Google, teknoloji devi şirketlerin haber içeriklerini platformlarında kullanmaları karşılığında ücret ödemelerini öngören Çevrim İçi Haberler Yasası doğrultusunda, Kanada merkezli haber kuruluşları ve şirketlerine yıllık yaklaşık 74 milyon dolarlık ödeme yapmayı kabul etti. Bu kararın ardından gözler Türkiye'de bu yasa için adımlara çevrilmiş, içerik üreticilerin haklarını korumaya ve korsan yayıncılığa engel olmak adına yapılan çalışmalar dikkat çekmişti. Dijital mecralarla ilgili atılan en büyük adımlardan biri olan 'Sosyal Medya ve Dezenformasyonla Mücadele Yasası'nın 2022'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 'Dijital Telif Yasası' ile ilgili çalışmalar da start aldı. Peki, Dijital Telif Yasası'yla sağlanacak olan haklar neler ve süreç nasıl ilerliyor? Dijital Telif Yasası'nı hukuki boyutlarıyla Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Sezercan Bektaş, Milliyet'ten Zeynep Dilara Akyürek'e anlattı.
Türkiye'de fikir ve sanat eserleri üzerindeki telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında korunuyor. Ancak dijital içerik üreticilerinin ortaya koyduğu eserleri korumak konusunda yetersiz kalan yasa, 1952 yılında yürürlüğe girmiş ve ilim, edebiyat, müzik, güzel sanat ve sinema eserleri olarak listelenmişti. Dr. Sezercan Bektaş, dijital telif yasasının bu noktada son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, dijital içerikleri korumakla ilgili yetersizliği şöyle anlattı:
"Günümüzde, bu eserlerin dijital platformlarda yayınlaması belirli telif hakkı sorunlarını da gündeme getirdi. Dijital mecralarda yayınlanan, çoğaltılan ve tekrar üretilen eserlerden kaynaklanan hakların korunması büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Dijital mecralarda yayınlanan içeriklerin büyük bir bölümünü de basın kuruluşlarının yayınları oluşturuyor. Basın kuruluşlarının söz konusu yayınlarının FSEK kapsamında hangi eser altında korunacağı hukuken bir belirsizlik içeriyor."
"ABD VE AVRUPA'DA DA TELİF HAKKINI KORUMAK İÇİN YENİ DÜZENLEMELER YAPILIYOR"
ABD, '18 yaşından küçükleri uygunsuz ve müstehcen içeriklerden korumak' amacıyla iletişim içeriklerinin düzenlenmesine yönelik İletişim Uygunluk Yasası'nı 1996 yılında kabul etti. Almanya'da 2018'de NetzDG yasası yürürlüğe girdi. Yasaya göre, sosyal ağların kendilerine gelen şikâyetleri 6 aylık aralıklarla raporlaması, şikâyet edilen içeriklerin 24 saat içerisinde silinmesi, bilgi taleplerine 48 saat içerisinde cevap verilmesi, Almanya'da birer temsilci bulundurmaları gerekiyordu. Dijital hayatı düzenlemek adına yurt dışında atılan adımları hatırlatan Dr. Bektaş, ABD ve Avrupa ülkelerinin de telif hakkını korumak için yeni düzenlemelerle sorunlara çözüm arandığına dikkat çekti.
Dr. Bektaş Türkiye'de de içerik üreticilerinin telif haklarının yasal zeminde korunmasına ilişkin adımların önemli olduğunun altını çizdi. Dr. Bektaş, "Ülkemizde de dijital telif hakları konusunda gündemde yer alan çalışmalar yapılıyor. Özellikle basın kuruluşlarının fiziki yayınlarından elde ettikleri gelirlerin dijital medyanın gelişmesiyle büyük oranda azalması ve dijital içeriklerden elde edilen gelirin, içeriğin üreticisi olan basın kuruluşlarından ziyade bu içeriği tekrar üreten ve umuma arz eden Google gibi dijital dağıtım mecraları tarafından elde edilmesi basın kuruluşlarının gelir kaybına yol açıyor. Gündemdeki yasa çalışması da içerik üreticilerinin telif haklarının yasal zeminde korunması bakımından önem arz ediyor" diye konuştu.
"TELİF GELİRİ, İÇERİK ÜRETİCİSİ BASIN KURULUŞLARINA AKTARILACAK"
Google'dan telif geliri alındığında bunu kimin elde edeceğiyle ilgili merak edilenleri de yanıtlayan Dr. Sezercan Bektaş, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman'ın açıklamasından hareketle şunları söyledi:
"TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman'ın basına yansıyan açıklamaları dikkate alındığında bu yasal çalışmalarda Avrupa Birliği müktesebatında yer alan 2019/790 EC sayılı Dijital Tek Pazarda Telif Hakları Direktifi'nin esas alındığı anlaşılıyor. Direktif, Avrupa Birliği üye devletlerinin iç hukuklarında yer alan dijital telif hakkına ilişkin düzenlemelerine dayanak teşkil ediyor. Direktif ve ilgili devletlerin yasalarında genel olarak basın yayınlarının telif hakkının koruması konusunda özel düzenlemeler yapılarak hukuki boşlukların ortadan kaldırıldığı, ardından basın kuruluşları ile Google gibi dijital dağıtım mecraları arasında yapılacak sözleşmeler vasıtasıyla elde edilen gelirin içerik üreticisi olan basın kuruluşlarına aktarılmasına yasal zemin sağlandığı görülüyor."
Her şeyden önce Türkiye'nin dijital telif hakkına ilişkin yasal çalışmaları neticelendirerek basın yayınlarının dijital ortamda etkin bir telif hakkı koruması altına alınmasını temin etmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Sezercan Bektaş, böylece FSEK hükümleri gereğince eser sahibinin eseri üzerindeki maddi ve manevi hakların açık bir şekilde dijital ortamdaki basın yayınları için de korunmuş olacağını açıkladı.
"GOOGLE İYİ NİYETLİ OLMALI"
Bektaş, "Bu düzenlemede Fransa'da olduğu gibi dijital dağıtım mecralarının basın kuruluşları ile telif hakkı konusunda sözleşme yapma noktasında isteksiz olmaları halinde telif hakkı ihlalleri sebebiyle öngörülecek cezai yaptırımlara yer verilmeli. Google ve diğer dijital dağıtım mecralarından beklenen, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de basın kuruluşlarıyla iyi niyet çerçevesinde bir araya gelerek her iki tarafı da koruyacak şekilde sözleşmeler akdetmeleri" dedi.
"BASIN KURULUŞLARI EŞ GÜDÜM İÇERİSİNDE ÇALIŞMALAR YÜRÜTMELİ"
Dr. Sezercan Bektaş telif haklarını korumak noktasına basın kuruluşlarının önemli bir rolü olduğuna dikkat çekerek, "Dijital Telif Hakları Yasası ilişkin çalışmaların henüz paydaşlar arasında tartışma seviyesinde olduğu anlaşılıyor. Bu görüşmelere TBMM Dijital Mecralar Komisyonu öncülük yapıyor. İlgili çalışmaların bir yasa teklifi haline dönüşerek TBMM gündemine gelmesi ve yasalaşmasının bir an önce sağlanması paydaşlar için önemli. Düzenlemenin yasalaşması halinde basın kuruluşları gibi dijital içerik üreticilerinin Fransa'da APIG (Alliance de la Presse d'Information Générale) örneğinde olduğu gibi birlik oluşturarak ya da AFP (Agence France-Presse) örneğinde olduğu gibi münferit bir şekilde Google gibi dijital dağıtım mecralarıyla telif haklarına ilişkin sözleşme görüşmelerine başlamaları ve telife ilişkin haklarını yasa dahilinde etkin bir şekilde kullanmaları gerekiyor. Henüz düzenlemenin yasalaşmadığı bugünlerde basın kuruluşlarının yasaya ilişkin birlikte ve eş güdüm içerisinde çalışmalar yürütmeleri faydalı olacaktır" sözlerini noktaladı.