İzmir'de geçtiğimiz Pazar günü fırtına ve yağışlar nedeniyle, deniz taşmış Alsancak ve Bostanlı'da sokaklar sular altında kalmış, çok sayıda ev ve işletmeyi su basmıştı. Yüz milyonlarca lira maddi hasarın meydana geldiği Alsancak'ta üzerine yağmurluk ayaklarına da çizme giyip objektiflere poz veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer suçu iklim krizine atmıştı. Yaşanan felaketle ilgili açıklama yapan TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası deniz suyu yükselmesi nedeniyle yaşanan olumsuzlukları doğrudan iklim değişikliğine ve buna bağlı deniz suyu seviyelerindeki artışa bağlamanın yanlış olduğunu vurguladı.
GEÇMİŞ YILLARDA DA BENZER DURUMLAR YAŞANDI
Açıklamada İzmir'de yaşanan olayın yerel meteorolojik koşullar nedeniyle deniz üzerinde oluşan dalgaların kuvvetli rüzgârlar ile kıyı koruma alanını aşarak içerilere kadar girmesinden kaynaklandığı ifade edildi. Denizin doldurulduğu ve doğal kıyı çizgisinin değiştirildiği, İzmir ve benzeri sahil kesimlerinin, yüksek dalgalar nedeniyle oluşan deniz taşmasına bağlı su ile dolmasının şaşılacak ve beklenmedik bir durum olmadığının dile getirildiği açıklamada İzmir'de geçmiş yıllarda da benzer durumların yaşandığı belirtildi.
PLANLAMA YAPILIRKEN METEOROLOJİK VE İKLİMSEL PARAMETRELER DİKKATE ALINMIYOR
Su basmasının planlamalarda ve projelerde meteorolojik ve iklimsel parametrelerin dikkate alınmamasından kaynaklandığını belirten Oda, yaşananları iklim krizi söylemiyle açıklamanın sorunları doğaüstü güçlere havale etmek anlamına geldiğini ifade etti. Açıklamada Türkiye'nin dirençli şehirler yaratma konusunda sınıfta kaldığının da altı çizildi.
SADECE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE BAĞLAMAK ANLAMSIZ
Sayısal bir değeri görerek, deniz taşmalarını yaşanan meteorolojik koşulları dikkate almadan ve meteoroloji mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeden iklim değişimine bağlamanın anlamsız olduğuna dikkat çeken Oda: "Deniz taşmasına neden olan rüzgâr değeri geçmişten günümüze ölçülen rüzgârlara göre 6 yılda bir görülebilecek rüzgârlardır. Rakamsal ifadelerden de açıkça görüleceği gibi, denizin doldurulduğu ve doğal kıyı çizgisinin değiştirildiği, İzmir ve benzeri sahil kesimlerinin, yüksek dalgalar nedeniyle oluşan deniz taşmasına bağlı su ile dolması şaşılacak ve beklenmedik bir durum değildir. Rüzgârın sahillerde oluşturacağı etkiler, rüzgârın sahile göre oluşturduğu açıya göre de değişmektedir. Bu konular da dikkate alınarak İzmir için sırasıyla 1970, 2003, 2001, 1971, 1972 yıllarında yaşananlara bakmak gerekir. Sahil kesimlerinde geçmiş yıllardaki kayıtlara bakıldığında benzeri olayların yaşandığı görülecektir."