Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, (AİHM) Kayseri'de öğretmenlik yapan ve FETÖ iltisakı nedeniyle kamudan ihraç edildikten sonra 2017'de 6 yıl 3 ay hapis cezası alan FETÖ üyesi Yüksel Yalçınkaya hakkında verdiği "ihlal" kararıyla yetkisini aştı. 26 Eylül'de verilen ve "emsal" olarak yorumlanan karar sonrası pek çok örgüt mensubu AİHM'e başvurdu.
FETÖ'cülerin davalarında yetkisini aşarak delil değerlendirme telaşına giren AİHM'in, ByLock kullandıkları gerekçesiyle 'Terör örgütü üyeliği' suçundan çeşitli cezalara çarptırılan bin kişinin başvurusunu kabul edip hemen işleme aldığı ortaya çıktı. Mahkeme, 'hak ihlali' temelinde Türkiye'ye karşı dava açmak için yapılan başvuruları bilgi ve görüş için Türkiye'ye iletti. Toplam 5 dosya halinde tebliğ edilen dava başvurularının, 2019-2023 yılları arasında AİHM gündemine taşınmış şikâyetlerden oluştuğu öğrenildi.
Başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. ve 7. maddesini öne sürerken, delil değerlendirme yetkisini aşan AİHM ise yaptığı açıklamada yine skandal ifadelere yer verdi. AİHM, ByLock'u kullanan herkesin, yalnızca bu temelde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûm edilebileceği anlamına gelmediğini öne sürdü.
Yalçınkaya kararıyla kapılarını FETÖ'cülere açan AİHM, açıklamasında da bunu dile getirmekten çekinmedi. Yüksel Yalçınkaya kararına atıf yapılan açıklamada, "Başvuranlar bin Türk vatandaşıdır. Başvurularını 2019-2023 yılları arasında AİHM'e yaptılar. 'Gülen hareketi' olarak bilinen ve Türk makamları tarafından darbe girişiminin arkasında olduğu düşünülen silahlı terör örgütü FETÖ/ PDY üyeliğine ilişkin mahkûmiyet kararlarıyla ilgilidir. Başvuranlara göre, mahkûmiyet kararları, yerel mahkemelerin küresel bir uygulama adı altında FETÖ/PDY üyelerinin özel kullanımına yönelik olarak tasarladığı 'ByLock' adlı şifreli mesajlaşma uygulamasını kullandıkları iddiasına dayanıyordu" denildi.
Açıklamada, "Başvuranlar esas olarak FETÖ/PDY üyeliği suçundan yargılanmaları ve mahkûm edilmelerinin Avrupa Sözleşmesi'nin 7. maddesi kapsamındaki kanunsuz ceza olmaz ilkesini ve Sözleşme'nin 6. maddesi kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinden şikâyetçidir" ifadeleri kullanıldı.