Can Atalay, Gezi Parkı soruşturmasında hüküm giydi. Ancak 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi'nden Hatay Milletvekili seçildi. Bunun üzerine Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yapılan başvuru Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Can Atalay'ın avukatları ise Anayasa Mahkemesi'ne gitti.
YARGITAY, AYM'NİN KARARINA DUR DEDİ
Bireysel başvurunun ardından yapılan süreçte Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasının onanmasına karar verdi. AYM'nin hak ihlali kararına ise Yargıtay dur dedi. Can Atalay hakkında ihlal kararıyla yetkisini aştığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
MHP'Lİ YILDIZ'DAN İLK DEĞERLENDİRME
Tartışmaları beraberinde getiren karar hakkında bir yorum da MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'dan geldi. Aynı zamanda bir anayasa hukukçusu olan Feti Yıldız, AYM hakkında verilen kararı değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi kararlarını bir kontrol mekanizması olması gerektiğini söyledi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Feti Yıldız, şunları söyledi: Ceza kanunlarının yorum tekeli ceza hakimlerine bırakılmıştır. Hakim yargı faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hakim, soruna ölçülü duygusallıktan uzak ve soğukkanlı yaklaşarak gerek metne bağlı dar yorumla, gerekse kanun koyucunun iradesini ortaya koyan amaca yönelik yorumla, meseleyi çözmeye ve doğru sonuca ulaşmaya çalışır.
"TBMM'NİN TAKDİRİDİR..."
AYM kararları gücünü, bir başka hukuki merciin denetiminden geçmeyecek olmasından, herkesi bağlayıcı olmasından değil, yetkin ve tutarlı hukuki gerekçelerden almalıdır. Hukuk kuralı uygulayıcının elinde değişmemelidir. Hakimler ne diyorlarsa anayasa odur denebilir mi? Kuvvetler ayrılığı ilkesi çeşitli şekillerde zedelenebilir. Bunlardan biri de yargısal aktivizmdir. Yargısal aktivizm, bazen yasama organının etkisizleşmesine, bazen yasama kararlarının iptaline, bazen yargının yasama organının yerine geçmesi olarak karşımıza çıkar. Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı kontrol mekanizmasının bulunmaması önemli bir eksikliktir. Hukuk normu koymanın, muhakeme meselesi değildir. Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz. Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz. Suç ve ceza politikasını belirlemek, Anayasa Mahkemesi kararlarında sıkça ifade edildiği gibi kanun koyucunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin takdirindedir.