Erinç Sağkan, TBB'nin İsrail'in uluslararası ceza hukukuna ve insancıl hukuka aykırı davranışlarına karşı ilk andan itibaren, en üst düzeyde tepkisini ortaya koyduğunu söyledi. Sağkan, "İsrail'in, Gazze'deki Filistinlilerin elektrik, su, gıda gibi temel ihtiyaçlara erişimini engelleyerek büyük çaplı bir kuşatma uygulamak suretiyle, ayrım gözetmeksizin Filistin halkının tamamına yönelik top yekun bir imha harekatı yürüttüğü tespitini ilk günden itibaren kamuoyuyla paylaştık. Uluslararası kamuoyunun ve özellikle uluslararası siyaset kurumunun sessizliği, yaklaşık elli gündür, Filistin topraklarında başta silahsız kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere sivil halktan binlerce insanın hayatlarını, evlerini kaybetmelerine neden olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada, İsrail hükümetinin insanlık dışı faaliyetlerine kayıtsız kalan uluslararası kurumlar ve çeşitli ülkelerin siyasetçileri de, yaşananların vebalini taşımaktadırlar" dedi.
'ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRECEĞİZ'
Uluslararası Ceza Mahkemesinin, soykırım suçu, insanlığa karşı işlenen suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlularını yargılamakla yetkili olduğunu ifade eden Sağkan, Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptıkları başvurunun politik veya tarafgir bir başvuru olmadığını kaydetti. Sağkan, "Bu görevimizi ulusal hukukumuz çerçevesinde yerine getirmekten hiçbir koşulda kaçınmadığımız gibi, uluslararası arenada da hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerini savunmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmayacağımız herkes tarafından bilinmelidir" diye konuştu.
'TUTUKLANMALARI BİR ZORUNLULUKTUR'
Sağkan, Gazze'de, sivillere, çocuklara ve hastanelere yönelik saldırıların Roma Statüsü'ne göre savaş suçu olduğunu dile getirerek, "Bu suçların işlenmeye devam etmesinin önlenmesi için kişilerin tutuklanması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla tutuklama için aranan koşullar gerçekleşmiştir. Yaşanan büyük insanlık suçlarına karşı sesimizi en güçlü şekilde çıkarmaya devam edeceğimiz gibi sorumluların yargı önünde hesap vermesi için hukuki mücadeleyi de sürdüreceğiz. Hukukun üstünlüğünün evrensel düzeyde tesisi için bu bizim tarihe verdiğimiz sözümüzdür" şeklinde konuştu.