Ankara'da ilköğretim öğrencisi Tunahan Yılmaz'ın (8) sokak köpeklerinin saldırısında ağır yaralanması ve son günlerde farklı kentlerde giderek artan saldırılar, sokak hayvanlarını bir kez daha gündeme taşıdı. SABAH, alanında yetkin isimlerle konuşarak sokak hayvanlarının neden 'sorun' olmaya başladığını ve çözüm önerilerinin neler olabileceğini dinledi. Akademi, hukuk ve sağlık penceresinden konuya ışık tutan uzmanlar, İstanbul özelinde ve Türkiye genelinde konunun detaylarını anlattı:
NEDEN SALDIRGANLAŞTILAR?
Düzensiz beslenme
Kısırlaştırmama
Yüksek doğum oranı
Aşıların yapıl(a)maması
Havaların soğuması
İnsan şiddeti
Terk edilme sonucu sokağa adaptasyon stresi
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Büyük barınaklar yerine ilçe veya mahalle dispanserleri kurulmalı.
İdari para cezası artırılmalı, gerekirse hapis cezası getirilmeli.
Kısırlaştırma, aşılama, küpeleme ve yerinde yaşama sağlanmalı.
Ekonomik külfeti olan barınak yerine kısırlaştırma kampanyası yapılmalı.
Yasadışı merdivenaltı cins hayvan üretimi sıkı takip edilmeli.
Çip sistemi daha da artırılmalı.
SON İKİ AYDA 4'Ü ÇOCUK 9 KİŞİ SALDIRIYA UĞRADI
Son iki ayda 4'ü çocuk 9 kişinin saldırıya uğradığına dikkat çeken Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, "Kentlerimiz, hayvanların yaşam hakkına saygılı bir çözümü hak ediyor. 81 ile kedi ve köpek köyleri kurarak, bu soruna çözüm bulabiliriz" çağrısında bulundu.
SADECE İSTANBUL VE ANKARA'NIN SORUNU DEĞİL
Sokak
köpekleriyle ilgili sorunun yalnızca İstanbul ve Ankara'da yaşanmadığını, son iki ayda yaşanan olayların Bursa, Sakarya, Muş ve Rize gibi Türkiye'nin dört bir yanında neredeyse her bölgede meydana geldiğine dikkat çeken Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, "Bu Türkiye'nin ortak problemidir. Dolayısıyla çözüm üretirken 81 ili de içine alan projeler geliştirmeliyiz" dedi. Çözüm önerisi ile ilgili bir grup gazeteciye bilgi veren Yılmaz şu ifadeleri kullandı: "Kentlerimizi tüm bireylerin yaşam hakkının korunduğu, çocuklarımızın özgürce, korkmadan okuluna gidip gelebildiği, yaşlıların güvenlik kaygısı duymadan sokağa çıkabildiği şekilde kurgulamalıyız. Bunun için de bir an önce mutlaka sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili soruna çözüm bulmalıyız" dedi.
Barış ŞİMŞEK/ANKARA
VETERİNER HEKİM MUSTAFA EMİN TURAN:
AL, KISIRLAŞTIR, AŞILA, DOĞAL ORTAMINA BIRAK
Sokak
hayvanlarında parazitler ve bakteriyel hastalıklar karşımıza çıkıyor. En
büyük nedeni parazit tedavilerinin ve aşılarının
yapılmaması. Beslenme odakları kurmamız,
dengeli ve yeterli beslenmelerini
sağlamamız gerekiyor. Sokak hayvanları
potansiyel bir tehlike olarak görülüyor
ancak bunlar tehlike değil ekosistemin
koruyucuları. Yapmamız gereken, üremeyi
kontrol altına almak. Üremeyi
kontrol altına alırsak
üreme yoluyla bulaşan hastalıkları da kontrol
altına almış oluruz. Gerekli işlemi yaptıktan
sonra yeniden doğal ortamına bırakmalıyız.
Bir hevesle hayvan alan sonrasında
bunları sokağa bırakanlara karşı önlem alınmalı,
caydırıcı cezalar verilmeli.
İstanbul'daki
sistemi beğeniyorum.
İSTANBUL 2 NO'LU BAROSU, HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU BAŞKANI AVUKAT TİMUR ÇERKEZ:
DÜŞMAN OLARAK GÖRMEMELİYİZ
Sahibi tarafından sokağa atılan hayvanlarda büyük bir problem çıkıyor. Kısırlaştırılmadığı için çoğalıyorlar, çoğaldıkça da önlem alınamıyor. Sahibi tarafından bir hayvanın sokağa atılmasına 2 bin TL para cezası uygulanıyor ama o da çok az. Hayvanı sahiplenen kişi 30 gün içinde bunu belediyeye bildirmeli. Hayvanları terk edenlere, dövüştürenlere, ticaretini yapanlara verilecek cezalar artırılmalı. Kanuna göre hayvanların yeri barınaklar değil, doğal ortamıdır. Hayvanları asla düşman olarak görmemeliyiz. Saldırgan hayvanlar genelde çeteleşmiş ve gruplaşmış köpeklerdir.
DÖRT AYAKLI ŞEHİR KOORDINATÖRÜ VE KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DR. MİNE YILDIRIM:
SOKAK HAYVANLARI KÜLTÜREL MİRAS
Türkiye'de
sokak hayvanları sorun olarak değil, yüzyıllar boyunca bir kültürel varlık, kültürel miras olarak görülüyor. Sokak hayvanlarının Osmanlı ve Bizans dönemlerine uzanan en kabul edilebilir teoriye göre, 700-800 yıllık bir tarihi var. Türkiye'de bizim kültürel değerimiz bu hayvanlara sokakta bakmaktır. Büyük barınaklar yerine mahalle veya ilçe bazında hayvan hastaneleri veya küçük dispanserler, nasıl ki aile sağlığı merkezleri varsa hayvan için bu gibi yerler kurulmalı. Şehrin iki tarafında hayvanlar için hastaneler olmalı.