyalarındaki adli sürecin bir an önce hızlı şekilde tamamlanmasının önemine dikkati çeken Tunç, "Çocukların davalarının diğer davalardan daha önce bitirilmesi noktasındaki hassasiyetimizi de sürdürüyoruz. Tüm bunların yanında çocuk yargılamalarında ihtisaslaşmanın sağlanması için gerekli adımları da atmaya devam ediyoruz." dedi.
Tunç, icra kanalıyla çocuk teslimi yapılan dönemlerin geride kaldığını anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Artık çocuk teslimi icra kanalıyla olmuyor. Anneden ya da babadan çocukla görüşme ya da çocuk teslimiyle ilgili hususlar artık çocuk görüşme merkezlerinde Adalet Bakanlığı bünyesinde yine Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığımızın illerde ve ilçelerde oluşturduğu çocuk görüşme merkezlerinde psikologlar, pedagoglar ve özellikle sosyal çalışmacılar, öğretmenlerimizin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın uzmanları, Adalet Bakanlığımızın bu alandaki uzmanları sayesinde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar 800 çocuk görüşme merkezinde bu çalışmalar ücretsiz bir şekilde gerçekleştiriliyor. Son 21 yıldır politikalarımızın temeline çocuğun üstün yararını mutlak bir şekilde koyuyoruz. Çocukları suçtan olabildiğince uzak tutabilmek, adli süreçlerde ikincil örselenmelerini engellemek her zaman önceliklerimiz arasında yer almaya devam ediyor. Bu bakış açısından hareketle Adalet Bakanlığı olarak mağdur odaklı adalet anlayışını hayata geçirmenin gayreti içerisinde olmaya devam ediyoruz."
Suç mağduru kadın ve çocukların faillerle bir araya gelmeden uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerinin alınmasının önemli olduğuna vurgu yapan Tunç, adliyelerde adli görüşme odaları oluşturmaya devam ettiklerini aktardı.
Tunç, Bursa'da açılan Çocuk Adalet Merkezi ile çocuğun üstün yararını gözeten uygulamayı hayata geçirdiklerini söyleyerek şunları kaydetti:
"Çocuk adalet merkezimizde çocuğun bir suçlu gibi yargılandığı değil, devletin şefkatli elinin kendisini suçtan uzak tutmak için seferber olduğunu iliklerine kadar hissetmesini, çocuklara yönelik adli süreçteki tüm işlemlerin çocuk dostu bu merkezlerde yerine getirilmesini, çocukların hakim, savcı ve pedagogları aynı zamanda onların bir yakını gibi bir ağabeyi, bir ablası gibi görmesini, suça sürüklenen çocukların adli süreçlerde olumsuz etkilenmelerinin önüne geçilmesini, mağdur çocukların ikincil travma yaşamalarının önlenmesini, böylece çocukların kendisinin yargılandığını değil, kendisine yardımcı olunduğunu hissetmesini amaçlıyoruz."
Bakan Tunç, Gaziantep'te de Çocuk Adalet Merkezi açacaklarını bildirerek, "Cezalandırıcı adalet anlayışından öte çocuğun içinde bulunduğu ortamdan çıkarılıp korunmasını amaçlıyoruz. Bu amacın gerçekleşmesi, bu alanda faaliyet gösteren tüm kurumların koordineli çalışması şeklinde zorunlu olmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
- "Bütün dünyanın gözü önünde Filistin'de katliam yaşanıyor"
İsrail'in Gazze'ye saldırılarına da değinen Bakan Tunç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bütün dünyanın gözü önünde Filistin'de maalesef 3 aya varan bir süredir katliam yaşanıyor. İnsanlık suçu işleniyor. 24 bine yakın Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Maalesef, dünyanın gözü önünde bütün insan hakları kuruluşlarının sessiz ve etkisiz kaldığı, devletlerin sessiz ve etkisiz kaldığı, hatta o 'Demokrasinin beşiğiyiz' diyen, 'İnsan haklarının savunucusuyuz', 'Çocuk haklarının savunucusuyuz' diyen o ülkelerin katliama destek verdiklerini de üzülerek görüyoruz. Binlerce çocuk maalesef dünyanın gözü önünde katledildi ve katledilmeye devam ediyor. Akan kanın durması, orada Filistinli mazlumların zulümden kurtarılması anlamında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Türkiye olarak onlara destek olmaya, diplomatik çalışmalarla oradaki akan kanın durdurulması noktasındaki gayretimizi de sürdürmeye devam ediyoruz."
Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanı Meral Gökkaya ve Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz da katılımcılara hitap etti.
Konuşmaların ardından merkezin açılışının gerçekleştirilmesiyle sona eren programa, AK Parti Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç ve Ayhan Salman, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Bursa Adalet Komisyonu Başkanı Ömer Gülmüş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Abdulkadir Şahin, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Mahmut Şahin, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Sadık Bölek ve Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun ile diğer davetliler katıldı.