Siyonist İsrail rejimi 7 Ekim'den bu yana Gazze'de binlerce çocuğu katletti ve onbinlercesini de öksüz ve yetim bıraktı. Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. İsrail katliamlarını kınamaktan başka bir şey yapamayan Birleşmiş Milletler'in (BM) 1959'da Çocuk Hakları Bildirgesini yayınladığı ve 1989'da Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi kabul ettiği gün.
Külliye'de dün başlayan ve 24 ülkeden çocukların buluştuğu 24. Çocuk Forumu'na bugün Emine Erdoğan da katılacak. Forumun ilk gününde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Rıdvan Duran, "Gazze'de bombalanan, devlet terörüne maruz kalan, kimsesiz kalmış çocuklarımızı saldırıların yıkıcı etkileri azalana kadar ülkemizde ağırlamak istediğimizi bildirdik. Yetkililerle bu konuda irtibatlarımız devam ediyor" dedi. SABAH, Türkiye'de yaşayan Filistinliler'e bu özel günde Gazze'nin çocuklarını sordu.
Türkiye'de mühendislik yapan Gazzeli Said Alhamarna: Babam, annem, 4 kız kardeşim ve bir de erkek kardeşim şu an Gazze'de yaşam mücadelesi veriyor. En küçük kardeşim Sarah, 21 Ekim'de yeni yaşına üzerine bombalar yağarken girdi. Biz artık ne insan haklarına ne de çocuk haklarına inanıyoruz. Biz ikinci hatta üçüncü sınıf insan muamelesi görüyoruz. Aslında insan muamelesi bile görmüyoruz. Şu an çocuk, kadın, yaşlı demeden katlediliyoruz. 2023 yılındayız. Bu 100 yıl önce yaşanan bir şey değil.
Şu an yaşanan bir şey. Ben kardeşimle konuştuğumda onda artık korku hissinin bile olmadığını fark ettim. Hislerini bile kaybetti. Bomba atılıyor ama bir tepki vermiyor. Artık psikolojisi bomba seslerinden korkmayacak hale geldi. Çocukların sesini duyun. Çocuklar 'biz ölüyoruz, katlediliyoruz, bizi kurtarın' diye haykırıyor. Dünyadaki diğer çocuklar gibi onların da yaşamaya hakkı var. Fakat kimse sesini çıkarmıyor. Hatta Avrupa ülkeleri tam tersine daha fazlasını yapın diyor. Onların Avrupalı çocuklardan bir farkı yok. Evet, mavi gözlü ya da sarışın değiller. Ama onlar da çocuk. Savaştan, siyasetten haberleri bile yok. Bizim çocuklarımızın diğer çocuklardan farkı ne? Hepimiz insanız. Çocuklarımız da aynı. Çocukların hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Biz sadece bir sayı değiliz. Onların ailesi, kardeşleri, okulu var. Yaşadığı bir hayatı var.